ÇCHD 2016 20th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Nurses Association

View Abstract

Oral Presentation - 10

VALIDITY AND RELIABILITY STUDY OF BARF NAUSEA SCALE

H Şişman*, F Eti Aslan**, R Özgen*, D Alptekin*, Y Akıl*
*Çukurova University, Medicine Faculty Balcalı Hospital
**Bahcesehir University Health Science Faculty

AIM: Nausea and/or vomiting may cause tracheal aspiration among the patients who did not become conscious yet after anesthesia, rupture of wound site or wound infection, recurrent and severe dehydration and electrolyte impairments among children.  Nausea and/or vomiting, which are also unpleasant clinical problems in the post-surgery period, have negative outcomes related to patient satisfaction, morbidity, hospital stay and medical costs. It is very important to detect and to prevent these clinical problems at an early period. Therefore, it is necessary to objectively assess nausea which is a subjective perception. The aim of the current study was to discover validity and reliability of BARF Nausea Scale among the children.

METHOD: The sample of the study, which was in methodological model, was consisted of 82 children aged 7-18 years who were treated at the Inpatient Pediatric Surgery Clinics. BARF Nausea Scale is a pictorial nausea scale that rates nausea from neutral (no nausea) to emesis (maximum nausea) with six items and six face expressions that describe each of these items. Because the scale which was developed in English language includes assessments based on perceptions, Turkish translation and back-translation procedures were not performed. For the content validity; expert reviews were obtained. While the findings obtained from the study were being evaluated; descriptive statistical methods such as Kolmogorov-Smirnov distribution test, Mann Whitney U test, Kruskal Wallis test and Pearson Correlation Analyses were employed. Cochran’s Q test was used to determine the suitability of scale-options in theoretically measuring nausea-vomiting.

FINDINGS: 61% of the children aged 7-18 years were male. It was identified that 50% of the children were operated due to gastrointestinal problems, 81.1% of them did not get premedication, 91.5% of them did not use antiemetic medicines and 41.5% of them started to eat 5-6 hours later after the surgery. It was noted that opinions of all of the experts were consistent in terms of content validity and that BARF and VAS which was previously found to be suitable for the Turkish people could statistically be accepted as equal (Cochran’s Q = 9; p=0.437).

RESULT:  In the parallel test in which VAS and BARF were compared; it was understood that BARF was reliable in assessing nausea and vomiting. In light of these results; it may be suggested that items of BARF Nausea Scale was a valid and reliable tool in theoretically measuring nausea-vomiting. It is recommended that BARF Nausea Scale be used for the children over ≥ 7 years to measure nausea after operations.

Key Words: Child, BARF Nausea Scale, Visual Analog Scale, Nausea, Vomiting,

 

BARF BULANTI ÖLÇEĞİ’ NİN GEÇERLİLİK ve GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI

H Şişman*, F Eti Aslan**, R Özgen*, D Alptekin*, Y Akıl*
*Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi
**Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi

Amaç: Bulantı ve/veya kusma anestezi sonrası henüz bilinci yerine gelmemiş hastada trakeal aspirasyona, yara yerinin açılmasına veya enfeksiyonuna, özellikle çocuklarda tekrarlayıcı ve şiddetli ise dehidratasyon ve elektrolit bozukluklarına yol açabilir. Ayrıca ameliyat sonrası dönemde hoş olmayan bu durum hasta memnuniyeti, morbidite,  hastane kalış süresi ve maliyet üzerinde olumsuz etkileri olan bir klinik sorundur. Bu klinik sorunun erken dönemde farkedilmesi ve önlenmesi oldukça önemlidir. Bu nedenle subjektif bir algı olan bulantının objektif bir yöntemle değerlendirmesi gerekir. Bu çalışmanın amacı çocuklarda “BARF Bulantı Ölçeği” nin geçerlilik ve güvenirliğini belirlemektir.

Yöntem: Metodolojik tipteki çalışmanın örneklemini Çocuk Cerrahisi Kliniklerinde yatarak tedavi edilen,  7-18 yaş arası 82 çocuk oluşturdu. BARF Bulantı Ölçeği’ nde bulantı yoktan, kusmaya kadar varan toplam altı madde ve her bir maddeyi tanımlayan altı yüz ifadesi bulunmaktadır. İngilizcede geliştirilen ölçek algıya dayalı değerlendirmeyi içerdiği için Türkçe’ ye çeviri ve geri-çeviri işlemi yapılmadı. Kapsam geçerliği için uzman görüşü alındı. Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel yöntemler, Kolmogorov - Smirnov dağılım testi, Mann Whitney U,  Kruskal Wallis testi ve  Pearson Korelasyon Analizi kullanıldı.  Ölçek seçeneklerinin teorik olarak ölçmek istenen eğilimi ölçme uygunluğu Cochran’ s Q testi ile yapıldı.

Bulgular: Yaşları 7-18 arası olan 82 çocuk hastanın % 61’ i erkekti. Çocukların % 50’ sinin sindirim sistemi sorunu nedeniyle ameliyat olduğu, % 81,1’ine premedikasyon uygulanmadığı, % 91,5’ ine antiemetik kullanılmadığı, %  41,5’ inin de ameliyattan 5-6 saat sonra beslenmeye başlandığı belirlendi. Kapsam geçerliği için görüşüne başvurulan tüm uzmanların görüşünün tutarlı olduğu ve daha önce Türk insanı için uygun bulunan GKÖ ile BARF’ ın istatistiksel olarak eşit kabul edilebileceği (Cochran’ s Q = 9; p=0,437)  anlaşıldı.

Sonuç: Paralel test olarak GKÖ ve BARF ölçeği karşılaştırmasında BARF’ ın bulantı ve kusmayı değerlendirmede güvenli olduğu belirlendi. Bu sonuçlara dayanarak BARF Bulantı Ölçeği seçeneklerinin teorik olarak ölçmek istenen eğilimi (bulantı- kusma) ölçmede geçerli ve güvenilir bir araç olduğu söylenebilir. BARF ölçeğinin yedi yaş üstü çocukların ameliyat sonrası bulantılarını ölçmede kullanılması önerilir.

Anahtar Kelimeler: Çocuk, BARF Ölçeği, Görsel Kıyaslama Ölçeği, Bulantı, Kusma.

 

Close