Oral Presentation - 10
VALIDITY AND RELIABILITY STUDY OF BARF NAUSEA SCALE
H Şişman*, F Eti Aslan**, R Özgen*, D Alptekin*, Y Akıl*
*Çukurova University, Medicine Faculty Balcalı Hospital
**Bahcesehir University Health Science Faculty
AIM: Nausea and/or vomiting may cause tracheal aspiration
among the patients who did not become conscious yet after anesthesia, rupture
of wound site or wound infection, recurrent and severe dehydration and
electrolyte impairments among children. Nausea and/or vomiting,
which are also unpleasant clinical problems in the post-surgery period, have
negative outcomes related to patient satisfaction, morbidity, hospital stay and
medical costs. It is very important to detect and to prevent these clinical
problems at an early period. Therefore, it is necessary to objectively assess
nausea which is a subjective perception. The aim of the current study was to
discover validity and reliability of BARF Nausea Scale among the children.
METHOD: The sample of the study, which was in
methodological model, was consisted of 82 children aged 7-18 years who were
treated at the Inpatient Pediatric Surgery Clinics. BARF Nausea Scale is a
pictorial nausea scale that rates nausea from neutral (no nausea) to emesis
(maximum nausea) with six items and six face expressions that describe each of
these items. Because the scale which was developed in English language
includes assessments based on perceptions, Turkish translation and
back-translation procedures were not performed. For the content validity;
expert reviews were obtained. While the findings obtained from the study were
being evaluated; descriptive statistical methods such as Kolmogorov-Smirnov
distribution test, Mann Whitney U test, Kruskal Wallis test
and Pearson Correlation Analyses were employed. Cochran’s Q
test was used to determine the suitability of scale-options in
theoretically measuring nausea-vomiting.
FINDINGS: 61% of the children aged 7-18 years were
male. It was identified that 50% of the children were operated due to
gastrointestinal problems, 81.1% of them did not get premedication, 91.5% of
them did not use antiemetic medicines and 41.5% of them started to eat 5-6
hours later after the surgery. It was noted that opinions of all of the experts
were consistent in terms of content validity and that BARF and VAS which was
previously found to be suitable for the Turkish people could statistically be
accepted as equal (Cochran’s Q = 9; p=0.437).
RESULT: In the parallel test in which VAS and BARF were
compared; it was understood that BARF was reliable in assessing nausea and
vomiting. In light of these results; it may be suggested that items of BARF
Nausea Scale was a valid and reliable tool in theoretically measuring
nausea-vomiting. It is recommended that BARF Nausea Scale be used for the
children over ≥ 7 years to measure nausea after operations.
Key Words: Child, BARF Nausea Scale, Visual Analog Scale,
Nausea, Vomiting,
BARF BULANTI ÖLÇEĞİ’ NİN GEÇERLİLİK ve GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI
H Şişman*, F Eti Aslan**, R Özgen*, D Alptekin*, Y Akıl*
*Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi
**Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi
Amaç: Bulantı ve/veya kusma anestezi sonrası henüz bilinci
yerine gelmemiş hastada trakeal aspirasyona, yara yerinin açılmasına veya
enfeksiyonuna, özellikle çocuklarda tekrarlayıcı ve şiddetli ise dehidratasyon
ve elektrolit bozukluklarına yol açabilir. Ayrıca ameliyat sonrası dönemde hoş
olmayan bu durum hasta memnuniyeti, morbidite, hastane kalış süresi
ve maliyet üzerinde olumsuz etkileri olan bir klinik sorundur. Bu klinik
sorunun erken dönemde farkedilmesi ve önlenmesi oldukça önemlidir. Bu nedenle
subjektif bir algı olan bulantının objektif bir yöntemle değerlendirmesi
gerekir. Bu çalışmanın amacı çocuklarda “BARF Bulantı Ölçeği” nin geçerlilik ve
güvenirliğini belirlemektir.
Yöntem: Metodolojik tipteki çalışmanın örneklemini Çocuk
Cerrahisi Kliniklerinde yatarak tedavi edilen, 7-18 yaş
arası 82 çocuk oluşturdu. BARF Bulantı Ölçeği’ nde bulantı yoktan, kusmaya
kadar varan toplam altı madde ve her bir maddeyi tanımlayan altı yüz ifadesi
bulunmaktadır. İngilizcede geliştirilen ölçek algıya dayalı değerlendirmeyi
içerdiği için Türkçe’ ye çeviri ve geri-çeviri işlemi yapılmadı. Kapsam geçerliği
için uzman görüşü alındı. Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken
tanımlayıcı istatistiksel
yöntemler, Kolmogorov - Smirnov dağılım testi,
Mann Whitney U, Kruskal Wallis testi
ve Pearson Korelasyon Analizi kullanıldı. Ölçek
seçeneklerinin teorik olarak ölçmek istenen eğilimi ölçme uygunluğu Cochran’
s Q testi ile yapıldı.
Bulgular: Yaşları 7-18 arası olan 82 çocuk hastanın % 61’ i
erkekti. Çocukların % 50’ sinin sindirim sistemi sorunu nedeniyle ameliyat
olduğu, % 81,1’ine premedikasyon uygulanmadığı, % 91,5’ ine antiemetik
kullanılmadığı, % 41,5’ inin de ameliyattan 5-6 saat sonra
beslenmeye başlandığı belirlendi. Kapsam geçerliği için görüşüne
başvurulan tüm uzmanların görüşünün tutarlı olduğu ve daha önce Türk insanı
için uygun bulunan GKÖ ile BARF’ ın istatistiksel olarak eşit kabul
edilebileceği (Cochran’ s Q = 9; p=0,437) anlaşıldı.
Sonuç: Paralel test olarak GKÖ ve BARF ölçeği
karşılaştırmasında BARF’ ın bulantı ve kusmayı değerlendirmede güvenli olduğu
belirlendi. Bu sonuçlara dayanarak BARF Bulantı Ölçeği seçeneklerinin
teorik olarak ölçmek istenen eğilimi (bulantı- kusma) ölçmede geçerli ve
güvenilir bir araç olduğu söylenebilir. BARF ölçeğinin yedi yaş üstü çocukların
ameliyat sonrası bulantılarını ölçmede kullanılması önerilir.
Anahtar Kelimeler: Çocuk, BARF Ölçeği, Görsel Kıyaslama Ölçeği,
Bulantı, Kusma.