Oral Presentation - 18
Enuresis Nocturna at Hospitalized Children; Anxiety due to Hospitalization, or Continuation of an Ongoing Situation?
HT Tiryaki*, S Önder**, E Tunç Özdemir*, Z Koloğlu***
*Ankara Child Health and Diseases, Hematology Oncology Training and Research Hospital Department of Pediatric Surgery
**Ankara Child Diseases Hematology and Oncology Education and Research Hospital Pediatric Surgery Clinic Pediatric Urology Department
***Ankara Child Health and Diseases Hematology Oncology Education and Research Hospital, Deparment of Pediatric Urology, Ankara, Turkey
Hastanede Yatan Çocuk Olgularda Gece İdrar Kaçırma; Hastane Anksiyetesi mi, Var Olan Durumun Devamı mı?
HT Tiryaki*, S Önder**, E Tunç Özdemir*, Z Koloğlu***
*Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Ürolojisi Kliniği
**TCSB Ankara Çocuk Hastalıkları Hematoloji ve Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Kliniği Çocuk Ürolojisi Bölümü
***Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Ürolojisi Kliniği, Ankara
ÖZET
Enürezis çocukluk çağının en sık rastlanan üriner sistem problemlerinden biri olup, uykudayken yinelenen biçimde idrar kaçıma olarak tanımlanır. Çalışmamızda hastaneye yatan olgulardaki enürezisin; hastane ankisiyetesinden kaynaklı mı, var olan durumun devamı olup olmadığını ölçmeyi amaçladık.
Çalışmaya 5 yaş üstü 38 hasta dahil edildi. Yaş sınıflamalarına göre 5-6 yaş grubu 6 hastadan %66,7 sinde, 7-9 yaş grubu 7 hastanın %42,9 unda, 10 yaş ve üstü 25 hastanın %16 sında enüreisiz gözlendi. 5-6 yaş grubu hastalarımızda primer enürezis yokken hastane yatışı sonrası enürezis gözlendi. Hastanede yatan hastanın yaşı küçüldükce enüresiz şikayeti arttığı tespit edildi. Yaş sınıflamalarına göre hastanede yatan hastada gözlenen enürezis açısından istatistiksel anlamlı fark mevcuttu P: 0,03. Hastanede yatan 5-6 yaş grubu 6 hastada taburculuktan 1 ay sonrası enüresiz %16,7 sinde mevcuttu, bu yaş grubunda hastenede gözlenen enürezisin hastane ankiyesiyetesinden kaynaklı olduğu gözlendi.
Çalışmaya dahil ettiğimiz 38 hastada; cerrahi işlem uygulanmayan 7 hastadan %14 ünde, minör cerrahi uygulanan 7 hastadan hiçbirinde, orta derece cerrahi uygulanan 13 hastanın %35 inde, majör cerrahi uygulanan 4 hastanın %75 inde enürezis gözlenmiş olup istatistiksel anlamlı fark mevcuttu P:0,045. Majör cerrahi uygulanan hastalarda enürezis görülme sıklığının daha fazla olduğu gözlendi. Taburculuktan 1 ay sonrası; orta derece cerrahi uygulanmış 13 hastanın %15 inde, majör cerrahi uygulanan 4 hastanın %25 inde enüresiz gözlendi fakat istatistiksel anlamlı fark mevcut değildi P:0,655. Cerahi işlem yapılan hastalarda; yapılan cerrahi işlem derecesinin artması ile enüresiz sıklığını arttırdığı gözlendi.
Çalışma grubumuzdan primer enürezisi olan ve cerrahi işlem uygulanmayan hastaları çıkardığımızda 25 hastamız kaldı. Bu hastalardan minör cerrahi uygulanan 6 hastanın hiçbirinde, orta derece cerrahi uygulanan 16 hastanın %33 ünde , majör cerrahi uygulanan 3 hastanın %66,7 sinde enüresiz gözlenmiş olup istatiksel olarak anlamlı fark mevcut değildi. P:0,161. Öyküsünde enüresiz olmayan hastalarda cerrahi işlem sonrası enüresiz sıklığının yapılan cerrahi işlemin derecesine bağlı olarak arttığı gözlendi.
Sonuç olarak çalışma grubumuzdaki 38 çocuk hastada; yaş gruplarına, cerrahi işlem varlığına ve yapılan cerrahi işlemin derecesine bağlı değişkenlik gösteren ankisiyete kaynaklı enürezis gözlendi.