Oral Presentation - 82
IMPACT OF INTENSIVE CARE CONDITIONS ON SURVIVAL RATES IN CASES WITH ESOPHAGEAL ATRESIA
Background/purpose:Survival rates in esophageal atresia are dependent to associated cardiac anomalies, pneumonia, and birth weight. According to these variables, several classification systems have been described to predict survival rates. The aim of this study was to determine the impact of renewed and fully equipped 3rd level surgical NICU on survival rates in cases with esophageal atresia at our institution.
Material/Method:Clinical records of the cases with esophageal atresia, operated between January 2004 and January 2011, were reviewed retrospectively according to NICU condition before and after July 2007.
Results:Before July 2007, 3 registered nurses (RN) at day-shift and 1 RN at night-shift were taking care to 27 beds, 2 infant incubators, and 2 ventilators in 350 square-meters pediatric surgery service at our department. After July 2007, a NICU was builded up, and our service was expanded to a 45-bed-service with another 350 square-meters. 4 RN at day shift and 2 RN at night shift were assigned to the NICU to take care to 6 infant incubators, 5 open-beds with radiant warmer, and 7 ventilators. All RN were trained in Neonatal Resuscitation, and were certified in Neonatal intensive care. According to changes, before and after July 2007, in NICU infrastructure, equipment, assigned RN numbers, and trained staff; we determined survival rates were increased from 57.5% to 75% in esophageal atresia cases in every risk groups.
Conclusion:With the increasing numbers of experienced staff and improved conditions in NICU, we determined survival rates are increasing in esophageal atresia cases with low birth weight, and/or severe cardiac anomalies. In cases with congenital anomalies requiring intensive care, fully equipped ICU centers with proper number of experienced staff are appropriate.
ÖZEFAGUS ATREZİLERİNDE YOĞUN BAKIM OLANAKLARININ SAĞKALIM ÜZERİNE ETKİSİ
Giriş/Amaç:Özefagus atrezili olguların sağkalım oranları, eşlik eden kardiyak anomaliler, pnomonik infiltrasyon ve doğum ağırlıklarına göre değişmektedir ve bu konuda değişik sınıflandırmalar yapılarak sağkalım üzerine öngörüde bulunulmaktadır. Bu çalışmamızda, yenilenen kapasite ve donanımı arttırılan yenidoğan cerrahi yoğun bakım ünitemizin, özefagus atrezili olgularının sağkalımı üzerine etkilerini araştırmayı amaçladık.
Materyal/Metod:Ocak 2004-Ocak 2011 tarihleri arasında özefagus atrezisi nedeni ile opere edilen 92 yenidoğanın tüm kayıtları, Temmuz 2007 tarihinden önceki ve sonraki yoğun bakım koşulları dikkate alınarak geriye dönük olarak incelendi.
Bulgular:2007 öncesi 350 metrekare, 27 yataklı, 2 küvöz, 2 ventilatör, mesaide 3 hemşire, nöbette tek hemşirenin bulunduğu kliniğimizde; 2007 Temmuz’dan sonra ilave 350 metrekare yenilenmiş alanla toplam 45 yataklı hale dönüştürülmüştür. 6 kuvöz, 5 radyan ısıtıcılı açık yatak, 7 ventilatör ile yenilenmiş yerinde mesaide 4 hemşire ve mesai dışı 2 hemşire sadece yenidoğan cerrahisi yoğun bakım ünitesinde hizmet vermeye başladı. Tüm hemşirelerin yenidoğan hemşireliği ve yenidoğan canlandırma programı eğitiminden sertifikalı olduğu göz önüne alındığında 2007 Temmuz öncesi ve sonrası dönemde yoğun bakım donanımı ve alt yapısı ve hemşirelik hizmeti açısından farklılığın; tüm risk grupları dahil edilerek değerlendirilen esofagus atrezili olgularda genel ortalama sağkalım oranlarının %57,5’den %75’e arttırdığı saptandı.
Sonuç:Konusunda deneyimli elemanların yeterli sayıya ulaşması ve yoğun bakım olanaklarının düzeltilmesi ile düşük doğum ağırlıklı ve/veya ağır kardiyak anomalili özefagus atrezili olguların sağkalım oranlarında artış olduğu saptandı. Yoğun bakım gerektiren konjenital anomalili yenidoğanların, yeterli sayıda tecrübeli personelin çalıştığı ve tam donanımlı merkezlerde takip ve tedavi edilmeleri uygundur.