Poster - 5
BREAST INTRADUCTAL PAPILLOMATOSIS IN AN ADOLESCENT GIRL
Introduction:Intraductal papilloma is a discrete benign tumour of the epithelium of mammary ducts.On the other hand, papillomatosis is defined as a minimum of five clearly separate papillomas within a localized segment of breast tissue.Juvenile papillomatosis (JP) of the breast is defined as severe ductal papillomatosis occurring in women less than thirty years old, but the terminology is controversial.The first finding may be a palpable mass or bloody nipple discharge. The definitive diagnosis is confirmed by biopsy. Treatment of the JP is total resection with preservation of the normal breast. Here we present a intraductal papillomatosis case that is seen at adolescent period.
Case and Method:A 14-years old girl was admitted to our outpatient clinic with complaints of a right breast mass which was present for 5 months. There was no history of nipple discharge. Physical examination revealed an upper outer quadrant right breast mass. Mass was hard in consistency, about 4x1 cm in size with smooth margins. Axillary regional examination was normal. Ultrasonography revealed an irregular heterogeneous, hypoechoic breast mass of 41x16 mm with cystic areas localized in the upper lateral quadrant of the right breast. Excisional biopsy was planned. Operation was performed with lateral right breast semicircular incision. The mass was originating from milk ducts. It was reported as benign in frozen section examination. The mass was removed totally, protecting the areola. Pathology result was intraductal papillomatosis. The patient was discharged on postoperative second day. Follow-up with ultrasonography was planned in every 3 months and family members were warned about development of breast cancer. There was no recurrence in the follow-up period of 3 months.
Discussion:Juvenile papillomatosis usually presents with a breast mass instead of bloody nipple discharge as seen in our case. Although total excision is sufficient for benign intraductal papillomatosis, recurrence is frequent and there is a risk for malignancy both for the patient and the family members. Patients must be properly followed up at regular intervals.
ADOLESAN YAŞTA MEMEDE İNTRADUKTAL PAPİLLOMATOZİS
Giriş:İntraduktal papilloma, meme kanallarının epitelinin iyi huylu özel bir tümörüdür. Papillomatozis ise lokalize bir meme segmentinde en az beş tane kesin sınırlarla ayrılmış papillomların bulunması olarak tanımlanır. Juvenil papillomatozis (JP), 30 yaşın altındaki kadınlarda memede ciddi papillomatozis varlığıdır, ancak terminoloji tartışmalıdır. İlk bulgu, ele gelen kitle veya kanlı meme başı akıntısı olabilir. Kesin tanı biyopsi ile konur. JP’in tedavisi kitlenin total eksizyonu ve meme dokusunun korunmasıdır. Yazımızda erken yaşta görülen bir intraduktal papillomatozis olgusu sunulmaktadır.
Olgu ve Yöntem: Hastamız, 14 yaşında idi. 5 aydır var olan, sağ memede kitle şikayetiyle polikliniğimize başvuran hastanın, yapılan muayenesinde sağ meme üst dış kadranında yaklaşık 4x1 cm boyutunda sert kıvamda, düzgün sınırlı, ele gelen kitle mevcuttu. Aksiller bölge muayenesi normaldi. Dış merkezde yapılan USG de, sağ memede üst kesimde, düzensiz konturlu heterojen, hipoekoik yapıda, içerisinde yer yer kistik alanlar içeren, yaklaşık 41x16 mm lik solid yapıda kitle izlenmişti. Operasyon sağ meme lateralinden, semisirküler insizyonla yapıldı. Kitlenin, süt kanallarından kaynaklandığı görüldü. Frozen incelemede, kitlenin benign olarak rapor edildi. Bunun üzerine kitle, areola korunarak total olarak eksize edildi. Patoloji sonucu intraduktal papillomatozis olarak geldi. Hasta, postoperatif 2. günde taburcu edildi. Postoperatif dönemde, erken komplikasyon izlenmedi. Hastaya 3 aylık periyodlarla kontrol önerildi, aile bilgilendirildi. Üç aylık izlem süresi içinde nüks görülmedi.
Tartışma:Juvenil papillomatozis hastamızda olduğu gibi kanlı meme başı akıntısından daha çok memede kitle ile belirti verir. Total eksizyon yeterli olmasına rağmen, nüksler sıktır ve hem hastada, hem de ailesinde malignite gelişme riski nedeniyle düzenli aralıklarla takiplerinin yapılması gereklidir.