Oral Presentation - 65
THE VALUE OF PLAIN ABDOMINAL X-RAY AND ULTRASOUND IMAGING IN CHILDHOOD APPENDICITIS
Introduction/Aim: Abdominal pain is one of the most common causes of hospital admittance in childhood. Here we aimed to evaluate the contribution of positive findings in upright abdominal x-ray and ultrasound imaging on diagnosis of acute appendicitis in children admitted with abdominal pain.
Material/Method: The upright abdominal x-ray and ultrasound imaging of the children who admitted to our outpatient clinic with suspected acute appendicitis in the year 2010 were analyzed retrospectively. The patients were divided in to 2 groups. The children with a final diagnosis of acute appendicitis constitute the group I, while the children who required only observation in hospital or as outpatient for suspected appendicitis were group II.
Results:A total of 744 patients admitted to our outpatient clinic for suspected acute appendicitis during the year 2010. Group I constitutes of 350 patients while the group II has 394 children. The mean age of groups were comparable (p>0.05). Upright abdominal x-ray was available for the 87.5% of the patients while 78.5% of the patients underwent ultrasound imaging. Only 59.4% of the ultrasound examinations were carried out by our institution’s radiology department while the rest (40.6%) were carried out elsewhere. In group I, the findings on plain abdominal x-ray which are suggestive of acute appendicitis were as follows; air-fluid levels at right lower quadrant ( 46.8%), lumbar scoliosis with left-sided convexity (10.5%), presence of fecalith (4.7%), blurring of the right properitoneal fat shadow (4.1%). The sensitivity of plain abdominal x-ray for acute appendicitis is 56.3% with a specifity of 66.9%. The diameter of the appendix could be measured only in 180 patients with ultrasound imaging. When the diameter of the appendix was measured ≥ 6 mm, than acute appendicitis could be diagnosed with 86.4% sensitivity while the unresponsiveness to compression can predict acute appendicitis with a sensitivity of 72.1%. In group I, the prevalence of appendicolith, abscess and elevated mesenteric echogenity on ultrasound imaging were 16.2%, 5.5% and 37.5% respectively. Regarding the whole findings, the total sensitivity and specifity of the ultrasound imaging were 66.9% and 66.1% respectively.
Conclusion: Only half of the children with acute appendicitis have a positive finding on plain x-ray. Although variability exists depending on the experience of the radiologist, ultrasound imaging is one of the most sensitive imaging modality for the diagnosis of childhood acute appendicitis. In conclusion, we believe that acute appendicitis can not be diagnosed solely relying on imaging features and correlation of the imaging features with clinical parameters is essential.
ÇOCUKLARDA DİREKT BATIN GRAFİSİ İLE ULTRASON BULGULARININ APANDİSİT TANISINDAKİ DEĞERLERİ
Giriş/Amaç: Karın ağrısı çocukluk çağında en sık hastaneye başvuru nedenlerinden biridir. Bu çalışmada apandisit ön tanısıyla başvuran çocuklarda, ayakta direkt batın grafisi (ADBG) ve karın ultrasonografinin (US), apandisit tanısı koymaya katkılarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç/Yöntem: 2010 yılı içerisinde polikliniğimize apandisit ön tanısıyla başvuran hastaların ADBG ve US bulguları değerlendirildi. Bu hastalardan apandisit tanısı alanlar 1.grup, negatif olgular, gözlem için yatan ve ayaktan takip edilen hastalar 2. grup olarak adlandırıldı.
Bulgular: Bir yıllık sürede polikliniğimize apandisit ön tanısıyla 744 hasta başvurdu. 1.grupta 350hasta, 2.grupta 394 hasta mevcuttu. Grupların yaş ortalamaları benzerdi (p>0,05). Hastaların %87,5'ine ADBG, %78,5'ine US yapılmıştı. US’lerin %59,4’ü hastanemizde, %40,6’sı başka bir merkezde yapılmıştı. 1.grupta ADBG'de apandisit tanısını düşündüren bulgulardan sağ altta hava-sıvı seviyesi %46,8, sağdan uzaklaşan skolyoz %10,5, fekalit %4,7 ve yağ gölgesinde silinme %4,1 oranında saptandı. ADBG'nin apandisit tanısındaki duyarlılığı %56,3, spesifikliği %66,9 bulundu. US ile 180 olguda apendiks çapı değerlendirilmişti, apendiks çapının ≥6mm saptanması durumunda %86,4 ve komprese edilememe varlığında %72,1 duyarlılıkla apandisit tanısı koyulabildiği bulundu. 1.grupta %16,2 apendikolit, %5,5 apse, bunlara ek olarak %37,5 oranında mezenter eko artışı saptandı. Tüm US sonuçları değerlendirildiğinde duyarlılık %66,9, spesifiklik %66,1 olarak bulundu.
Sonuç:ADBG apandisitli olguların sadece yarısında pozitif bir bulgu verebilmektedir. Çocuk yaş grubunda apandisit tanısı koymada US duyarlılığı en yüksek radyolojik tetkiklerden biriolmakla birlikte, bu duyarlılık yüksek oranda kullanıcıya bağımlıdır. Sonuç olarak sadece radyolojik incelemelere dayanılarak apandisit tanısının koyulması veya ekarte etmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle tüm radyolojik bulguların klinik bulgularla birlikte değerlendirilerek tanıya gidilmesinin daha uygun olacağı kanısındayız.