Poster - 134
CARCINOID TUMOR PRESENTATION AT THE APPENDECTOMY MATERIAL: A CASE REPORT
Introduction:Carcinoid tumor is the most common neoplasm of the appendix. This tumor is rare in children. It is originated from the endocrine cells in the lamina propria and submucosal zone. The ones seen in appendix are not symptomatic and usually are coincidental.
Case:13-years-old girl admitted to emergency room with right groin pain, fever and vomiting who had right lower quadrant tenderness and local muscle rigidity in her physical examination. Minimal peritoneal fluid in the Douglas area and mild dilatation in right kidney pelvicalyceal region was reported by the abdominal ultrasound examination. She was hospitalized 3 years ago with the same symptoms and was watched closely for the mild dilatation in right kidney pelvicalyceal region. The patient was taken under surgery with the prediagnosis of acute appendicitis. Appendix was inflamed; its position was retrocecal and subserosal. Histopathologic examination of the excised appendix was reported as monotone neoplastic cell proliferation at the tip of the appendix tissue, located between submucosa and muscle layers which was pancitoceratin (+), synaptophysin (+) and chromagranin-A (-). The histopathology was coherent with carcinoid tumor. The patient was discharged in 2 days with no additional treatment.
Result: Carcinoid tumors are usually diagnosed coincidentally with the histopathological examination of the appendectomy material. Right hemicolectomy must be done after appendectomy if the tumor is larger than 2 centimeters or near the cecum however no additional treatment must be added if the tumor smaller than 2 centimeters. The incidence of the coincidental diagnosis of this tumor must enhance the importance of the histopathological examination of the appendectomy material.
AKUT APANDİSİT NEDENLİ APENDEKTOMİ MATERYALİNDE KARSİNOİD TÜMÖR: OLGU SUNUMU
Giriş / Amaç: Karsinoid tümör, apendiks kökenli en sık neoplazidir. Çocuklarda ender görülür. Lamina propria ve submukozadaki subepitelyal endokrin hücerelerden köken alır. Çoğunlukla bulgu vermez. Apendiks kökenli karsinoid tümörler genelde rastlantısaldır.
Gereç / Yöntem: Sağ kasık ağrısı, kusma ve ateş nedeni ile başvuran 13 yaşında kız hastanın fizik muayenesinde sağ alt kadran hassasiyeti ve defansı mevcuttu. Yapılan abdominal ultrasonografide Douglas poşunda minimal serbest sıvı ve sağ böbrek pelvikaliksiyel yapılarında orta derecede dilatasyon dışında patoloji saptanmadı. Hastanın özgeçmişinde sağ böbrekte dilatasyon nedeni ile takip edildiği, 3 sene önce karın ağrısı, kusma ve ateş nedeni ile hospitalize edilerek izlendiği öğrenildi. Hasta, akut apandisit ön tanısı ile ameliyata alındı. İnflame görünümlü, retroçekal, subserozal apendiks eksize edildi. Histopatolojik incelemede apendiks dokusunun uç bölgesinde, submukoza ile kas tabakasında lokalize yaklaşık 3 mm çapında, sinaptofizin ve pansitokeratin ile pozitif boyanma gösteren kromogranin-A negatif olan, karsinoid tümörle uyumlu monoton neoplastik hücre proliferasyonu olduğu rapor edildi. Ek tedaviye gerek duyulmayan hasta, ameliyat sonrası 2. gün sorunsuz taburcu edildi.
Sonuç: Karsinoid tümörler sıklıkla apendektomi materyalinin patolojik incelemesi sonucunda rastlantısal olarak tanı alırlar. İki cm’den küçük tümörler için tedavide apendektomi yeterlidir. İki cm’den büyük, çekuma yakın, musin salgılayan tümörler için apendektomiye ek olarak sağ hemikolektomi endikedir. Rastlantısal tanı sıklığı, appendiksin histopatolopatolojik incelenmesinin önemini pekiştirmektedir.