Poster With Presentation - 24
Spontaneous esophageal perforation due to juvenil dermatomyositis
Esophageal perforation is a life threatening condition. The most common causes of esophageal perforation were diagnostic and therapeutic procedures.
In this study we report a 3 year old girl with spontaneous esophageal perforation who was being treated for juvenil dermatomyositis (JDM).
Case: The patient who was being treated at our institute’s pediatric nephrology department for JDM had an acute onset of fever and respiratuary distress. Chest x-ray revealed right pleural effusion prompting a right chest tube insertion. Three days after chest tube drainage, dietary particles were detected in chest tube . (5 mg of) methylene blue stain was given orally which was seen on chest tube and with pre-diagnosis of esophageal perforation patient was taken to operation room. Flexible esophagoscopy and esophagostomy with gastrostomy was performed. After 1 mounth right toracotomy with decortication and laparotomy with esophageal perforation repair was performed. An esophagography was taken on post-operative 10th day, no esophageal fistula was seen and esophagostomy was closed eventually.
Discussion: Early diagnosis of esophageal perforation affects the success of the treatment. There is no gold standard treatment for esophageal perforation and every patient should be evaluated and treated individually.
Juvenil Dermatomyozit e Bağlı Spontan Özofagus Perforasyonu: Olgu Sunumu
Özofagus perforasyonu hayatı tehdit eden bir durumdur. En sık sebebi tanı ve tedavi amaçlı girişimlerdir.
Biz bu çalışmada juvenil dermatomyozit (JDM) tanısı ile tedavi gören ve spontan özofagus perforasyonu gelişen 3 yaşındaki kız olgumuzu sunmak istiyoruz.
Olgu: JDM nedeniyle Nefroloji servisinde tedavi gören hastanın ateş solunum sıkıntısı olması üzerine çekilen pa-AC grafisinde sağ plevral efüzyon saptandı. Hastaya sağ toraks tüpü takıldı. 3 gün sonra toraks tüpünden yemek artığı geldiği görüldü. Oral verilen metilen mavisinin toraks tüpünden geldiğinin görülmesi üzerine özofagus perforasyonu ön tanısı ile fleksible endoskopi yapıldı. Distal Özofagusta perforasyon saptandı ve özofagostomi+gastrostomi yapıldı. 1 ay sonra hastaya ampiyem nedeni ile sağ torakatomi+dekortikasyon ve aynı seansta laparatomi+özofagus primer onarımı yapıldı. Post-op 10.günde özofagus pasaj grafisi sonrası kaçak görülmemesi üzerine özofagostomisi kapatıldı.
Sonuç: Özofagus perforasyonunun tedavisinde başarıyı erken tanı etkilemektedir. Özofagus perforasyonu tedavisinde altın standart olmadığı için her hasta ayrı değerlendirilmelidir.