Oral Presentation - 32
Single incision laparoscopic surgery in children: Early ours experiences
Introduction
Following the attempts to enhance the advantages of minimally invasive surgery the single incision laparoscopic surgery (SILS) has been developed. We present here our inital experiences on SILS procedures carried out on child subjects given different diagnosis.
Material and methods
A retrospective chart review was perfomed in 31 inpatient SILS procedures (16 girls, 14 boys; ages 4-17 years) from July 2011 to June 2012. The constraints relating to time and equipments were the primary criteria in choosing the patients. While smile insicon was the procedure of choice at initial operations, vertical incisions accross the umbilicus was preferred later as they leave relatively small scars.
Results
In total, 16 girls and 15 boys who had been given various diagnosis were the subjects of SILS procedures. Overall, 24 appendectomies, 2 right ovarian cyst excisions, 2 right oopherectomy, one left varicoselectomy, one paratubal cyst excision and one isolated twisted left fallopian tube excision were carried out. The patients were between the ages of 5-17 with an arithmetic mean of 11.4. The average duration of the operations was calculated to be 69±21 minutes. Wound infection and intraabdominal abces were observed in 3 patients (two with perforated- and one with acute appendicitis). All the three cases were treated successfully with antibiotics. One of the patients with acute appendicitis developed brid ileus on the 5th day after the postoperative discharge and hospitalized back for abdominal exploration after which a bridectomy procedures was applied. While no conventional laparoscopy was needed in any of the patients, open surgery was found to be lonely necessary in one patient, because, operative findings implied an ovary teratom. In one patient with acute appendicitis and a mobile caecum, the caecum was taken out from the umbilical incision and inserted back after the appendectomy. The area of operation was irrigated and aspirated back through the umbilical opening after the removel of the SILS apparatus. The patients, excluding those with infectious complications, were discharged at the end of the first postoperative day.
Discussion
SILS is a relatively more demanding operation, skillwise and technically compared to conventional laparoscopic procedures. On the other hand, umbilical incision has a remarkable advantage in that the scar area is confined to the umbilicus. In addition, umbilical region is the right location for incisions large-enough to take the excised material out, which is a considerable advantage over conventional laparoscopic procedures. Furthermore, umbilical incisions allow for and effective irrigation and aspiration of the intraabdominal area. However, the technics and details of the procedure is far from complied and evaluations on a larger number of cases are obviously needed.
Çocuklarda tek port laparoskopik cerrahi: İlk deneyimlerimiz
Giriş
Minimal invaziv cerrahinin avantajlarını daha da artırma çabaları neticesinde cerrahlar tek port laparoskopik cerrahiyi geliştirmişlerdir. Biz burada farklı tanılarla tek port laparoskopik prosedür (TPLP) uyguladığımız çocuklardaki ilk deneyimlerimizi sunuyoruz.
Gereç ve Yöntem
Temmuz 2011- Haziran 2012 arasında tek port laparoskopik cerrahi uygulanan hastalar (yaşları 4-17 yaş arasında değişen 16 kız, 15 erkek hasta) retrospektif olarak incelendi. Hastalar seçilirken cerrah tarafından vakit ve malzeme uygunluğu dikkate alındı. Önceleri göbek altından 2 cm uzunluğunda gülen yüz kesisi uygulanırken skarın daha az olduğunun görülmesiyle son vakalarda vertikal umbilikal kesi tercih edildi.
Sonuçlar
Çeşitli tanılarla 16’ü kız 15’si erkek toplam 31 hastaya TPLP uygulandı. Bu yöntemle 24 appendektomi, 2 sağ over kisti eksizyonu, 2 sağ ooferektomi, bir sağ paratubal kist eksizyonu, bir sol varikoselektomi ve bir sol izole torsiyone fallop tüpü eksizyonu uygulandı. Hastaların yaşları 5-17 yıl arasında değişmekte olup ortalama 11,4±4,4 yıl olarak bulundu. Ortalama ameliyat süresi 69±21 dakikaydı. İkisi perfore apandisitli ve biri akut apandisitli olmak üzere 3 hastada yara enfeksiyonu ve intraabdominal abse gelişti. Bu hastalar medikal olarak tedavi edildi. Akut apandisiti olan ve postoperatif 1. gün taburcu edilen bir hasta ise 5. gün brid ileus nedeniyle yatırılarak eksplore edildi ve bridektomi uygulandı. Hiçbir hastada konvansiyonel laparoskopiye geçilmezken bir hastada operatif bulguların over teratomunu düşündürmesi nedeniyle açık cerrahiye geçilmesi tercih edildi. Çekumu mobil olan akut apendisitli bir hastada ise tek port giriş yerinden apendiks kesi dışına alınarak apendektomi uygulandı. 4 hasta da göbekteki sils aparatı çekildikten sonra batın içi göbekteki açıklık kullanılarak yıkanıp aspire edildi. Postoperatif enfeksiyöz komplikasyon gelişen hastalar dışında tüm hastalar postoperatif 1. gün taburcu edildi.
Tartışma:
TPLP konvansiyonel laparoskopik yöntemlere göre uygulanması daha fazla teknik beceri ve tecrübe gerektiren bir yöntemdir. Batındaki kesinin doğal skar alanı olan göbekte sınırlı olması önemli bir kozmetik avantaj sağlamaktadır. Bunun yanında göbekte daha büyük bir kesi varlığı konvansiyonel laparoskopik yöntemlerle kıyaslandığında eksize edilen dokunun rahatlıkla batın dışına alınmasına olanak sağlamaktadır. Aynı nedenle göbekteki kesi kullanılarak batın içinin daha etkili bir şekilde yıkanması ve aspire edilmesi de mümkündür. Ancak TPLP’ nin etkinliğinin prospektif ve daha geniş vaka serileri ile değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.