Oral Presentation - 69
Clinico-epidemiological study of caustic substance ingestion accidents in children in Anatolia: The DROOL Score as a new prognostic tool
Background: To examine the clinico-epidemiological details of paediatric caustic substance ingestion (CSI) accidents in Turkey. To present the new DROOL Score (DS), which the authors developed based on the severity and duration of initial signs and symptoms (ISSs) to predict oesophageal stricture (OS) without endoscopy, and to present our management protocol based on immediate feeding, early detection, and oesophageal balloon dilatation (OBD) of OS with no barium study.
Methods: We prospectively reviewed the records of 202 children admitted with a history of CSI within 48 hours. Patient, parent, caustic substance, and accident characteristics were noted in detail. Patients were fed as soon as they could swallow saliva. Diagnoses of OS were made earlier via timely endoscopy (mean, 10–14 days after CSI) for patients with persistent dysphagia and OBD was started earlier. ISSs and DSs were analyzed. OS treatment results were compared between early (10–14 days) and late (≥21 days) dilatation patients who were referred for OBD by other hospitals.
Results: In total, 144 (71%) incidents occurred within the parents’ home and 44 (22%) occurred at another individual’s home. The caustic substances were frequently sold in non-original containers (68.8%). Most patients’ parents had low incomes and were poorly educated. Ninety-six children had no ISSs, whereas 106 patients had ISSs. Seventeen symptomatic patients had persistent dysphagia after 10–14 days. Timely endoscopy was performed within 10–14 days for these patients only, and OS was diagnosed and successfully treated. DSs were significantly lower in patients with OS than those without (p < 0.001). A DS ≤ 4 was a significant predictor of OS (100% sensitivity, 96% specificity, 85% positive and 100% negative predictive values). Results were significantly more satisfactory in early (n = 17) than in late (n = 6) dilatation patients.
Conclusions: Paediatric CSI accidents might decrease if caustic substances were sold in the original child-proof containers. OS can be highly predicted by a simple DS instead of endoscopic grading, and can be diagnosed earlier (10–14 days) via endoscopy only in patients with persistent dysphagia, instead of a late barium study (≥21 days). OBD can then also be started earlier in these patients.
Anadolu'da çocuklarda kostik madde alımı kazalarının kliniko-epidemiyolojik çalışması: Yeni bir prognostik araç olarak DROOL Skoru
Amaç:Bu çalışmamızın amacı, Türkiye’de çocuk kostik madde alımı (KMA) kazalarını kliniko-epidemiyolojik açıdan detaylıca incelemek, endoskopi yapmaksızın özofagus darlığını (ÖD) tahmin etmek için ilk belirti ve semptomların (İBS) şiddeti ve süresini temel alarak tarafımızdan geliştirilen yeni DROOL Skoru’nu (DS) sunmak ve hemen beslemeyi, baryum çalışmasız ÖD’nin erken tespiti ve dilatasyonunu (ÖBD) esas alan yönetim protokolümüzü paylaşmaktır.
Gereç ve Yöntem:48 saat içerisinde bir KMA öyküsü ile başvuran 202 çocuğun kayıtları ileriye dönük olarak araştırıldı. Hasta, anne-baba, kostik madde ve kazanın özellikleri ayrıntılı olarak kaydedildi. Hastalar salyalarını yutabildiği zaman hemen beslenmeye başlandı. ÖD’larının tanısı, yutma güçlüğü devam eden hastalar için zamanında endoskopi aracılığıyla (KMA sonrası ortalama 10-14. günler arası) daha erken konulmuş ve daha erken ÖBD’ye başlanmıştır. İBS ve DS’ler analiz edildi. ÖD tedavi sonuçları, erken (10-14 gün) ve diğer hastanelerce ÖBD için bize sevk edilen geç (≥ 21 gün) dilatasyon hastaları arasında karşılaştırıldı.
Bulgular:Toplamda 144 (% 71) kaza anne-baba evinde, 44 (% 22)’ü ise başkasının evinde meydana gelmişti. Kostik maddeler sıklıkla orijinal olmayan kaplarda (% 68.8) satılanlardı. Hastaların çoğunun anne-babası düşük gelirli ve düşük eğitimli idi. 106 hastada İBS var iken 96’sında hiçbir İBS yoktu. 17 semptomatik hastada 10-14 gün sonra hala kalıcı yutma güçlüğü vardı. Zamanında endoskopi sadece bu hastalar için 10-14 gün arasında yapıldı ve ÖD tanısı konularak başarıyla tedavi edildi. ÖD’li hastalarda DS’ler olmayanlara göre anlamlı olarak daha düşüktü (p <0,001). DS ≤ 4 olması ÖD’nin anlamlı bir belirteci (% 100 duyarlılık, % 96 özgüllük, % 85 pozitif ve % 100 negatif prediktif değerler) idi. Sonuçlar erken dilatasyon hastalarında (n = 17) geç (n = 6) hastalara göre anlamlı olarak daha tatmin edici idi.
Sonuç:Eğer kostik maddeler çocuk korumalı orijinal kaplarda satılırsa, çocuklardaki KMA kazaları azaltılabilir. ÖD, endoskopik sınıflandırma yerine basit bir DS ile yüksek oranda tahmin edilebilir ve geç baryum çalışması (≥ 21 gün) yerine, sadece kalıcı yutma güçlüğü olan hastalarda endoskopi yoluyla (10-14 gün) erken teşhis edilebilir. Böylece ÖBD de bu hastalarda daha önce başlatılabilir.