TÇCD 2012 30th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Poster With Presentation - 82

PRIMARY SPONTANEOUS PNEUMOTHORAX : OUR CLINICAL EXPERIENCE

The aim of this study is to examine therapeutic and diagnostic aspects of four primary spontaneous pneumothorax (psp) patients who were admitted to our clinic from 2009 to 2011.

Four male patients aged between 15-19 year-old are evaluated.  Plain chest radiographs and computed tomography(CT) were performed to all patients at the first admission and no bullous pathology  was found.  One boy had a history of  smoking. The period between onset of symptoms and admission was between 1 hour and 3 days. Two of our patients had bilateral(first right then left side) disease. All patients had supplemental oxygen and chest tube drainage at the first admission.  In all but one patient underwent surgery.  Surgical procedures included posterolateral thoracotomy+mechanical pleurodesis +removal of identified bullae. Mean hospital stay was 15days. Three patients(5 lungs) who underwent surgery had no recurrences during 10 to 30 months follow-up period.

As a conclusion we found that CT had no superiority to enable identification and surgical management decision. Prolonged air leakage, insufficient drainage, recurrenses and contralateral pneumothorax  were our surgical indications. Only one patient treated conservatively and others had surgical intervention.  As all these patients had prolonged hospital stay before surgery, we suggest  to perform early surgical management  for surgical indications.

PRİMER SPONTAN PNÖMOTORAKS DENEYİMİMİZ

Bu çalışmanın amacı kliniğimize 2009-2011 yılları arasında başvuran dört primer spontan pnömotoraks(PSP) olgusunu tanı ve  tedavi süreçleri açısından irdelemektir.

Yaşları 15 ila 17 arasında değişen dört erkek olgu toplam 9 başvuru ile değerlendirildi. Tüm olgularımıza ilk başvurularında akciğer filmi ve toraks bilgisayarlı tomografi(BT) çekildi vehiçbirinde büle rastlanmadı. Hastalarımızdan bir tanesi sigara içicisi idi. Üçünde ağır fiziksel egzersiz öyküsü vardı. Göğüs ağrısı ve nefes darlığı şeklindeki semptomların başlaması ile hastaneye başvuru arasında geçen süre 1 saat ile 3 gün arasında değişiyordu. Hastalarımızdan ikisi bilateral(önce sağ, sonra sol), ikisi unilateral(sol) pnömotoraks tanılı idi. Tüm hastalara ilk başvuruda O2tedavisi+toraks dreni uygulaması yapıldı. Üç hastaya(toplam beş akciğer) bu konservatif tedaviden fayda görmemeleri yada nüksle başvurmaları durumunda açık cerrahi uygulandı. Cerrahi yöntem olarak posterolateral torakotomi+ mekanik plörodezis+ bül eksizyonu yapıldı. Ortalama hastanede kalış süresi 15 gün olarak saptandı. Konservatif tedavi uygulanan hastalardan sadece bir tanesinde 12 aylık takibinde nüks saptanmadı. Cerrahi tedavi yapılmış üç hastanın 10 ila 30 aylık takip süreçlerinde nükse rastlanmadı.

Sonuç olarak toraks BTlerin başvuru sonrası tedavi planlamada üstünlük sağlamadığı saptandı. Serimizdeki olgular için uygulanan cerrahi endikasyonlar; uzamış hava kaçağı, tüp torakostomi ile drenaj yetersizliği, nüks pnömotoraks, kontralateral pnömotoraks olarak literatürle uyumlu bulundu. PSP olgularımızda sadece bir başvuruda konservatif tedavi ile iyileşme sağlanmış ve diğer olgularda uzun süreli yatış sonrası cerrahi yapılma gerekliliği göstermiş olması; ilk başvuruda cerrahi yaklaşımın gerekliliği kararının daha erken verilebileceğini düşündürmektedir.

Close