TÇCD 2012 30th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

Aim: Esophageal or gastric injuries secondary to caustic substance ingestion is still an important issue among pediatric surgeons in developing countries such as Turkey and management protocols are still being developed. However the primary goal should be the prevention of caustic substance burns by using preventive medicine studies instead of management of these injuries.  The aim of this study is to compare the injuries following ingestion of no-name caustic substances and labeled caustic substances (degreaser, descaler, bleach) sold in markets.

Patients and Method: The charts of 154 children who were undergone esophagogastroscopy because of caustic substance ingestion between 2006 and 2012 were retrospectively evaluated.

Results: Seventy-nine of the children were male (51%) and 75 were female (%49). The age of children ranged from 1 month to 16 years and 106 of them were under 3 years old (%68). Fifty children ingested degreaser or descaler and 14 of them ingested labeled, 29 ingested unknown and 7 ingested no-name degreaser or descaler. Two or more degree burns were evaluated as “severe burns” and 50%, 62% and 71% of those patients were detected as severe burn, respectively. Among bleach ingestions, endoscopy was performed only to no-name bleaches. There was no severe burn in 10 children who ingested no-name bleach.

Conclusion: Caustic substances are seriously dangerous to children under 3 years old. According to this analysis, degreasers and descalers cause injuries more than other caustic substances and injury is even more following no-name degreasers and descalers. The trade of these no-name substances should be prevented by strict obligations and legal issues should be used for keeping these substances out of reach of children and having child protection lids.

Amaç: Türkiye gibi birçok gelişmekte olan ülkede, Çocuk Cerrahları arasında koroziv madde içimine ikincil özofagus ve mide hasarlanmaları hala güncelliğini korumakta ve tedavi planları ile ilgili yayınlar gün geçtikçe artmaktadır. Ancak koruyucu hekimlik çalışmaları ile asıl olan bu hasarlanmanın sağaltımı değil, oluşmasını önlemek birincil planda olmalıdır. Çalışma ile piyasada isimsiz olarak satılan maddelerin (yağ çözücü, kireç çözücü, çamaşır suyu) içimlerinin isimli olanlara göre hasar oranlarının saptanması amaçlandı.

Hastalar ve Yöntem: 2006-2012 yılları arasında koroziv madde içimi nedeniyle özofagogastroskopisi yapılan 154 hastanın dosyaları geriye dönük olarak tarandı.

Bulgular: Çocukların 79’u erkek (%51), 75’i kızdı (%49). Yaşları 1 ay ile 16 yaş arasında değişen çocukların 106’sı (%68) 3 yaşın altındaydı. Elli çocuğun içtiği yağ çözücü ve kireç çözücünün 14’ünün markası bilinen, 29’u bilinmeyen ve 7’si ise isimsizdi. Özofagogastroskopide İkinci derece ve üzeri saptanan yanıklar “ciddi yanık” olarak değerlendirildi ve sırasıyla %50, %62 ve %71 hastada “ciddi yanık” saptandı. Kliniğimizde sadece isimsiz çamaşır suyu içimine endoskopi yapılmaktadır. İsimsiz çamaşır suyu içen 10 hastanın hiçbirinde ciddi yanığa rastlanmadı.

Sonuç: Koroziv yanıklar özellikle 3 yaş altındaki çocuklarda ciddi tehlike oluşturmaktadır. Yapılan analizde yağ çözücü ve kireç çözücülerin daha fazla hasar yaptığı ve bu hasarın ismi belli olmayanlarda daha da fazla olduğu ortaya konuldu. Ciddi yaptırımlar uygulanarak isimsiz bu maddelerin satılmasının önlenmesi, çocukların ulaşamayacağı yerlerde, çocuk kilitli kapaklar içerisinde saklanmasının gerekliliği yasal süreçlerle sağlanmalıdır.