Poster With Presentation - 29
A Rare Complication of Neonatal Stress Ulcer in Newborns: A case report
Aim: The neonatal stress ulcer in neonatal intensive care units is a common and life threatening problem.In this case report, we presented a rare complication of neonatal ulcer; gastric perforation and gastro-jejuno-colic fistula
Case:32 weeks gestational age premature baby was admitted in neonatal intensive care unit because of respiratuar problems after born. At twenty-third day in her admission she vomitted wiht blood.she received antibiotic profilaxy because of possibilty of NEC. At fourty-fourth day in her admission she vomitted with intestinal material. Barrium passage graphy and abdominal CT revealed gastro-jejuno-colic fistula.
We operated her and laparotomy revealed gastric perforation and a hugegastro-jejuno-colic fistula . The proksimal part of stomach was perforated and amputaded from distal part.Distal part of stomach fistulated with jejunum 10. cm and transvers colon.We applied gastrogastrostomy, repaired the perforated area at jejunum and colostomied the peforation area at transvers colon.
At post-operative fifth day, her abdomen became distented and we performed an abdominal X-Ray which confirmed the presence of massive free air underdiaphragm.We re-operated her and find-out that the anastomozis and repair areas were perforated again.İn that case we performed Roux-N-Y gastrojejunustomy.
During postoperative period she tolerated the oral nutrition and her weight increased.We discharged her in postoperative thirtieth day.
Conclusion: The neonatal stress ulcer and gastric perforation is a life threatening problem.In case occurance of poor activity, abdominal distension, and respiratory distress,we should remember gastric perforation.
Nadir Görülebilecek Bir Neonatal Stres Ülseri Komplikasyonu: Olgu Sunumu
Amaç: Neonatal yoğun bakımlarda izlenen bebeklerde görülen stres ülserleri yaygın görülen bir durumdur. Bu çalışmamızda bu stres ülseri durumunun ciddi ve nadir görülebilecek bir komplikasyonunu sunmayı amaçladık
Olgu: 32 hafta 1640 gr prematürite ile doğan kız hastapostnatal solunum sıkıntısı nedeniyle yenidoğan yoğun bakımda izlenmeye alınmış. Hastaya postnatal 23.gününde kanlı kusması ve genel durumunda bozulması olması üzerine NEC ön tanısı ile medikal tedavi başlanmış. Postnatal44.gününde fekaloid kusması olması üzerine çekilen pasajgrafisi ve batın BT’degastro-jejuno-kolik fistül düşünülen hasta tarafımıza refere edildi.
Tarafımızca operasyona alınan hastada mide antrumunun proksimal mideden ayrıldığı ve proksimal ucunun kapandığı, distalde ise pilor ile devamlılığı olduğu görüldü. Mide korpusundan jejunuma ve transvers kolona fistül oluşmuştu. Jejunum 10.cm ve transvers kolonda f istüle ait perfore alanlar mevcuttu. Öncelikle jejunumdaki perfore alan onarıldı. Ardından proksimal mide-antrum arasında gastrogastrostomi uygulandı. Transvers kolondaki perfore alan sol lateral duvardan kolostomi olarak çıkarıldı.
Postop 5.günde batın distansiyonu, diyafram altı serbest hava ve akut batın hali tespit edilen hasta tekrar operasyona alındı. Gastro-antrostomi ve jejunal onarım yapılan alanların tam açıldığı görüldü. Mide proksimali anastomoz hattından tam ayrılma göstermişti, bunun üzerine hastaya Roux-N-Y Gastrojejunostomi uygulandı. Postop takiplerinde sorunu olmayan hasta kolostomisi ile oral alımı yeterli seviyede, kilo almış olarak şifa ile taburcu edildi.
Sonuç: Neonatal yoğun bakımlarda izlenen olgularda stres ülseri yaygın görülen bir durumdur ve hastaların genel durum bozukluklarında mide perforasyonu ayrıcı tanı olarak akılda tutulmalıdır.