TÇCD 2012 30th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Oral Presentation - 119

TREATMENT IN SUBGLOTTIC STENOSIS

Aim: In this study we evaluated our patients with subglottic stenosis due to prolonges intubation, retrospectively.

Patients and Methods: Eleven patients admitted our clinic in the fourteen months period between May 1st 2011 and June 30th 2012. There were three girls and eight boys. Mean age during formation of the stenosis was 3,7 months (8 days-6 months). Duration of intubation varied between four days and three months (mean 43,1 days). Four patients had already a tracheotomy due to inability to extubate. Remaining seven patients had respiratory distress.  

Results: Tracheostomy was planned for all but one patients and all patients were evaluated for their degree of stenosis endoscopically. Mean stenosis percentage was 72 (20-100%). Ten patients had laser fulguration and subsequent dilatation for their stenosis. Patients had one to six sessions of laser therapy (mean session  3,6). Laser therapy was performed with a diode laser using a dose of one Watt. A dilatation was performed always after the fulguration. Five patients were decannulated after average of 2.6 sessions. These patients didn’t have any respiratory problem after decannulation. Open surgery was planned for one patient after seven sessions of laser therapy. Therapy is continuing for the remaining four patients.

Conclusion: In conclusion, subglottic stenosis is a potential complication after prolonged intubation. Diode laser fulguration is an effective alternative for these patients. Open surgery is the second choice for patients who failed after laser therapy.

SUBGLOTTİK DARLIK TEDAVİSİ

Amaç: Bu çalışmada uzun süreli entübasyona bağlı olarak gelişmiş subglottik darlık nedeniyle bölümümüzde takip ve tedavi edilen hastalar retrospektif olarak irdelenmiştir.

Hastalar ve Yöntem: 1 Mayıs 2011 ile 30 Haziran 2012 tarihleri arasındaki 14 aylık sürede 11 hasta subglottik darlık nedeniyle bölümümüze başvurdu. Hastaların üçü kız iken sekizi ise erkek idi. Hastaların darlık geliştiği yaş ortalaması 3,7 ay (8 gün- 6 ay) idi, entübasyon süreleri ise 4 gün ile 3 ay arasında değişmekte idi (ortalama 43,1 gün). Hastaların dördü ekstübe edilememe nedeniyle trakeostomi açılmış şekilde diğer yedisi ise solunum sıkıntısı nedeniyle başvurmuşlardı.

Bulgular: Hastaların biri hariç hepsine trakeostomi açılmış ve bronkoskopi ile darlık dereceleri değerlendirilmiştir. Darlık derece ortalaması %72 (%20-100) idi. Darlığı olan bir hastaya darlığa yönelik herhangi bir cerrahi girişim uygulanmamıştır. Diğer on hastaya ise ortalama 3,6 kez ( 1-6) laser fulgurasyon tedavisi ve dilatasyon uygulanmıştır. Laser fulgurasyon tedavisi diod laser ile 1 watt derecede endoskopik olarak uygulanmıştır. Laser fulgurasyonun ardından ise hastalara dilatatörler ile dilatasyon uygulanmıştır. Laser fulgurasyon tedavisi uygulanan on hastanın beşinde tedavi seansları sonunda (ortalama 2,6 seans) hastalar dekanüle edilmiştir. Dekanulasyon sonrasında hastaların solunum sorunu yoktur. Bir hastaya yedi seans sonunda açık cerrahi kararı alınmıştır. Diğer dört hastanın ise tedavileri devam etmektedir.

Sonuç: Sonuç olarak subglottik darlık uzun süreli entübasyon sonrasında gelişebilen bir komplikasyondur. Subglottik darlığın tedavisinde diod laser fulgurasyon etkili bir yöntemdir. Laser fulgurasyon ile tedavi edilemeyen hastaların açık cerrahi yöntemler ile tedavi edilmesi gerekmektedir.

Close