Oral Presentation - 110
THE FIRST YEAR OF NEONATAL SURGERY AT A NEW PEDIATRIC SURGERY CENTER
Aim of the study:
In this study, we aimed to present the first year experience of neonatal surgery as a pediatric surgeon at a new peripheral pediatric surgery center.
Methods:
Retrospective analysis of infants who underwent surgery at neonatal intensive care unit (NICU) was performed. Data including age, sex, weight, diagnosis, mortality and prognosis were reviewed.
Results:
61 of 1954 (3 %) infants in NICU underwent surgical treatment between March- 2011- June 2012. 61 patients’ (36 M, 25 F) mean age at operation was 11. 4±14. 7 days (1- 71 days). Mean weight was 2355± 651 grams (900- 3280 gr). Diagnosis were listed as necrotizing enterocolitis (14), duodenal atresia (7), esophagus atresia (6), anorectal malformation (6), intestinal atresia (4), meconium ileus (4), diaphragmatic hernia (4), gastroschisis (2), omphalocele (2), umbilical cord hernia (2), pyloric atresia (2), mesocolic hernia (2), gastric volvulus (2), meconium peritonitis (1) and neonatal apandicitis (1). Mortality rates were higher in omphalocele (2/2, 100 %), neonatal apandicitis (1/1, 100 %), NEC (8/14 ,57 %), diaphragmatic hernia (2/4, 50 %), gastroschisis (1/2, 50 %), mesocolic hernia (1/2, 50 %), esophagus atresia (2/6, 33 %). Postoperative survival rate was determined as 78% and all of the survivors didn’t necessiate additional surgical therapy.
Discussion:
In recent years neonatal intensive care units become widespread in every part of our country. Neonatal surgery is necessitated more commonly at some regions like south-east part of Anatolia which have higher birth rates and cocsanguineous marriages, If adequate equipments and intensive care conditions can be provided, even neonatal surgery should be performed at a peripheral government hospital successfully.
YENİ KURULAN BİR ÇOCUK CERRAHİSİ MERKEZİNDE YENİDOĞAN CERRAHİSİNİN İLK BİR YILI
Amaç:
Bu çalışmada bir çocuk cerrahisi uzmanının periferde yeni kurulan bir çocuk cerrahisi merkezindeki ilk bir yıllık yenidoğan cerrahisi deneyiminin paylaşılması amaçlanmıştır.
Yöntem:
Hastanemizde yenidoğan yoğun bakımda yatarken cerrahi tedavi uygulanan hastaların kayıtları geriye dönük olarak incelenmiştir. Hastaların operasyon yaşı, cinsiyet, vücut ağırlığı, tanı dağılımı ve prognozları gözden geçirilmiştir.
Bulgular:
Kliniğimizde Mart 2011- Haziran 2012 tarihleri arasında yenidoğan yoğun bakımda yatan 1954 hastanın 61’ine cerrahi tedavi uygulanması gerekmiştir (% 3). 61 yenidoğanın (36 E, 25 K) ortalama operasyon yaşı 11, 4±14, 7 gündür (1- 71 gün). Ortalama vücut ağırlıkları 2355± 651 gr’dir (900- 3280 gr). Hastaların tanı dağılımı nekrotizan enterokolit (14), duodenal atrezi (7), özofagus atrezisi (6), anorektal malformasyon (6), intestinal atrezi (4), mekonyum ileus (4), diafragma hernisi (4), gastroşizis (2), omfalosel (2), umbilikal kord hernisi (2), pilorik atrezi (2), mezokolik herni (2), gastrik volvulus (2), mekonyum peritoniti (1), neonatal apandisit (1) şeklinde sıralanmaktaydı. Toplam 17 hastada (% 22) mortalite gelişti. Hastalıklar arasında mortalite oranları omfalosel (2/2, %100), neonatal apandisit (1/1, %100), NEK (8/14 ,%57), diafragma hernisi (2/4, %50), gastroşizis (1/2, %50), mezokolik herni (1/2, %50), ve özofagus atrezisinde (2/6, %33) saptandı. Operasyon sonrası sağ kalım oranı %78 olarak saptandı. Mortalite gelişmeyen tüm hastalarda cerrahi ile etkin tedavi elde edildi.
Sonuç:
Ülkemizde yenidoğan yoğun bakım klinikleri giderek daha da yaygınlaşmaktadır. Güneydoğu Anadolu gibi doğum oranlarının ve akraba evliliğinin yüksek olduğu bölgelerde kurulan yenidoğan yoğun bakım kliniklerinde daha sıklıkla yenidoğan cerrahisi uygulanması gerekmektedir. Yeterli donanım ve yoğun bakım şartları sağlandıktan sonra yenidoğan cerrahisi periferik bir devlet hastanesinde dahi etkin şekilde uygulanabilmektedir.