TÇCD 2012 30th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Oral Presentation - 99

Thyroglossal cysts among children: Our experience with 30 cases

Thyroglossal cysts among children: Our experience with 30 cases

Aim:

Thyroglossal ductus cyst (TGDC) is a common congenital neck anomaly among children. Though, it is commonly determined as a painless swelling in the midline, sometimes emerges with infection. Treatment of the disease is surgical excision as described by Sistrung in 1920. In this study we aimed to evaluate our approach, clinical features and treatment results of the patients operated for TGDC or thyroglossal fistulas.  

Materials and Methods

A retrospective review of 44 patients’ charts whom have been treated with a pre-diagnosis of midline neck swelling in our department between 2005 and 2012 were evaluated. According to operative notes and histopathological results, 30 patients with precise diagnosis of TGDC were included the study. Patients were considered in terms of demographic data, clinical characteristics, treatment modalities, and treatment results.

Results:

Of the patients, 15 (50%) were male and 15 (50%) were female. Median age was 5.1 years (ranging from 5 months to 13 years). Complaints of the patients during initial admission were swelling on neck in 18 (66%), infected swelling in 9 (30%) and fistula orifice in one patient. Two patients with infected swelling on the neck were previously operated for neck cyst in another center. While the mass was mobile with swallowing within 25 (83%) patients, immobile within 5 (17%) of the patients. The mass was localized in the midline in 22 (73%), slightly on the right side of midline in 5 (17) and slightly on the left side of the midline in 3 (10%) of the patients. Prior to surgery antibiotic treatment was given to the patients with infected TGDC. Though the classical Sistrung operation was performed on 15 patients (50%) ;following hyoid excision, dissection and excision of the proximal fistula tract extending to tongue base was not preferred in 15 (50%) of the patients. None of the patients operated for TGDC had recurrent disease during a mean follow-up period of 32 months (ranging from 5 to 85 months).   

Discussion:

The Sistrung procedure involves the excision of the fistula remnants extending to tongue base in addition to excision of fistula tract and corpus of hyoid bone. Notwithstanding, recurrence of the disease have been reported in some case serials, as well as, prior to surgery antibiotherapy have been recommended for the infected cases. We did not encounter any recurrent disease even in cases that proximal dissection was not preferred for any reason. Long term follow-up of the patients operated for the detection of recurrence may be necessary.  However, we suggest that more larger serials are needed to query the necessity of proximal dissection extending to the tongue base following excision of hyoid corpus.  

 

 

 

 

 

 

  

Çocuklarda Tiroglossal Kistler : 30 olguluk deneyimimiz

 

Amaç

Tiroglossal duktus kisti (TGDK) çocuklarda sık görülen bir konjenital boyun anomalisidir. Çoğunlukla boyun orta hatta ağrısız şişlik olarak tespit edilse de bazen enfeksiyon ile ortaya çıkabilir. Tedavisi 1920 de Sistrunk tarafından tariflenen şekliyle cerrahi eksizyondur. Biz kliniğimizde TGDK veya fistülü nedeniyle opere edilen hastalara yaklaşımımızı, klinik özelliklerini ve tedavi sonuçlarını değerlendirmeyi amaçladık.

Gereç ve Yöntem:

 2005 ve 2012 yılları arasında boyun orta hatta şişlik ön tanısıyla kliniğimizde tedavi edilen 44 çocuk hastanın geriye dönük olarak kayıtları incelendi. Ameliyat notları ve patoloji sonuçları neticesinde TGDK kesin tanısı alan 30 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalar demografik bilgileri, klinik özellikleri, tedavi yöntemleri ve tedavi sonuçları açısından değerlendirildi.  

Bulgular:

Hastaların 15’i erkek (%50) ve 15’i kızdı (%50). Ortanca yaş 5,1 yıl (5ay-13yıl) olarak bulundu. Hastaların 18’i (% 66) boyunda şişlik, 9’u (%30) boyunda enfekte şişlik ve 1’i (%3) boyunda fistül orifsi ile başvurmuştu. Boyunda enfekte şişlik ile başvuran 2 hasta daha önce boyunda kist nedeniyle başka bir merkezde opere olmuştu. Hastaların 25’inde (%83) kitle yutkunmakla hareketli iken 5’inde (%17) değildi. 22 hastada (%73) kitle orta hatta iken 5 hastada (%17) kitle hafif sağ ve 3 hastada (%10) hafif sol yerleşimli olarak rapor edilmişti.  Enfekte TGDK olan hastalara operasyon öncesinde antibiyotik tedavisi verilmişti. Hastaların 15’inin(%50) tedavisinde cerrahi olarak klasik Sistrunk operasyonu tercih edilirken, 15’inde(%50) hiyoid eksizyonu sonrası dil köküne uzanan proksimal fistül traktı disseksiyonu ve eksizyonu uygulanması tercih edilmemişti. Opere edilen hastaların ortalama 32 ay(5-85 ay) takipleri sonrasında hiçbirisinde nüks tespit edilmedi.  

Tartışma :

Sistrunk prosedürü TGDK ve fistül traktı ile birlikte hiyoid kemiğin korpusunun eksize edilmesine ek olarak  dil köküne uzanan fistül kalıntılarının da eksizyonunu kapsar. Buna rağmen olgu serilerinde rekürrens bildirilmiş ve enfekte olgularda operasyon öncesi antibiyoterapi önerilmiştir. Biz proksimal disseksiyonun herhangi bir nedenle tercih edilmediği olgularda bilehiç nüks tespit edemedik.  Nüks tespiti için opere olguların daha uzun süreli takipleri gerekli olabilir. Bununla birlikte hiyoid kemik korpusunun eksizyonunu takiben dil köküne uzanan proksimal disseksiyonun gerekliliğini sorgulayabilmek için daha geniş vaka serilerine ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz.  

  

  

Close