TÇCD 2012 30th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Poster With Presentation - 70

PNEUMOTHORAX IN NEWBORN: PREDISPOSING AND PROGNOSTIC FACTORS

 

Introduction: Pneumothorax in newborn is rare and incidence is 1-2% of all newborns. But it has high morbidity and mortality if not diagnosed and treated early. In this study we aimed to evaluate the predisposing and prognostic factors of pneumothorax in newborn.

Material and Methods:13124 newborn were hospitalized in our hospital between 2005 and 2011.  139 of them had pneumothrax. Epidemiologic properties, risk and prognostic factors of them were reviewed retrospectively.

Results:Frequency of pneumothorax was 1.05%. Of the 139 neonates 89 were male and 50 were female  (M/F=1.8/1.0).  63 patients were premature and 76 patients were term. 40 patients had low birth weight (<2500g), 99 had normal birth weight (≥2500g). Most common primary diagnosis were transient tachypnea of newborn (n=47), respiratory distress syndrome (n=27),  neonatal pneumonia (n=24), and congenital heart disese (n=14). 33% of patients had accompanying diseases such as congenital heart disease, various syndromes, septicemia and pneumonia. All were symptomatic and presented with respirotary symptoms such as low saturation levels, respiratory failure and  tachypnea. Pneumothorax was in right hemithorax in 62 (44.6%), in left in 44 (31.7%) and bilateral in 33 (23.7%) patients. Bilateral pneumothorax is significantly higher in patients who had resuscitation (p=0.011). Chest x-ray films were used on follow up; 73% resolved in first 24 hours and 93% in first 48 hours. Chest tube drainage was performed in 131 patients and 8 were treated conservatively. Mean chest tube drainage time was 5,76± 3,82 days. This period was higher in the patients with endotracheal entubation and mechanical ventilation.

36 babies died (25.8%). Mortality was significantly higher in girls (21 female vs 15 male, p=0.001). 20 were preterm and 16 were term. 33 of them (91.2%) were intubated and in mechanical ventilation at the time of diagnosis. Mortality was significantly higher in patients who had prior CPR, endotracheal intubation and mechanical ventilation (p=0.01).  Low birth weight (<2500g), bilaterality of pneumothorax and presence of accompanying diseases were the other high mortality factors (p<0.01).

Conclusion: In this study we found that chest tube drainage time is longer in patients who had intubation and mechanical ventilation prior to pneumothorax. Mortality increased with presence of low birth weight (<2500g), female gender, bilateral pneumothorax, intubation, CPR and mechanical ventilation prior to pneumothorax (p< 0.01). Being preterm or term, presence of meconium aspiration and primary lung disease had no significant effect on chest tube drainage time and mortality.

YENİDOĞANLARDA PNÖMOTORAKS: PREDİSPOZAN VE PROGNOSTİK FAKTÖRLER

 

Giriş: Yenidoğan pnömotoraksı sık karşılaşılan klinik bir durum değildir.  Sıklığı %1-2 arasında değişmektedir.  Ancak zamanında teşhis ve tedavi edilmez ise mortalite ve morbiditesi oldukça yüksektir. Bu çalışmada yenidoğan pnömotoraksının predispozan ve prognostik faktörlerinin incelenmesi amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem:2005- 2011 yılları arasında hastanemizde çeşitli nedenlerle 13124 yenidoğan yatırılarak izlenmiştir. Bu hastaların 139’ unda pnömotoraks gelişmiştir. Pnömotoraks tanısı alan bu bebeklerin kayıtları epidemiyolojik özelliklerinin, risk faktörlerinin ve prognostik faktörlerinin değerlendirilmesi amacıyla retrospektif olarak incelendi.

Bulgular:  Hastamizde takip edilen yenidoğanlarda pnömotoraks sıklığı % 1,05 hesaplandı. 139 pnömotorakslı yenidoğanın 89’u (%64,1) erkek ve 50’si (%35,9) kızdı (E/K: 1,8/ 1.0). Hastaların 63’ü preterm (%45,3), 76’sı termdi (54,7).  Doğum ağırlığı 40 hastanın < 2500 gr iken, 99 hasta  ≥2500 gr idi. En sık primer tanılar sırası ile Yenidoğanın Geçici Takipnesi ( n:47), RDS (n:27), Neonatal Pnömoni (n:24), Konjenital Kalp Hastalığı (n:14) idi. Hastaların % 33’ünün ek hastalıkları mevcttu, en sık gözlenen ek hastalıklar konjenital kalp hastalığı, sendromik bebek, pnömoni ve sepsisti. Pnömotoraks olgularının tamamı semptomatikti. En sık semptomlar saturasyon düşüklüğü, siyanoz, solunum sıkıntısı  ve takipneydi. Pnömotoraksların %44,6’sı sağ (n=62), %31,7’si sol (n=44) ve %23,7’si bilateraldi (n=33). Kardiyopulmoner resüsitasyon  yapılan hastalarda bilateralite anlamlı olarak yüksekti (p=0.011).  Tanıda ve takipte akciğer grafileri kullanıldı; hastaların % 73’ünde pnömotoraksın ilk 24 saatte, %93’ünde ise ilk 48 saatte kaybolduğu gözlendi. 139 pnömotorakslı yenidoğanın 131’ ine tüp torokostomi uygulanmış (%94), 8 hasta konservatif olarak izlenmiştir (%6). Tüp torokostomi yapılan hastalarda ortalama tüp çekme süresi 5,76± 3,82 gündü. Entübe edilen ve mekanik ventilatörde izlenen hastalarda ortanca tüp çekme süresi 6 gün iken diğerlerinde 4 gündü (p=0.001).

36 pnömotorakslı hastamız kaybedildi (%25,8). Kaybedilen hastaların 15’i erkek 21’i kızdı. Pnömotorakslı kız hastalarda mortalite daha yüksekti (p=0.001). Ölen hastaların 20’si preterm ve 16’sı termdi; 33’ü pnömotoraks tanısı aldığında entübe ve mekanik ventilatörde izlenmekteydi. Doğum ağrılığının <2500gr olması, kardiyoplumoner resüsitasyon yapılması sonrası pnömotoraks saptanması, entübasyon ve mekanik ventilatör uygulamasını takiben pnömotoraks saptanması, ek hastalığa sahip olunması, pnömotoraksın bilateral olması mortaliteyi artıran diğer faktörler olarak bulundu (tümü için p<0,01).

Sonuç:Bu çalışma ile yenidoğanlarda entübasyon ve mekanik ventilatör varlığında pnömotoraks gelişmiş olmasının tüp torakostomi ile tedavi süresini artırdığı saptandı (p=0.01). Düşük doğum ağırlığı (<2500gr), kız bebek olmak, bilateral pnömotoraks varlığı, ek hastalık varlığı, pnömotoraksın kardiyopulmoner resüsitasyon, entübasyon ya da mekanik ventilatör uygulaması sonrasında gelişmiş olması mortaliteyi artıran faktörlerdi (tümü için p<0,01). Preterm ya da term olmak, mekonyum aspirasyonu öyküsü ve primer akciğer hastalığına sahip olmak hem tüp torakostomi ile tedavi süresine hem de mortalite üzerine etkili değildi.

Close