TÇCD 2012 30th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Poster - 60

APPROACH TO URETHROCUTANEOUS FISTULA AFTER HYPOSPADIAS SURGERY

AIM: The most common complication is urethrocutaneous fistula after hypospadias repair. The treatment of urethrocutaneous fistula is quite challenging. In our study, we aimed to evalute the fistula repairs after hypospadias surgery in a pediatric surgery clinic. 

METHOD: Between 2005 and 2011, 42 male patients that had fistula repair after hypospadias  surgery were evaluted with the terms of age, urethral mea localization, surgical technique, time to reoperation, fistula repair surgical technique, duration of hospitalization, complications, and predisposing  factors  retrospectively.

RESULTS:  Of the 42 male cases with a mean age of 5.42 (2-12) years which had fistula repair after hypospadias surgery, urethral meatus was located at glans in three cases, at subcoronal in 29 cases, at penile in six cases and at penoscrotal in four cases. Three cases that were localized at glans were operated with TIPU in one case, with Mathieu technique in one case with chordee, with MAGPI technique in one case. In 29 subcoronal located cases (two of them had chordee), TIPU was performed in 28 cases and.transverse island flap technique was performed in one case. TIPU was performed in three cases of  six cases that had located at penile (with threee cases had chordee), the transverse island flap technique  was performed in the other three cases. Fistulas located at penoscrotal region in four cases, TIPU was performed in  two and the transverse island flap technique was performed in one, Bracka technique with buccal mucosa was performed in the other case which had also chordee .

Fistula was defined in three cases related with wound infection, in one case as fistula was related with a result of early attract of  urine probe in the follow-up of patients after surgery. The cases were reoperated in meanly 13.6 (5-60) months. The mean duration of hospital stay after reoperation was 8.11 (1-14) days. Fistula repair was performed in 21 cases, TIPU was performed in19 cases, Thiersch-Duplay technique was applied in two penile located fistulas. Zoant catheter was used for fistula repair in two cases with subcoronal localized fistulas .

Of the four cases which had reoperation after the mean 13 (6-24) months, TIPU was performed in two of them, fistula repair was performed in the other cases. Urethral dilation was done in 7 patients with urethral stenosis. In the one penoscrotal located case, who had bilateral orchidopexy, the diverticulum was excised after reoperation. 

CONCLUSION: The goal of hypospadias surgery is to get a penis near-normal functional and cosmetic aspects.  In the cases due to fistula repair after hypospadias surgery, the timing of surgery and appropriate surgical technique should be chosen for each case separately.

 

HİPOSPADİAS CERRAHİSİ SONRASI GELİŞEN ÜRETRAKUTANÖZ FİSTÜLE YAKLAŞIM

AMAÇ: Hipospadias onarımı sonrası en sık komplikasyon üretrakutanöz fistüllerdir. Üretrokütanoz fistül tedavisi oldukça zordur. Çalışmamızda bir çocuk cerrahisi kliniğinde hipospadias cerrahisi sonrası fistül onarımı yapılan olguların değerlendirilmesi amaçlandı.

YÖNTEM: 2005 ve 2011 yılları arasında hipospadias cerrahisi sonrası fistül gelişip onarım yapılan 42 erkek hasta; yaş, üretral meanın lokalizasyonu, uygulanan cerrahi teknik, reoperasyon için geçen süre, fistül onarımının cerrahi tekniği, hastanede yatış süresi, komplikasyonlar ve predispozan faktörler açısından retrospektif olarak değerlendirildi.

BULGULAR: Hipospadias cerrahisi sonrası fistül onarımı yapılan 42 erkek olgunun yaş ortalaması 5,42 (2-12)yıl olup; üretral mea üç olguda glanüler, 29 olguda subcoronal, altı olguda penil, dört olguda penoscrotal yerleşimli idi.  Glanüler yerleşimli üç olgudan; bir olguya TIPU, kordi de olan bir olguya  Mathieu tekniği, bir olguya da MAGPI tekniği ile cerrahi uygulandı.

Subcoronal yerleşimli 29 olgunun ikisinde kordi olup, 28 olguya TIPU ve bir olguya da transvers ada flebi tekniği ile cerrahi uygulandı. Üç olguda kordi olan penil yerleşimli toplam altı olgunun; üçüne TIPU, üçüne de transvers ada flebi tekniği ile cerrahi uygulandı. Penoscrotal yerleşimli dört olgudan ; iki olguya  TIPU , bir olguya transvers ada flebi tekniği, kordi de olan bir olguya bukkal mukoza ile Bracka tekniği ile cerrahi uygulandı. Cerrahi sonrası takiplerinde  bir olgunun idrar sondasını çekmesi sonucu , üç olguda da yara enfeksiyonuna bağlı fistül tespit edildi. Olgular ortalama 13,6(5-60) ay  içinde reopere edildi. Reoperasyon sonrası hastanede yatış süresi ortalama 8,11(1-14) gün olan olgulardan 21 olguya fistül onarımı ,19 olguya TIPU , penil yerleşimli iki olguya Thiersch-Duplay tekniği, uygulandı. Subcoronal yerleşimli iki olguda fistül onarımında zoant katateri kullanıldı. Ortalama 13(6-24) ay sonra tekrar reonarım yapılan dört olgudan iki olguya TIPU, iki olguya da fistül onarımı yapıldı. Üretral stenoz nedeni ile 7 olguya üretral dilatasyon yapıldı. Bilateral orşiopeksi de yapılan penoscrotal yerleşimli bir olguda reonarım sonrası divertikül eksizyonu yapıldı.

SONUÇ:Hipospadias cerrahisinde amaç, fonksiyonel ve kozmetik yönden normale yakın bir penis elde etmektir.Hipospadias cerrahisi sonrası gelişen fistüllere onarım gereken vakalarda, her olguya ayrı cerrahi zamanlaması ve uygun cerrahi teknik seçilmelidir.

 

Close