Oral Presentation - 27
Follow up of Antenatal and Neonatally Detected Hydronephrosis
Objective:Ureteropelvic junction obstruction is the most common cause of antenatal hydronephrosis and, prevalence is approximately 1 % of all pregnancies. There is no precise criterion to say, what the situation of the hydronephrotic kidney be in the future, which kidneys’ function will be protected and which will be required surgical intervention. In this prospective clinical study, we aimed to determine the criteria to follow-up, treat and to assess the prognosis of patients diagnosed antenatal and postnatally.
Materials and Methods: In this prospective study, we followed 31 patients. All were diagnosed and followed as antenatal hydronephrosis at the Department of Pediatric Surgery, Cukurova University Faculty of Medicine between September 2009-June 2012.
Results: We detected ureteropelvic junction obstruction in 22 of 31 (71 %) patients and four (12.9 %) of them were multicystic dysplastic kidney. 13 (42 %) of the patients need surgical treatment during one-year follow-up. Between 5.-7. days, anteroposterior diameter (AP) equal or greater than 15 mm (p=0,003), according to Society of Fetal Urology (SFU)’s classification grade III and IV (p=0,001) hydronephrosis and according to Onen’s classification grade II, III, IV (p=0,001) are statistically significant for each one and none of them is superior to each other for surgical decision. During one-year follow-up period, 13 (42 %) patients underwent surgical treatment. There was just one renal cortical defect at scintigraphy.
Conclusion: The results of anteroposterior diameter, SFU’s and Onen’s hydronephrosis classifications in the terms of follow-up and necessity of surgical intervention were reliable and close to each other.
Antenatal ve Neonatal Hidronefrozlu Olgularda İzlem
Amaç:Gebeliklerin yaklaşık % 1’inde görülen antenatal hidronefrozlar içinde en sık rastlanan anomali üreteropelvik bileşke obstrüksiyonudur. Hidronefrozlu böbreklerin ileride ne durum alacağı, hangi böbreklerin fonksiyonlarının korunacağı ve hangilerine cerrahi girişim gerekeceği konusunda kesin kriterler yoktur. Bu prospektif klinik çalışma, antenatal/postnatal tanı konularak takip ve tedavi edilen hastalarda hidronefrozun prognozunu belirlemek amacıyla yapıldı.
Gereç ve Yöntem: Antenatal ya da doğumu takip eden ilk hafta içinde ultrasonografi ile hidronefroz tanısı konulan ve Eylül 2009–Haziran 2012 tarihleri arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı’nda takip ve tedavisi gerçekleştirilen 31 hasta prospektif bir çalışma ile incelendi.
Bulgular: Antenatal dönemde hidronefroz tanısı alan31 hastanın 22’sinde (% 71,0) üreteropelvik bileşke darlığı, dördünde (% 12,9) multikistik displastik böbrek saptandı.5.-7. günler arasında pelvis anteroposterior (AP) çapının 15 mm ve daha büyük olması (p=0,003), hidronefrozun Fetal Üroloji Birliği (SFU) sınıflamasına göre evre III ve IV (p=0,001), Önen sınıflamasına göre evre II, III, IV (p=0,001) olması daha sonra cerrahi tedavi gerekliliği açısından her bir parametre için ayrı ayrı anlamlı bulundu. Cerrahi girişim kararı için bu üç sınıflamanın birbirine istatistiksel bir üstünlüğü yoktu. Bir yıllık takip sürecinde hastaların 13’üne (% 42) cerrahi tedavi uygulandı. Yalnız bir hastanın sintigrafisinde kortikal hasar geliştiği görüldü.
Sonuç: Antenatal ve neonatal dönemde hidronefroz tanısı konan hastaların pelvis AP çapı ya da SFU ve Önen hidronefroz sınıflandırmalarına göre takipleri, cerrahi girişim gerekliliği açısından birbirine yakın ve güvenilir sonuçlar vermektedir.