TÇCD 2012 30th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Oral Presentation - 75

COMPARISON OF DIURNAL AND MONOSYPTOMATIC ENUREZIS IN CHILDREN

AIM: Urinary incontinence is a common problem in children. Urinary incontinence sometimes may be a situation that can be avoided with simple behavioral therapies, but also can indicate a serious kidney problem. In this study, we aimed to evaluate voiding disorders symptom score, voiding diary, the other diagnostic tools and the factors that affect thetreatment response. 

MATERIAL AND METHODS: Between January 2010 and June 2012, 197 patients who admitted to our pediatric urology clinic with urinary incontinence were evaluated prospectively. Voiding diary and questionnaire were administered to all patients and the results were evaluated with urinalysis, uroflow, ultrasonography, urodynamic findings and than decided for the treatment option.  All the patients called for control in first month, 3rd month and 6th month and evaluated for the short and long term success of the treatment.

RESULTS: 197 patients with a mean age of 9.3 years were evaluated prospectively. 35 cases (19 male; 16 female) were admitted with night urinary incontinence. 29 cases (25 female, 4 male) presented with day time incontinence. 133 patients (male: 40, female: 93) had both day and night urinary incontinence. All patients were given behavioral therapy, and in some cases drug therapy added to the treatment. Patients were followed up in first, 3rd and 6th months of the treatment. 48 patients had constipation, 38 patients had often urinary tract infections and these patients’s treatment options were organized according to the added symptoms.In 28 patients, a pathology was diagnosed in ultrasonographic examinations ( One patient had partial obstruction  in UP junction, two patients had  simple renal cysts, twenty-five patients had an increase in the bladder trabeculation and wall thickness). 77 patients had normal uroflow and urodynamic findings. 

CONCLUSION: The average SRE levels were similar in only night and only day incontinence groups but this value is higher in the group of day and night urinary incontinence. In all the treatment groups, we had an improvement in the majority of the patients but no significant differences had found between the groups. Pathologic ultrasonography findings did not related with the outcomes of treatment options and had better results in the behavioral therapy in long-term evaluation.

MONOSEMPTOMATİK VE DİÜRNAL ENÜREZİSLİ ÇOCUK OLGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI

AMAÇ: Çocuklarda idrar kaçırma sık rastlanılan sorunlardan biridir. Alt ıslatma bazen basit davranışsal tedavilerle önlenebilen bir durum iken bazen de ciddi böbrek problemlerinin göstergesi olabilir. Çalışmada işeme bozuklukları tanı ve tedavi sürecinde kullanılan işeme bozuklukları semptom skoru (İBSS) ile işeme günlüğü, diğer tanı araçları ve tedavi yanıtını etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi amaçlandı.

MATERYAL METOD: Ocak 2010 ve Haziran 2012 yılları arasında çocuk ürolojisi polikliniğimize idrar kaçırma şikayeti ile başvuran 197 hasta  prospektif olarak  değerlendirildi. Hastaların tümüne işeme günlüğü verildi, anket uygulandı, tam idrar tetkiki ve üriner ultrasonografi ile değerlendirilip üroflov ve ürodinami bulguları ile tedavi seçeneği belirlendi. Bütün hastalar  1.ay, 3.ay ve 6.ayda kontrole çağrılarak tedavi başarısı kısa ve uzun dönemde değerlendirildi.

SONUÇLAR:  Ortalama yaş 9,3 yıl (5–18) saptanan toplam 197 hasta prospektif olarak değerlendirildi. Olguların 35’ i (19 erkek, 16 kız) gece idrar kaçırma, 29’ u (25 kız, 4 erkek)  gündüz idrar kaçırma şikayeti ile başvurdu. 133 hastada (erkek:40;  kız:93) ise hem gece hem gündüz idrar kaçırma mevcuttu. Hastaların tümüne davranış tedavisi verilirken, bazı olgulara ilaç tedavisi eklendi. Hastalar 1, 3 ve 6. ay kontrole çağrılarak takibe alındı. Öyküde 48 hastada kabızlık, 38 hastada sık idrar yolu enfeksiyonu olduğu görüldü ve tedavi ek semptomlara göre şekillendirildi. 28 hastanın ultrasonografisinde patoloji mevcuttu (bir olguda parsiyel üretropelvik darlık; iki olguda basit böbrek kisti, yirmi beş olguda mesane trabekülasyon ve duvar kalınlığı artışı saptandı). 77 hastada normal üroflov ve ürodinami bulguları mevcuttu. 

TARTIŞMA: İBSS ortalaması sadece gece ve sadece gündüz idrar kaçıranlarda birbirine benzer iken gece ve gündüz idrar kaçıran grupta bu değerin yüksek olduğu görüldü. Tüm grupların çoğunluğunda tedaviyle düzelme tespit edilirken gruplar arasında belirgin fark saptanmadı. Patolojik ultrasonografi bulgularının tedavi sonucunu etkilemediği ve uzun süreli değerlendirmede ise tek başına davranış tedavisinin daha iyi sonuç verdiği görüldü.

Close