TÇCD 2012 30th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Poster With Presentation - 22

MANAGEMENT OF WAITING PERIOD TO THE TRANSPLANTATION IN A CASE WITH ULTRA-SHORT BOWEL SYNDROME

Background and aim: Cases with ultra short bowel syndrome are usualy lost in the waiting period of waiting to appopriate doneur and organ organ transplantation, due to devastating consequences of short-bowel syndrome and its tretment.

Case report: The female patient was operated with the diagnosis of late intrauterin volvulus at the 4th hour of her life, and  laparotomy revealed intestinal necrosis due to total intestinal volvulus from third part of duedonum to mid-transvers colon. After devolvulation,  colour of intestinal segments was not returned, so intestinal circulation was thought dimished and second look was planned, Ladd procedure was completed, and a penrose drain was left in intraabdominal cavity. Second look and third look operations were completed. During third look operation whole necrotized segments from 15cm below the first part of the duedonum to the mid-ascending colon were resected, and duedono-colic J pouch amastomosis was established. After her septic appearence was dimished, in second months of operation we found an anastomotic stricture causing diltation in proximal segment, and we thought that dilataion is also contributing the stricture development via its dinimished peristaltism. In her follow-up period, besides IV TPN administration, 10% dextrose was administered via N/G tube 8q/24h to cause trophic stimulation, gastric content was aspirated 8q/24h   and given as rektal  enema to minimize the loss of fluid and electrolyte contents of the aspirate and to minimize the atrophy of the intestinal segments. She gain weight , and reached up above 5000 gr in her 8-month of age. She is in waiting list for appopriate organ doneur.

Conclusion: Total intestinal obstruction in our case with ultra-short bowel syndrome has been helping to reduce the complications due to fluid and electrolyte loss seen in short-bowel syndrome with supportive treatment and measures. Thus, survival was accomplished during the preparation period to liver and intestinal transplantation. 

ÇOK KISA BARSAK SENDROMLU BİR OLGUNUN TRANSPLANTASYONA HAZIRLIK SÜRECİ

Giriş ve amaç:Yaşamla bağdaşması mümkün olamayacak uzunlukta ince ve kalın barsağa sahip olan kısa barsak sendromlu olgular, organ transplantasyonuna hazırlık ve uygun dönor bekleme sürecinde karşılaşılan sorunlar nedeniyle sıklıkla kaybedilmektedir.

Olgu Sunumu:İntrauterin geç dönem volvulus nedeniyle intestinal obstrüksiyonu olan olgu postnatal 6. saatte acil olarak eksplore edildiğinde, Treitz’dan itibaren transvers kolona kadar tüm barsakların volvulus nedeniyle nekrotik olduğu görüldü. Detorsiyon sonrası barsak renginde düzelme olmaması nedeniyle, Ladd prosedürüde tamamlanarak, batına dren konuldu ve second look için batın  kapatıldı. Yapılan second ve third look ameliyatlarda sonra intestinal segmentlerde tama yakın nekroz gözlenmesi nedeniyle Duedonumun başlangıcından itibaren 15cm’den sonra tüm ince barsaklar, çekum ve  çıkan kolon yarısına kadar intestinal eksizyon yapıldı, ve duedo-kolonik J poş tarzı anastomoz  tamamlandı. Hastanın septik tablosunun gerilemesini takiben ameliyat sonrası 2. ay içerisinde, anastomoz hattında darlık geliştiği, bu darlığın proksimal segmenti dilate ettiği, bu dilatasyonunda pasajı olumsuz etkileyerek darlığa katkıda bulunduğu saptandı. Olgunun takip süreci içerisinde, IV TPN yanısıra, üç saatte bir 10cc %5 Dextroz’un nazogastrik sondadan verilerek trofik uyarı yapılması, üç saatte bir nazogastrik yolla aspire edilen gastrik içeriğin rektal lavman ile verilmesi sağlanarak olgunun elektrolit ve sıvı kaybı minimalize edilmesi ve mevcut segmentlerin atrofisi engellenmeye çalışıldı. Olgu, 8 aylıkken 5000 gramın üzerine çıktı. Hasta transplant için uygun verici beklemektedir.

 Sonuç:Yaşamla bağdaşması mümkün olmayan uzunluktaki çok kısa barsaklı olguda gelişen tam intestinal obstruksiyon, destek tedavisi ile beraber, kısa barsak sendromundaki sıvı ve elektrolit kaybına bağlı komplikasyonlarının daha az görülmesini sağlamıştır. Böylelikle olgunun karaciğer ve barsak nakline hazırlık sürecinde sağkalımı başarılmıştır 

Close