Poster - 131
MANAGEMENT OF H-TYPE TRACHEOESOPHAGEAL FISTULA IN CHILDREN: A REPORT OF 3 CASES
Purpose: H-type tracheoesophageal fistula is the Gross E type of esphageal atresia (EA) and constitutes 4% of all EA cases. It is aimed in the current study to review the diagnostic workup, associated disorders, surgical technique, and postoperative course of patients who underwent surgical treatment of H-TEF in our department.
Materials and methods: A retrospective study of children with H-TEF treated in our hospital between 2003 and 2012 was conducted. Age, sex, duration of symptoms, clinical features, preoperative diagnostic tests, treatment, and postoperative complications were noted.
Results: There are 3 children with H-TEF during the study period. Two were males and 1 female. Mean ages at presentation and surgical treatment are 63.0 days (14-150 days) and 131.7 days (35-270 days), respectively. The total number of EA patients during this period is 99. Average duration of follow-up in patients with H-TEF is 39 months (2-62 months). There is no mortality, morbidity or recurrence of the fistula. Former two patients have been successfully diagnosed by way of conventional esophagogram, due to inconclusive findings in the conventional esophagogram a cineradiographic procedure was performed to demonstrate the H-TEF in the last case. On all three patients bronchoscopy was first performed and a fistula tract noted in the trachea was catheterized with a 4 F ureteral tube. The fistulae were repaired successfully via a right cervical approach in the former two patients with TEF located in the proximal trachea whereas a formal thoracotomy was performed in case 3 with a fistula 4 cm proximal to the carina. Radio-opaque contrast study performed on the 7th postoperative day revealed no evidence of a leak from either repair. Diet was advanced to full oral feedings and postoperative recovery was uneventful.
Conclusion: A high index of suspicion for an H-TEF should be maintained in the presence of neonatal respiratory symptoms. Since H-TEFs are known to be complicated by lower respiratory infection, early referral of these patients to pediatric surgeons and accurate and timely surgical treatment is suggested.
ÇOCUKLARDA H-TİPİ TRAKEOÖZOFAGEAL FİSTÜLÜN YÖNETİMİ: 3 OLGU SUNUMU
Amaç: H-tipi trakeoözofageal fistül özofagus atrezilerinin Gross sınıflamasına göre E tipi olup tüm olguların %4’nü oluşturur. Bu çalışmada H-tipi TÖF sebebi ile kliniğimizde tedavi edilen olgulardaki tanısal çalışmalar, ek anomaliler, cerrahi teknik ve ameliyat sonrası gidişatın vurgulanması amaçlanmıştır.
Gereç ve yöntem: 2003-2012 tarihleri arasında kliniğimize yatırılarak tedavi edilen H-tipi TÖF’lü olgulara yönelik geriye dönük çalışma yapılmıştır. Yaş, cins, semptom süresi, klinik bulgular, preoperatif tanısal testler, tedavi ve postoperatif komplikasyonlar değerlendirilmiştir.
Bulgular: Çalışma döneminde H-tipi TÖF’lü 3 olgu bulunmaktadır. Olguların 2’si erkek biri kız olup kliniğe prezentasyon ve cerrahi tedavi esnasındaki ortalama yaşlar sırası ile 63,0 gün (14-150 gün) ve 131,7 gündür (35-270 gün). Bu dönemdeki toplam özofagus atrezisi olgu sayısı 99’dur. Tanı ilk iki olguda konvansiyonel özofagografi, son olguda konvansiyonel özofagografide yetersiz bulgular nedeni ile sine-radyografik işlem ile konulmuştur. Ameliyat öncesi tüm olgularda bronkoskopi yapılarak trakeoözofageal fistül 4F üreter kateteri ile kateterize edilmiştir. Cerrahi onarım fistülü proksimal trakeada saptanan ilk 2 olguda sağ servikal yol, karinanın 4 cm proksimalinde fistül izlenen son olguda ise formal torakotomi ile yapılmıştır. Postoperatif 7. gün çekilen özofagografide onarımın her iki tarafından da kaçak olmadığı tespit edilerek ağızdan beslemeye geçilmiştir. Bu olgulardaki ameliyat sonrası gidişat sorunsuz seyretmiştir. Ortalama izlem süresi 39 ay (2-62 ay) olup işleme ait mortalite, morbidite ya da fistülün tekrarlaması gözlenmemiştir.
Sonuçlar: Neonatal respiratuvar semptomların varlığında özellikle H-tipi TÖF açısından şüphelenilmelidir. Alt solunum yolu infeksiyonları nedeni ile komplike oldukları göz önüne alındığında, bu olguların çocuk cerrahına erkenden gönderilmeleri ve uygun ve zamanlı cerrahi tedavi önerilmektedir.