TÇCD 2013 31st Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

Aim: To evaluate congenital lung malformations (CLM) retrospectively.

Patients and Methods: Ten patients with CLM were reviewed according to age, gender, symptoms, diagnostic methods, localization, time of surgery, length of stay, postoperative problems.

Results: Between 2005 and 2012, eight male, two females were admitted with CLM. The patients’ ages were between 7 days and 15 years. The main clinical findings were recurrent lung infection (n=4) and dyspnea (n=2). Four patients had an antenatal diagnosis. All patients underwent a preoperative MRI study. Four patients’ diagnosis were CCAM, three had extralobar lung sequestration, two congenital lobar emphysema and one bronchogenic cyst. Seven patients’ CLM was left sided. The bronchogenic cyst was removed by thoracoscopic, other by open access. Five patients needed a lobectomy, four cases local excision of the lesion and one segmentectomy. The median length of stay was 7 days. One patient had to stay three months due to associated problems. The follow up visits were uneventful.

Conclusion: CLM are rare pathologies in pediatric surgical practice. Antenatal diagnosis aids proper treatment and excellent prognosis. Recurrent lung infection is a good indicator for the early diagnosis.

Amaç: Konjenital akciğer malformasyonlarının (KAM)  demografik ve klinik özeliklerini retrospektif olarak değerlendirmeyi amaçladık.

Hastalar ve Yöntem: On konjenital akciğer malformasyonu olgusu retrospektif olarak değerlendirildi. Cinsiyet, yaş, geliş şikayeti, tanı yöntemleri, lokalizasyon, tedavi zamanı, tedavi yaklaşımı, hastanede kalış süresi ve ameliyat sonrası takiplerde görülen problemler yönüyle incelendi.

Bulgular: 2005-2012 yılları arasında takip ve tedavi edilen, 8’i erkek 2’si kız, on KAM hastası değerlendirildi. Yaşları 7 gün-15 yaş arası değişen hastaların en sık geliş şikayeti tekrarlayan akciğer enfeksiyonu (TAE) (n=4) ve solunum sıkıntısı (n=2) idi. 4 olguda antenatal tanı konulmuştu. Preoperatif MRI ile  komşu organ ve damarlarla ilişkisi ayrıntılı değerlendirildi. Olguların dördü Konjenital kistik adenomatoid malformasyon, üçü ekstrapulmoner sekestrasyon, ikisi konjenital lober amfizem, biri ise bronkojenik kistti. Olguların yedisinde patoloji solda, üçünde sağdaydı. Bronkojenik kist torakoskopi, diğerleri ise torakatomi ile çıkarıldı. Olguların beşine lobektomi, dördüne lezyonun eksizyonu, birine de segmentektomi yapıldı. Hastalar ortalama bir hafta içinde taburcu edilirken, bir olgu diğer ek patolojiler nedeniyle üç ay hastanede kaldı. Hastaların takiplerinde solunumsal problemlerinin her kontrolde azalarak düzeldiği gözlendi.

Sonuç: KAM’ları çocuk cerrahisinin ilgi alanında olan, uzun süreli takip ve tedavi yaklaşımı açısından yeterli deneyimin bulunmadığı patolojiler olup, antenatal tanı konulmasının morbidite ve mortaliteyi azalttığı, TAE’larında KAM’lar ayrıcı tanıda unutulmamalıdır.