TÇCD 2013 31st Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Oral Presentation - 119

EVALUATION OF THE THERAPEUTIC EFFECTS OF STANDARD THERAPIES AND BEHAVIORAL CHANGES IN CONCOMITANT VOIDING DYSFUNCTION OF FUNCTIONAL CONSTIPATION

AIM: To shed light on the issue that the type of voiding disorders could be corrected by treatment of Chronic Functional Constipation (CFC), which urodynamic parameters respond better to the treatment of CFC and for what type of voiding dysfunction advanced treatment options should be considered.

MATERIALS AND METHODS: Forty four patients who achieved success of CFC treatment between 2007-2012 were retrospectively evaluated in the light of history, physical examination, and laboratory data. CFC patients accompanied that not based on a cause of neuropathic voiding dysfunction are included in the study. MNE patients and constipation and voiding disorders of organic origin were excluded from the study.

FINDINGS: In the 27 (%61.4) of patients achieved the improvement in symptoms of voiding dysfunction was over %90 and the results were statistically significant (p =0.02). Treatment success in OAB was %60, in voiding dysfunction %30 and in voiding postponement 90%. Urodynamic study performed to all 44 patients and bladder sensitivity, detrusor activity, compliance, voiding pressures, capacity, maximum flow rate (Qmax), EMG activity, voiding pattern, and the residual evaluated. The least affected parameter because of CFC was voiding pattern and the most was compliance. The increase after treatment was statistically significant (p = 0.001) in the patients who have decreased bladder capacity by the dilated rectum. The increase in Qmax values before and after treatment were not statistically significant (p = .19). With the treatment of CFC the decrease in residual urine was 27.53 cc in an average, and this result was statistically significant (p = 0.004).

RESULTS: Because of complex and mutually enhancing relationship between CFC and voiding disorders, without treatment of CFC, methods such as fluid restriction and anticholinergic medications may aggravate voiding disorders by worsening CFC. Therefore, the first step must be the treatment of constipation, especially in patients with OAB and voiding postponement.

FONKSİYONEL KABIZLIĞA EŞLİK EDEN İŞEME BOZUKLUĞUNDA STANDART TERAPİ VE DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİKLERİNİN TEDAVİ EDİCİ ETKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

AMAÇ: Kronik fonksiyonel kabızlık (KFK) tedavisi ile düzelen işeme bozuklukları, hangi ürodinamik parametrelerin KFK tedavisine daha iyi yanıt verdiği, ileri tedavi seçeneklerinin düşünülmesi gereken işeme bozuklukları konularına ışık tutmak amaçlanmıştır.

GEREÇ VE YÖNTEM: Kliniğimizde 2007-2012 yılları arasında izlenmiş nöropatik bir nedene dayanmayan işeme bozukluğunun eşlik ettiği KFK hastalarından KFK tedavisinde başarı sağlanan 44 hasta öykü, muayene ve laboratuvar verileri ışığında geriye dönük olarak değerlendirilmiştir. Monosemptomatik nokturnal enürezis hastaları ile organik kökenli kabızlık ve işeme bozuklukları çalışma dışında bırakılmıştır.

BULGULAR: Hastalarımızın 27’sinde (% 61,4) işeme bozukluğu semptomlarında %90 ve üzerinde düzelme sağlanmıştır ve sonuçlar istatistiksel olarak anlamlıdır (p=0,02). Aşırı etkin mesaneli (AEM) hastalarda düzelme %60, işeme işlev bozukluğu (İİB) olan hastalarda %30, işemeyi geciktirme davranışı (İGD) olan hastalarda %90’dır. Hastaların 44’üne yapılan ürodinamide, mesane sensitivitesi, detrusor aktivitesi, kompliyans, işeme basınçları, kapasite, maksimum akım hızı (Qmax), EMG aktivitesi, işeme paterni ve rezidü değerlendirilmiştir. KFK’ın en az etkilediği parametre işeme paterni, en çok etkilediği parametre kompliyansdır. Genişlemiş rektumun mesane kapasitesini azalttığı hastalarda tedavi sonrasındaki artış istatistiksel olarak anlamlıdır (p=0,001). Tedavi öncesi ve sonrasında Qmax değerlerindeki artış ise anlamlı bulunmamıştır (p=0,19). KFK tedavisi ile rezidü idrar miktarındaki düşme ortalama 27,53 cc’dir ve bu sonuç anlamlı bulunmuştur (p=0,004).

SONUÇ: İşeme bozuklukları ile KFK arasında karmaşık ilişki nedeniyle KFK düzeltilmeden başlanan sıvı kısıtlaması ve antikolinerjik ilaç kullanımı KFK’ı artırarak tedaviyi olanaksızlaştırır. Bu nedenle özellikle İGD ve AEM olan hastalarda tedavide ilk aşama kabızlığın düzeltilmesi olmalıdır.

Close