Oral Presentation - 124
AN ALTERNATIVE SCORING SYSTEM IN DETERMINING THE TYPE, SEVERITY AND THERAPEUTIC SUCCESS OF VOIDING DYSFUNCTION: ONEN VOIDING DYSFUNCTION SCALE
Introduction: We aimed to determine the role and effectiveness of Onen’s voiding dysfunction symptom scale in determining the type, severity and therapeutic success of children associated with voiding dysfunction.
Patients and methods: The children who treated for voiding dysfunction at the last two years were reviewed. The severity and type of voiding dysfunction was determined according to Onen’s voiding dysfunction symptom scale. This scale include many specific question that evaluate day and night time problems and the severity accordingly.
Results: Mean age was 8.1 years, 44 were girl and 38 were boy. Most common symptoms were incontinence, UTI and reflux. Total voiding dysfunction symptom score was 13.2. This score decreased to 4.3 after treatment. 27 patients had associated constipation. Of these, only 4 presented constipation as a symptom. Onen’s scale was able to determine the presence of constipation in all 27 patients based on appropriate questions. The findings of bladder ultrasound and uroflowmetry were significantly parallel to that of Onen’s scale. On the other hand, there was no correlation between voiding diary and Onen’s scale in terms of findings. Voiding dysfunction score was normal in 37 children, significantly low (<5) in 42, while it persisted high in the remaining three patients.
Conclusions: Onen’s voiding dysfunction symptom scale, which is a non-invasive method, easily determines the day-type, night-type and severity of voiding dysfunction promptly. Thus, it promise an effective treatment and high success accordingly. Moreover, it determines the effectiveness of urotherapy during the follow-up of such patients.
İŞEME BOZUKLUĞU TİPİNİ, ŞİDDETİNİ VE TEDAVİ BAŞARISINI BELİRLEMEDE ALTERNATİF BİR SKORLAMA: ÖNEN İŞEME BOZUKLUĞU SKALASI
Amaç: Çocuklardaki işeme bozukluklarının tipini, şiddetini ve tedavi başarısını belirlemede tariflediğimiz Önen işeme bozukluğunun yerini ve etkinliğini belirlemek.
Gereç ve yöntem: Son 2 yıl içinde işeme bozukluğu tanısıyla tedavi çocuklar değerlendirildi. İşeme bozukluğu tipi ve semptom şiddeti Önen İşeme Bozukluğu Skalasına göre belirlendi. Bu skala, çocuklarda işeme bozukluğunun şiddetini ve gece ve/veya gündüz tipini belirleyen yapılandırılmış çeşitli sorulardan oluşmaktadır.
Bulgular: Yaş ortalaması 8.1 yıl iken, 44’ü kız ve 38’i erkekti. Başvuru şikayetleri; gece-gündüz idrar kaçırma, İYE ve tedaviye yanıtsız reflüydü. Gece ve gündüz toplam işeme bozukluğu skoru(İBS) ortalama 13.2 iken, tedavi sonrasında İBS 4.3 bulundu. Olguların 27’sinde kabızlık eşlik ediyordu; bu olguların sadece 4’ünde direk şikayet olarak kabızlık mevcut iken, yapılandırılmış özgün sorularla Önen İBS skalası tüm kabızlıkları belirleyebildi. Mesane USG ve üroflowmetri bulguları ile İBS skoru arasında belirgin paralellik saptanırken, işeme günlüğü bulguları ile İBS skoru arasında belirgin bir paralellik yoktu. Üroterapi sonrası İBS, çocukların 37’sinde tamamen düzelirken, 42’sinde belirgin azaldı, ancak 3 olguda aynı şiddette devam etti.
Sonuçlar: Önen işeme bozukluğu skalası, çocuklarda işeme bozukluğunun şiddetinin, gece ve gündüz tipini ayırıp ikisinin birlikteliğini kolayca belirler. Böylece, doğru ve etkin bir tedaviyle başlanmasını ve dolayısıyla yüksek başarıyı sağlamaktadır. Önen skalası, işeme bozukluğu seyrini takipte ve özellikle de tedaviye yanıtı belirlemede çok faydalı ve pratik bir noninvazif yöntemdir. Bu skalaya göre tipi ve şiddeti doğru saptanmış işeme bozukluklarının büyük bir çoğunluğu yapılandırılmış etkin üroterapiden sonra tam düzelme sağlamaktadır.