TİPU Results İn Patients With Distal Hypospadias: Does Experience Affects The Success?
TİPU Results İn Patients With Distal Hypospadias: Does Experience Affects The Success?
Distal Hipospadias Olgularında TİPU Ameliyatı Sonuçlarımız: Deneyim Başarıyı Etkiler Mi?
Amaç: Snodgras’ın tanımladığı “Tubularized incised-plate urethroplasty” (TIPU) yöntemi hipospadias onarımındaki yaygınlığını arttırarak sürdürmektedir. Ameliyat tekniğinin basitliği, düşük komplikasyon oranları, kısa öğrenim periyodu ve normale yakın meatal görünümü bu tekniğin başlıca avantajlarını oluşturmaktadır. Çalışmamızda klinik deneyimlerimizin artması ile ameliyatın başarısı arasındaki ilişki araştırılmak istenmiştir.
Olgular ve yöntem: Kliniğimizde hastane bilgi sisteminin devreye girdiği 2007 yılından sonra primer ameliyatları tarafımızdan yapılan tüm hipospadias olguları geriye dönük olarak değerlendirildi. Kriterlerimize uyan 279 hipospadias olgusuna ulaşıldı, Bunların 229’i distal hipospadias olgusu idi ve 178’ine TİPU ameliyatı yapılmıştı. Çalışmanın kapsadığı süreç her gurupta eşit hasta olacak şekilde iki döneme ayrıldı (İlk dönemde yapılanlar Grup 1 ve Son dönemde yapılanlar Grup 2)
Bulgular: Hastalarımızın ortalama yaşları 6,4 yıldı. 1. Grupta yaş ortalaması 8 yıl, 2. Grupta 4,6 yıldı ve komplikasyon gelişen hastaların ortalama yaşı 8,11 olarak bulundu. Ameliyathanede tedavi gerektiren 17 komplikasyon (Metal veya üretral darlık 11, fistül 6) görüldü. Grup 1’de 89 olgu ve 11 komplikasyona (%12,3) karşılık, 2. Grupta 89 olgu ve 6 komplikasyon (%6,7) vardı. Özel olarak fistül oluşumuna baktığımızda birinci gurupta 5 fistüle (%5,6) karşılık, ikinci grupta 1 fistül (%1,1) bulundu. Fistüllerden birisi spontan iyileşirken ikisine redo ameliyat ve üçüne fistül onarımı yapıldı. Darlıklardan birine internal üretrotomi ve birine de meatotomi yapıldı diğerlerine bir kez ameliyathanede dilatasyon yapıldı.
Sonuç: Son yıllarda distal hipospadias onarımı için kliniğimizde de en çok tercih edilen TİPU yöntemi olmuştur. Genel toplamda kabul edilebilir komplikasyon oranlarına karşılık klinik deneyimlerinin artması ve özellikle ülkemizde konu üzerinde yoğunlaşan bilimsel faaliyetlere katılımın bu komplikasyon oranlarını daha da aşağıya düşürdüğünü görmekteyiz.