TÇCD 2013 31st Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Poster - 130

Huge Teratoma of the Nasopharnx

Şişli Etfal Education and Research Hospital Pediatric Surgery clinics ISTANBUL Teratomas are the most common extragonadal Germ tumors of the childhood. The most common site of occurrence in neonate is in the sacrococcygeal and presacral region. Teratoma of the nasopharynxis an extremely rare tumor. We present a case of nasopharyngeal teratoma of newborn who underwent tumor resection. Case: 38 gestation weeks baby was delivered by cesarean due to the cervical mass. At her first examination, she presented a mass with cystic and solid structures starting from passing the bottom of the face, from thence to the back side of sternocleidomastoid muscle approximately 20x15x10cm size. Top of the mass was not covered with skin. The patient had respiratory distress and B-hCG and AFP levels were within normal limits MRI and CT scans showed that vascular structures were far from the mass. During surgery mass was able to dissected easily from the surrounding tissue, a small amount of pharynx mucosa was excised because of the invasion of the lateral wall of the pharynx by the mass. Result: She was discharged at the postoperative 20th day with the diagnosis of mature cystic teratoma. While in adults, mortality of the NF teratomas is usually due to malignant transformation, in the children the mortality depends on the location and size of the mass causing obstruction of the respiratory tract. In our case unlike the cases we mentioned above, mass in our case did not grew through the mouth but to the lateral border of the neck therefore it did not obstruct respiratory tract. This was evaluated in a very positive in term of prognosis. In these cases, a cesarean section in the centre including paediatric surgery department should be planned to prevent complications. Early surgical excision can reduce morbidity and mortality.

Dev Nazofaringeal Teratom: Olgu Sunumu

Amaç: Baş ve boyun bölgesinde yerleşen teratomların da pek az bir kısmı (%2) nazofaringeal (NF) kaynaklıdır. NF yerleşimli teratomlar genellikle ağız boşluğundan dışarıya doğru büyüyerek ciddi solunum ve beslenme sorunları oluşturabilirler. Çalışmamızda prenatal tanılı, NF yerleşimli bir dev teratom olgusu sunulmuştur. Olgu: Servikal yerleşimli kitle nedeniyle prenatal takipli olan bebek 38. gebelik haftasında kliniğimize bilgi verilerek sezeryanla doğurtuldu. 3830gr ağırlığındaki kız bebeğin ilk muayenesinde; solda yüzün alt kısmından başlayarak kulağı yukarı iten, önde boyun orta hattına, arkada sternokloidomastoid kasına ulaşan yaklaşık 20x15x10cm boyutlarında, boyuna yakın kısmı deri ile kaplı tepesinde deri bulunmayan kistik ve solit yapılar içeren kitle saptandı. Kitlenin hızlı büyüme nedeniyle üzerindeki deriyi patlatarak dışarıya doğru büyüdüğü düşünüldü. Hastanın solunum sıkıntısı yoktu. AFP ve B-hCG normal sınırlardaydı. MR ve BT incelemelerinde kitlenin farinkse kadar uzandığı ve damarsal yapılardan uzak olduğu görüldü. Yapılan ameliyatta çevre dokulardan kolaylıkla ayrılan kitle, farinks yan duvarında invazyon nedeniyle bir miktar mukoza ile beraber eksize edildi. Doku tanısı matür kistik teratom olarak bildirilen hasta postoperatif 20.gün sorunsuz olarak taburcu edildi. Sonuç: Erişkinlerdeki NF teratomlarda yüksek mortalite oranları daha çok malign dönüşümler nedeniyle olurken, çocuklarda kitlenin yeri ve büyüklüğüne bağlı olarak solunum yolu tıkanması sebebiyle olur. Olgumuzda genelin aksine, ağız içerisinden değil, boyun yan duvardan dışarıya doğru büyüyen kitle, solunum yollarını tıkamamıştı ve bu durum prognoz açısından çok olumlu sonuçlandı. Bu tür prenatal tanılı kitlelerde doğumda ve sonrasında erken komplikasyonları engellemek için doğum sezaryen yolu ile ve çocuk cerrahisi bulunan merkezlerde planlanmalıdır. Erken cerrahi eksizyon mortalite ve morbiditeyi azaltır.

Close