Poster - 92
LAPAROSCOPİC MANAGEMENT OF CHILDHOOD INTUSSUSCEPTION
Aim:Minimally invasive approaches are beginning to be employed in the management of pediatric patients with intussusception who fail radiographic reduction.We reviewed our experience in management of childhood intussusception to find out the success rate of laparoscopic approach
Patients and Method:Records of patients who were treated for intussusception in our unit from 2006-2013, inclusive were reviewed.The data including age, gender, symptoms and findings at admission, type of reduction and follow up were recorded and evaluated.
Results:236 patients whose ages range from four months to 13 years(median of 2 years) were admitted because of vomiting abdominal pain, restlessness, abdominal distention and bloody stools.153(64%) of these patients were male and 83(36%) were female.Radiologic reduction either by ultrasound(n:201,85%) or fluoroscopy guidence(n:6, 2.5%)was successful in 88% of the patients.Laparoscopic reduction was attempted in 29(12%)of the patients and successfully done in 18(62% )of them.11(38%) of the 29 patients in whom laparoscopic reduction was unsuccessful underwent laparotomy. Manuel reduction was performed in 4 patients whereas resection and anastomosis were required in 7of the patients.Meckel diverticula(n:4) and intestinal Burkitt lymphoma(n:2) were the leading points in those patient who required intestinal resection and anastomosis .The remaning patient underwent resection anastomosis because of the presence of necrotic areas in small bowel after manuel reduction. Recurrent intussusception was occured in 12(5%) of the cases who had underwent radiologic reduction for the first and second intussusception. 7 of the 12 patients had third intussusception and underwent laparoscopic evaluation for leading point.They found to have enlarged mesenteric lymph nodes without significant pathological findings at terminal ileum.
Conclusion:Either radiologic or laparoscopic reduction was successful in 95% of pediatric patients presented with intussusception.Our data shows that the utility of laparoscopic reduction has significantly reduced the need of classical open manuel reduction.It seems that mostly the patients with underlying leading points require resection and anastomosis.
ÇOCUKLUK ÇAĞI İNVAJİNASYONLARINDA LAPAROSKOPİK YAKLAŞIM
Amaç: Günümüzde radyoloji görüntüleme eşliğinde yapılan hidrostatik redüksiyonun başarısız olduğu çocukluk çağı invajinasyonlarda laparoskopik redüksiyon kullanılmaktadır. Laparoskopik yaklaşımın çocukluk çağı invajinasyonlarının sağaltımındaki başarısını araştırmak amacıyla geriye dönük bir klinik çalışma planladık
Hastalar ve Yöntem: Kliniğimizde 2006-2013 tarihleri arasında invajinasyon tanısıyla tedavi edilen hastaların kayıtları geriye dönük olarak tarandı. Hastaların yaşı, cinsiyeti, başvuru sikayetleri, fizik muayene bulguları, redüksiyonun tipi, izlem süreleri, izlemde gelişen sorunlar kaydedilerek araştırıldı.
Sonuçlar: Yaşları 4 ay ile 13 yıl arası değişen ( ortalama 2 yaş ) 236 hasta kusma, kolik tarzı karınağrısı, huzursuzluk, karında distansiyon ve kanlı gaita bulgularıyla hastaneye başvurdu. Hastaların 153’ü (%64 ) erkek 83’ü (36%) ise kızdı. Ultrason (n:201, %85) veya skopi eşliğinde (n:6, %2.5 ) hidrostatik redüksiyon hastaların % 88’inde başarılı idi. Laparoskopic redüksiyon hidrostatik redüksiyonun başarısız olduğu 29 (%12) hastada denendi. 29 hastanın 18’inde (% 62) başarılı olurken 11’inde (%38) başarısız oldu . Bu 11 hastanın 4’ünde elle redüksiyon başarılı olurken 7 hastada rezeksiyon anastomoz yapıldı. Meckel divertikülü (n:4) ve intestinal Burkitt lenfoma (n:2) rezeksiyon anastomoz gerektiren hastalardaki öncü noktalardı. Bir hastada ise yaygın nekroz alanları nedeniyle rezeksiyon anastomoz yapıldı.Tekrarlayan invajinasyon 12 (%5) hastada görüldü. Üçüncü kez tekrarlayan invajinasyonu olan 7 hastaya tanısal laparoskopi yapılıp, terminal ileum civarında büyümüş mezenterik lenf nodları gözlendi. Bu nodlardan alınan biyopsilerde patolojik bulguya rastlanmadı.
Yorum: İnvajinasyonlu hastaların %95’inde hidrostatik redüksiyon ve laparoskopik redüksiyon ile sağaltım sağlanabilmektedir. Laparoskopik redüksiyon açık cerrahi gereksinimini önemli ölçüde azaltmaktadır. Çoğunlukla alta yatan öncü noktası olan hastalarda rezeksiyon anastomoz gerekmektedir.