Poster - 153
Preference of the Surgeon: The patient or the radiologist? Desmoid tumor
E Aydın
Bahcelievler State Hospital, Department of Pediatric Surgery
Aim:
To present a case with recurrent upper
abdominal pain and mass in whom abdominal wall desmoid tumor was found even USG
can’t find any pathology.
Case:
Fifteen-year-old male patient was admitted to
our clinic with complaint of 2 right upper quadrant pain and swelling for 2 years.
He was operated two times four years ago, one for appendectomy and one for
intraabdominal abscess. The patient had been admitted with the same complaint
many different clinics in the last two years. One of the ultrasounds mentioned hemangioma
at the localization of pain. Liver enzymes in biochemistry performed in the
same period was slightly high. There is a suspicious lesion at physical
examination where the pain felt. Because USG didn’t reveal any problem abdominal
CT was performed. There was 6cm thickening and heterogenicity of right rectus
abdominis muscle with a suspicious mass neighboring the liver. MRI was
performed and 6cm soft tissue tumor was found. Biochemistry and tumor markers
were within normal limits. Patients were operated. Pathology was reported as
desmoid tumor. After 5 months post operatively he is still free of tumor.
Conclusion:
Even basic
studies doesn’t reveal any pathology if the patient’s complaint goes on surgeon
must be aggressive for diagnosis in order not to miss out malignancies.
Cerrahın tercihi: Hasta mı, radyolog mu? Dezmoid tümör
E Aydın
Bahçelievler Devlet Hastanesi Çocuk Cerrahi Kliniği, İstanbul
Amaç:
Kliniğimize tekrarlayan üst karın
ağrısı nedeni ile başvuran ve başvuru öncesinde dış merkezlerde yapılan ultrasonlarında
patoloji saptanmayan batın ön duvarı yerleşimli dezmoid tümör olgusuna yaklaşımı
sunmak.
Olgu:
On beş yaşında erkek hasta
kliniğimize yaklaşık 2 yıldır olan sağ üst kadran ağrısı ve şişlik şikayeti ile
başvurdu. Başvurudan 4 yıl önce bir kez apendektomi bir kez de batın içi apse nedeni
ile opere edilen hastada ek patolojiden söz edilmemekteydi. Hasta son iki yıl
içinde birçok farklı kliniğe aynı şikayetler ile başvurmuştu. Hastaya yapılan
ultrasonlardan birinde ağrı lokalizasyonunda hemanjiom şüphesinden
bahsetmekteydi. Aynı dönemde yapılan biyokimya incelemelerinde karaciğer
enzimleri sınırın hafif üstündeydi. Hastanın fizik muayenesinde yatar pozisyondan
kalkarken ağrı tarif edilen lokalizasyonda şüpheli bir lezyon hissedilmekteydi.
Kliniğimizde yapılan ultrasonda da herhangi bir patoloji saptanmaması üzerine kontrastlı
batın tomografisi çekildi. Tomografi sağ rektus abdominis kasının 6cm’lik bir bölümünün
normalden daha kalın ve heterojen görüldüğü ancak olası bir kitle lezyonu ve
karaciğer ile komşuluğu ekarte edilememiştir olarak raporlandı. Hastaya batın
MR çekildi ve rektus kasına infiltre 6cm’lik yumuşak doku tümörü olarak
raporlandı. Biyokimya ve tümör belirteçleri normal sınırlarda idi. Hasta
eksplore edildi. Cilt altından itibaren başlayan, sınırları düzensiz, fasya ve
peritona yapışık kitle en-blok olarak ve kitlenin seçilebilen sınırlarından
yaklaşık 5cm uzaktan olacak şekilde eksize edildi. Hastanın patoloji raporu en
büyük çapı 10cm olan dezmoid tümör olarak raporlandı. Tüm yönlerde cerrahi
sınır temiz bulundu. Olgu post op 5.ayında sorunsuz olarak takip edilmektedir.
Sonuç:
Temel incelemeler olumsuz sonuç
verse de hastaların klinik yakınmaları devam ediyorsa tanı aşamasında agresif
davranılması olası malinitelerin takip edilmesinin önüne geçecektir.