Poster - 185
Spontaneous Resolution of a Congenital Pancreatic Cyst: Case Report
E Mammadov*, M Kocaoğlu**
*Near East University, Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery
**Near East University, Faculty of Medicine, Department of Radiology
AIM: To present the case report of the patient with spontaneous resolution of congenital pancreatic cyst
CASE: The female fetus was diagnosed with abdominal cyst of 26x24 mm size at 32. week of gestation. The cyst was thin waled with no evidence of debris or septation inside. After term cesarean delivery the patient was consulted to our institution. The baby had no clinical complaints and routine blood biochemistry was found to be normal. Ultrasonographic examination at 10 days of age showed pancreatic cyst with 31x29 mm size and slight debris inside. The patient was decided to be followed conservatively with the diagnosis of congenital pancreatic cyst. Second ultrasound examination showed no change in size or composition of the cyst. Sweat test performed at the age of one and half months came out to be normal. During the third utrasonographic examination the cyst seemed to be resolved, leaving only a linear focus at the body of pancreas. The findings were confirmed by the abdominal MRI performed at the same day.
DISCUSSION: Congenital pancreatic cyst is a rare pathology and spontaneous resolution is not reported in the literature. The authors advocate early diagnosis and surgical intervention due to the risk of cyst perforation. However uncomplicated recovery in our patient showed that watchful waiting may be an alternative approach in such cases.
Konjenital Pankreatik Kistin Spontan Rezolüsyonu: Olgu Sunumu
E Mammadov*, M Kocaoğlu**
*Yakın Doğu Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi AD
**Yakın Doğu Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji AD
AMAÇ: Konjenital
pankreatik kistin spontan rezolüsyonu gözlenen olguyu sunmak
HASTA: Hastanın
prenatal dönemdeki rutin USG incelemesinde 32. gebelik haftasında 26x24mm
boyutunda kistik kitle saptandı. Kistin duvarı ince olup, içinde debris veya
septasyon görülmedi. Hastanın ek fetal anomalisi yoktu. Miadında elektif
sezaryenle doğan kız hasta postnatal erken dönemde tarafımıza konsülte edildi. Klinik
şikâyeti olmayan ve rutin biyokimyasal incelemesi normal olan hastanın
postnatal 10. günde yapılan batın USG’sinde 31x29 mm boyutunda pankreatik kist
görüldü. Kistin duvarı ince olup içinde hafif debris görüldü. Konjenital pankreatik
kist tanısıyla takibe alınan hastanın bir aylıkken yapılan kontrol USG incelemesinde
de değişiklik görülmedi. Bir buçuk aylıkken yapılan ter testi sonucu da negatif
olarak değerlendirildi. Üç aylıkken yapılan ultrasonografik incelemede kistin
kaybolduğu ve sadece pankreas gövdesinde lineer bir odak şeklini aldığı
görüldü. Aynı gün yapılan kontrastsız batın MR incelemesinde de aynı görüntü
görüldü.
SONUÇ:
Oldukça nadir bir patoloji olan konjenital pankreatik kistin spontan
rezolüsyonuna literatürde rastlanmamıştır. Perforasyon durumuna karşın bu tür
olgularda erken tanı ve cerrahi girişim önerilmektedir. Bizim olguda
komplikasyon gelişmeden spontan düzelme görülmesi, bu tür olgularda yakın
takipli gözlemin de alternatif bir yaklaşım olabileceğini göstermiştir.