TÇCD 2015 33rd Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Poster - 179

A RARE DIAGNOSIS: NEWBORN APPENDICITS

EB Çığşar, Ü Bakal, M Saraç
Firat University, Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery, Elazig, Turkey
INTRODUCTION :  Appendicitis is a common  paediatric surgical procedure but in the neonatal period it is extremely rare. Its low incidence together with non-specific clinical symptoms often leads to delayed diagnosis thus increased rates of peritonitis and mortalityCASE REPORT: We report a premature male newborn of a 18 years old preeclamptic mother with gestational age of 31(+5) weeks, birth-weight 1490g, who underwent laparotomy due to perforation. The baby was admitted to NICU after birth with transitory respiratory failure and prematurity, At day 18 after birth he was consulted with pediatric surgery due to progressing distension of the abdomen, oral intolerance and billous vomitting. Abdominal radiography showed free air underdiaphragm.The baby was transferred to the surgery with the initial diagnosis of NEC with perforation. Surgery revealed perforated appendicitis with peritonitis without signs of NEC. Appendectomy and sanitation of the abdominal cavity were carried out.  The histological result confirmed gangrenous perforative appendicitis and purulent necrotic peritonitis. The postoperative course was unremarkable. The boy was home 11 days later. CONCLUSION: Despite of the low incidence of neonatal appendicitis, it should be taken into consideration if unclear abdominal symptoms occur in the neonatal period. Early surgical intervention contribute to  reduction of potential complications.

AZ GÖRÜLEN BİR OLGU: YENİDOĞAN APANDİSİTİ

EB Çığşar, Ü Bakal, M Saraç
Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD, Elazığ
GİRİŞ  :  Çocukluk çağının en sık akut karın nedenlerinden biri olan apandisit yenidoğan yaş grubunda oldukça seyrek görülür.  Fizik muayene ve labaratuar bulgularının nonspesifik olması  tanı koymayı güçleştirir. Neonatal apandisit özellikle prematür bebeklerde yüksek mortaliteyle seyreder.OLGU SUNUMU: 18 yaşındaki  preeklamptik annenin ilk gebeliğinden C/S  doğan 31 (+5)  haftalık 1490 gram prematüre erkek hasta solunum yetmezliği  ve prematürite nedeniyle YYBÜ’nde  takip edilmekteyken yatışının 18. Gününde son 24 saate artarak devam eden batın distansiyonu, oral toleransta bozulma ve safralı rezidülerinin olması nedeniyle konsülte edildi. Batın muayenesinde batında distansiyon ve hassasyeti mevcuttu, rektal muayenesinde özellik yoktu. Labaratuar sonuçlarında WBC: 9300 /mm3,PMN: %41.1, HMG: 11.2 g/dL, HTC: %34.9, PLT: 590000/ mm3, T. Bilirubun:4.9 mg/dL, D.Blirubin: 0.5 mg/dL, CRP:88 mg/L olarak tesbit edildi. ADBG'de diafragma altında serbest hava olan hastaya intestinal perforasyon ön tanısıyla laparatomi yapıldı. Eksplorasyonda retroçekal yerleşimli perfore apandisit ve batın içi seropürülan mayi mevcuttu. Apandektomi yapıldı batın içi yıkanıp, dren yerleştirildi. Postoperatif takipleri sorunsuz seyreden hastanın histopatoloji raporu perfore apandisit ve peritonit ile uyumlu olarak değerlendirildi. SONUÇ: Yenidoğan döneminde apandisit oldukça az görülmekle beraber nonspesifik akut karın semptomları gösteren bebeklerde ayırıcı tanıda akılda tutulmalıdır. Çoğunlukla yüksek mortalite ile seyreden  hastalar erken cerrahi müdahale ile sorunsuz olarak iyileşebilir.    

Close