A RARE DIAGNOSIS: NEWBORN APPENDICITS
EB Çığşar, Ü Bakal, M Saraç
Firat University, Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery, Elazig, Turkey
INTRODUCTION
: Appendicitis
is a common paediatric surgical procedure
but in the
neonatal period it is extremely rare. Its low incidence together with
non-specific clinical symptoms often leads to delayed diagnosis thus increased
rates of peritonitis and mortalityCASE
REPORT: We report a premature male newborn
of a 18 years old preeclamptic mother with gestational age of 31(+5) weeks,
birth-weight 1490g, who underwent laparotomy due to perforation. The baby was admitted
to NICU after birth with transitory respiratory failure and prematurity, At day
18 after birth he was consulted with pediatric surgery due to progressing distension
of the abdomen, oral intolerance and billous vomitting. Abdominal radiography showed
free air underdiaphragm.The baby was transferred to the surgery with the initial
diagnosis of NEC with perforation. Surgery revealed perforated appendicitis with
peritonitis without signs of NEC. Appendectomy and sanitation of the abdominal cavity
were carried out. The histological result
confirmed gangrenous perforative appendicitis and purulent necrotic peritonitis.
The postoperative course was unremarkable. The boy was home 11 days later.
CONCLUSION:
Despite of the low incidence
of neonatal appendicitis, it should be taken into consideration if unclear abdominal
symptoms occur in the neonatal period. Early surgical intervention contribute
to reduction of potential complications.
AZ GÖRÜLEN BİR OLGU: YENİDOĞAN APANDİSİTİ
EB Çığşar, Ü Bakal, M Saraç
Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD, Elazığ
GİRİŞ :
Çocukluk çağının en sık akut karın nedenlerinden biri olan apandisit
yenidoğan yaş grubunda oldukça seyrek görülür.
Fizik muayene ve labaratuar bulgularının nonspesifik olması tanı koymayı güçleştirir. Neonatal apandisit
özellikle prematür bebeklerde yüksek mortaliteyle seyreder.OLGU SUNUMU: 18
yaşındaki preeklamptik annenin ilk
gebeliğinden C/S doğan 31 (+5) haftalık 1490 gram prematüre erkek hasta
solunum yetmezliği ve prematürite
nedeniyle YYBÜ’nde takip edilmekteyken
yatışının 18. Gününde son 24 saate artarak devam eden batın distansiyonu, oral
toleransta bozulma ve safralı rezidülerinin olması nedeniyle konsülte edildi.
Batın muayenesinde batında distansiyon ve hassasyeti mevcuttu, rektal muayenesinde
özellik yoktu. Labaratuar sonuçlarında WBC: 9300 /mm3,PMN: %41.1,
HMG: 11.2 g/dL, HTC: %34.9, PLT: 590000/ mm3, T. Bilirubun:4.9 mg/dL,
D.Blirubin: 0.5 mg/dL, CRP:88 mg/L olarak tesbit edildi. ADBG'de diafragma
altında serbest hava olan hastaya intestinal perforasyon ön tanısıyla laparatomi
yapıldı. Eksplorasyonda retroçekal yerleşimli perfore apandisit ve batın içi
seropürülan mayi mevcuttu. Apandektomi yapıldı batın içi yıkanıp, dren
yerleştirildi. Postoperatif takipleri sorunsuz seyreden hastanın histopatoloji
raporu perfore apandisit ve peritonit ile uyumlu olarak değerlendirildi.
SONUÇ:
Yenidoğan döneminde apandisit oldukça az görülmekle beraber nonspesifik akut
karın semptomları gösteren bebeklerde ayırıcı tanıda akılda tutulmalıdır.
Çoğunlukla yüksek mortalite ile seyreden
hastalar erken cerrahi müdahale ile sorunsuz olarak iyileşebilir.