TÇCD 2015 33rd Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Poster - 6

A rare cause for duodenal obstruction: superior mesenteric artery syndrome

G Gerçel*, Ç Ulukaya Durakbaşa*, M Çağlar*, A Yıkılmaz**, H Okur*
*Istanbul Medeniyet University Göztepe Training and Research Hospital, Department of Pediatric Surgery
**Istanbul Medeniyet University Göztepe Training and Research Hospital, Department of Radiology

Introduction and Aim:

Superior mesenteric artery (SMA) syndrome is an rare diagnosis characterized by compression of the third portion of the duodenum between the aorta and the superior mesenteric artery. This is a syndrome usually seen in young females and harboring anatomical as well as acquired factors in etiology. This study aims to present a patient with a diagnosis of SMA syndrome.

Case Report:

17 years old female patient without history of a previous gastrointestinal (GİS) disorder presented with the complaints of intermittent abdominal distension, bilious vomiting and weight loss over a year. She was thin and pale on inspection. She had a history of previous scoliosis surgery and the complains were evident after the surgery. The physical examination was unremarkable. A complete blood count and biochemistry were within normal limits. Upper GI endoscopy showed dilated stomach with abundant bile and also proximal duodenum. Upper GI contrast study was compatible with dilatation of the first two portions of the duodenum and abrupt termination of the contrast material at the beginning of the third portion. The duodenal rotation was normal. Oral contrast-enhanced CT demonstrated that aortomesenteric angle was narrowed and the duodenum was compressed between the aorta and SMA. She underwent surgical exploration wit presumptive diagnoisis of SMA syndrome. The diagnosis was confirmed and a side-to-side duodenojejunostomy was performed. She was discharged on the 6th postoperative day. The follow up is uneventful.

Conclusion:

Patients with SMA syndrome often present with nonspecific complaints that may yield to a delay in diagnosis. It is usually diagnosed after all other possible causes are excluded. The main finding is massive bilious vomiting apparent during peripubertal period. Scoliosis surgery is a major risk factor for the development of SMA syndrome as in the presented case. Most cases need surgical intervention with satisfactory results.  

Nadir bir duedonal obstrüksiyon nedeni: süperior mezenterik arter sendromu

G Gerçel*, Ç Ulukaya Durakbaşa*, M Çağlar*, A Yıkılmaz**, H Okur*
*İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
**İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Radyoloji Anabilim Dalı

Giriş ve Amaç:

Süperior mezenterik arter (SMA) sendromu, duodenumun üçüncü kıtasının aorta ve SMA arasında basıya uğraması sonucu ortaya çıkan ve nadir görülen klinik bir tablodur. Bu sendrom sıklıkla genç kadınlarda görülen, etyolojisinde yapısal ve edinsel  faktörlerin yer aldığı bir durumdur. Bu çalışmada SMA sendromu tanısı alan bir hasta sunulması amaçlandı.

Olgu Sunumu:

Öncesinde bilinen bir gastrointestinal (GİS) semptomu olmayan 17 yaşında kız hasta son bir yıldır var olan aralıklı karın şişliği, safralı kusma, kilo kaybı şikayetleriyle başvurdu.  Başvuru esnasında zayıf ve soluk görünümde olan hastanın öyküsünde skolyoz cerrahisi geçirdiği ve şikayetlerinin cerrahi sonrası dönemde başladığı öğrenildi. Fizik muayenesinde özellik yoktu.  Tam kan ve biyokimyasal değerleri normal sınırlardaydı. Üst GİS endoskopik muayenede yoğun safra içeren dilate mide ve  duedonum 2. kıtaya  kadar dilatasyon izlendi. Kontrastlı üst GİS incelemede, duodenum 2. kıtasında  dilatasyon ve kontrast madde geçişinde akut sonlanma izlendi. Duodenumun rotasyonu normaldi.  Oral kontrastlı BT’ de aortomezenterik açının daraldığı ve duodenumun aorta ile SMA arasında sıkıştığı görüldü. Hasta SMA sendromu ön tanısıyla ameliyat edilerek SMA basısı teyit edildi ve yan yana duodenojejunostomi uygulandı. Ameliyat sonrası 6. günde taburcu edilen hastanın takibinde herhangi bir sorun gözlenmedi.

Sonuç:

SMA sendromu olan hastalar çoğunlukla nonspesifik bulgularla başvurduğundan tanıda gecikmeler yaşanabilmekte ve tanı genellikle diğer olasılıkların dışlanması ile konulabilmektedir. Ana bulgusu ergenlik ve sonrasında ortaya çıkan masif safralı kusmadır. Ayrıca sunulan vakada da olduğu gibi skolyoz cerrahisi, SMA sendromu gelişimi açısından önemli bir risk faktörüdür. Çoğu olguda cerrahi girişim gerekir ve cerrahi sonrası sonuçlar tatminkardır. 

Close