Oral Presentation - 92
Evaluation of macroscopic appearance for guidance in subsequent surgery in Meckel diverticulum
HÖ Gezer, A Temiz, E İnce, SS Ezer, A Hiçsönmez
Baskent University Faculty of Medicine Department of Pediatric Surgery
Background: The treatment of incidentally encountered asymptomatic Meckel diverticulum (MD) is controversial. We evaluated whether the macroscopic appearance correlates with clinical features, histopathological findings, future complications, and management decisions.
Materials and Methods: Patients who underwent MD resection at a single institution from 2000 to 2012 were retrospectively analyzed in terms of age, sex, clinical features, laboratory data, perioperative findings (diverticulum length, diameter, depth, thickening, and height-to-diameter ratio [HDR]), pathology, and postoperative follow-up.
Results: Fifty children were enrolled. Sixteen percent of the resected MDs were found incidentally. Of 42 complicated MDs, 17 (40%) were long (HDR ≥ 2), 14 (33%) were thickened, and 29 (70%) exhibited base widening. Histopathologically, ectopic mucosa was found in 32 (64%) of all MDs and in 5 (62%) of incidentally removed MDs. There was no statistical difference between the macroscopic appearance and clinical signs, sex, or presence of ectopic tissue based on palpation.
Conclusion: The macroscopic appearance of MD does not indicate the presence or absence of HGM and cannot be used to guide subsequent surgery. Additionally, 40% of symptomatic patients in our study had life-threatening complications requiring prompt fluid resuscitation. We consider that incidentally detected MD should be removed regardless of its macroscopic appearance in situations without anastomosis threatening conditions like peritonitis, inflammation or infection.
Meckel divertikülünde makroskobik görünümü tesadüfen tespit edilen olgularda divertikülektomi kararı almada yardımcı olabilir mi?
HÖ Gezer, A Temiz, E İnce, SS Ezer, A Hiçsönmez
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
Amaç: Tesadüfen karşılaşılan asemptomatik Meckel divertikülü (MD) tedavisi tartışmalıdır. Çalışmamızda divertikülün makroskopik görünümünün klinik özellikler, histopatolojik bulgular, gelecekte ortaya çıkacak komplikasyonlar ve tedavi kararları için bir kılavuz olarak kullanılıp kullanılamayacağını araştırmayı amaçladık.
Materyal ve Metod: 2000-2012 yılları arasında, kurumuzda MD ü rezeksiyonu yapılan hastalar retrospektif olarak yaş, cinsiyet, klinik özellikler, laboratuar verileri, ameliyat sırasındaki bulgular (divertikülün uzunluğu, çapı, derinliği, kalınlığı ve yükseklik-çap oranı [HDR]), patoloji ve postoperatif takip açısından analiz edildi.
Sonuçlar: Elli çocuk çalışmaya dahil edildi. Çıkarılan MD lerinin %16 sı tesadüfen tespit edildi. Komplike olan 42 MD nün, 17 si (% 40) uzun (HDR ≥ 2) idi, 14 ü (% 33) palpasyonla kalın ve 29 u (% 70) geniş tabanlı idi. Histopatolojik olarak ektopik mukoza tüm MD lerinin 32 sinde (% 64) ve incidental MD lerinin 5 inde (% 62) tespit edildi. Makroskopik görünümü ile klinik bulgular, cinsiyet veya palpasyona dayalı ektopik doku varlığı arasında istatistiksel olarak anlamlı sonuç çıkmadı.
Tartışma: MD makroskopik görünümü HGM varlığını veya yokluğunu göstermez ve bir sonraki cerrahi için kılavuz olarak kullanılamaz. Ayrıca, çalışmamızda komplike MD ünün % 40'ında acil sıvı resüsitasyonu gerektirecek şekilde hayatı tehdit eden komplikasyonlar gelişmişti. Biz, tesadüfen tespit edilen MD’lerinde, makroskopik görünümden bağımsız olarak anastomoz güvenliğini tehdit eden peritonit, enflamasyon veya enfeksiyon tablolarının olmadığı durumlarda divertikülün çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz.