Poster - 84
Accessory limb with ectopic intestine : a rare entity
K Karadeniz Cerit*, T Abdullayev*, A Dağçınar**, G Kıyan*, H Tuğtepe*, T Dağlı*
*Marmara University School of Medicine, Department of Pediatric Surgery
**Marmara University School of Medicine, Department of Neurosurgery
Aim: Accessory limb associated with spina bifida is a rare clinical entity. A case operated by neurosurgerons due to accessory limb in lomber area and then operated due to ectopic intestinal loops in the same area is presented.Case: A patient born with C/S from G2P2 mother, 3900 gr, full term and with an accessory limb on back was consultated to neurosurgery. Accessory limb amputation and spinal dysraphism repair were performed when the patient was 15 days old. The patient was consultated to our clinic for swelling in the lomber area on the postop third month. Fascial defect secondary to operation and lomber herniation was the primary diagnosis in lomber MRI. On the follow-up, patient admitted to emergency department with vomitting, abdominal distension and lomber swelling. The patient was operated promptly that his obstruction symptoms resumed. The bowels were explored after laparatomy but no posterior wall defect causing to herniation was detected. Thereupon abdomen is closed and patient is turned to prone position. The patient is cosultated to neurosurgergeons and needle aspiration performed to the swelling on back. Transparent, gelous liquid (300 cc) came from inside and the swelling is minimized. The bowels are detected when entered from the previous incision area. The bowels are explored and it is observed that they have no association with abdomen. A little, thiny fistula was observed opening to the skin and attached to the dura. The intestines were resected and dura was strengthened with sutures. There was no problem during the postoperative follow up period.
Conclusion: Ectopic intestinal loops could be identified under the skin around the extra limb and surgeons should be aware of this condition.
Aksesur ekstremite ve ektopik barsak birlikteliği: nadir bir olgu
K Karadeniz Cerit*, T Abdullayev*, A Dağçınar**, G Kıyan*, H Tuğtepe*, T Dağlı*
*Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
**Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Beyin Cerrahisi Anabilim Dalı
Amaç: Spina bifida ve aksesuar ekstremite birlikteliği nadir görülen anomalilerdir. Bu çalışmada lomber bölgede aksesuar ekstremite nedeniyle beyin cerrahisi tarafından opere edilen hastanın sonrasında aynı bölgede ektopik barsak ansları nedeniyle yapılan cerrahi yaklaşım sunulmuştur.Olgu: G2P2 anneden, 3900 gram olarak miadında C/S ile doğan hasta sırtta aksesuar ekstremite bulunması nedeni ile beyin cerrahisi bölümüne danışılmış. Hastaya onbeş günlükken ekstra extremite amputasyonu ve spinal disrafizm onarımı yapılmış. Postoperatif üçüncü ayda lomber operasyon yerinde şişlik nedeniyle tekrar beyin cerrahisine başvuran hasta tarafımıza konsulte edildi. Hastaya yapılan lomber MR görüntülenmesinde operasyona sekonder gelişmiş fasyal defekt ve lomber herniasyon olabileceği düşünüldü. Tarafımızca takibe alınan hasta kusma, batın distansiyonu ve lomber şişlik şikayetleri ile çocuk acile başvurdu. Obstrüksiyon semptomları gerilememesi üzerine hasta acilen operasyona alındı. Laparotomiyle girilen hastanın eksplorasyonda barsaklar eksplore edildi ancak herniasyona neden olacak bir arka duvar defektine rastlanılmadı. Bunun üzerine batın kapatılarak hasta prone pozisyona çevrildi. Hasta beyin cerrahisi ile tekrar değerlendirilerek sırttaki şişliğe iğne ile aspirasyon yapıldı. İçinden şeffaf hafif jelöz sıvı (300 cc) geldi ve kitle küçüldü. Eski insizyon yerinden girilip açıldığında içinde barsaklar olduğu görüldü. Barsaklar eksplore edildiğinde, batınla herhangi bir ilişkisi olmadığı görüldü. Bir ucu incecik bir fistül traktı ile arka cilde açılıyordu ve vertebra üzerinden duraya yapışıyordu. Barsaklar tamamıyla rezeke edilerek, dura dikişlerle güçlendirildi. Hastanın postoperatif takibi sorunsuz seyretti.
Sonuç: Aksesuar ekstremitesi olan hastalarda aynı bölgede diğer aksesuar organlarında bulunabileceği akılda bulundurulmalıdır.