Oral Presentation - 40
The role of gastrostomy and fundoplication in neurologically impaired children : retrospectıve evaluation
V Elekberova, Z Dökümcü, E Divarcı, A Erdener, C Özcan
Ege University Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery
Background:Dysphagia, gastroesophageal reflu(GER) and vomiting are frequent in
neurologically impaired children. These problems can cause significant clinical
problems as feeding difficulty, growth retardation and pulmonary aspiration.
Due to risk of morbidity and mortality, detection of GER in these patients
prior to gastrostomy is critical. Results of gastrostomy alone and
gastrostomy with anti-reflux surgery is presented herein.
Patients and method:Hospital records of 55 neurologically impaired children who had
undergone gastrostomy or gastrostomy+Nissen fundoplication in our clinic
between 2004-2014 were reviewed. Patients were divided into two groups
according to surgical procedure performed; laparoscopic gastrostomy alone
(GroupG,n = 34) and laparoscopic Nissen fundoplication and gastrostomy
(GroupN+G,n=21). Presence of postoperative GER, clinical
findings, operative results, complications and parental satisfaction rates
were compared.
Results: Total of 55 patients (25 boys,30 girls) with a mean age of 61(6-204)
months and mean body weight of 17kg were enrolled in the study. Average
follow-up time was 2.2(1-5) years. There was significant weight and height gain
and decrease in frequency of pulmonary infections in both groups following
surgery. Decrease of frequency
of vomiting was only significant in GroupN+G. Gastrostomy alone didn’t cause vomiting in 26 cases of
GroupG(96.3%). In GroupG, there were 7 GER(-) patients with rare preoperative
vomiting. In 4 of these, vomiting complaints disappeared following gastrostomy
whereas secondary anti-reflux surgery was necessary in remaining 3 patients
with increased postoperative frequency of vomiting. There was no recurrence of
GER in GroupN+G. The difference of complication between groups was
insignificant. Parental satisfaction following surgery was high in both groups
(GroupG:79%, GroupN+G:90%).
Conclusion:Both gastrostomy alone or gastrostomy with anti-reflux surgery improves
clinical condition and quality of life with high rate of parental satisfaction
in neurologically impaired children with dysphagia. Gastrostomy alone doesn’t
cause vomiting in preoperative symptom-free patients. Presence of vomiting is
important and sufficient for planning and management of these patients prior to
surgery.
Nörolojik hasarlı çocuklarda gastrostomi ve antireflü cerrahinin yeri:retrospektif değerlendirme
V Elekberova, Z Dökümcü, E Divarcı, A Erdener, C Özcan
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
Amaç:Nörolojik
hasarlı çocuklarda yutma güçlüğü, gastroözofageal reflü (GÖR) ve buna bağlı kusma
sıktır ve bu sorunlar beslenme problemleri, gelişme geriliği ve akciğer
aspirasyonu gibi önemli klinik problemlere neden olabilir. Beslenme amaçlı
cerrahi gastrostomi öncesi bu hastalarda GÖR varlığının ortaya konması
morbidite hatta mortalite riski nedeniyle kritiktir. Bu çalışmada gastrostomi
ve gastrostomi ile birlikte antireflü cerrahi (Nissen fundoplikasyonu) sonuçlarının ortaya konulması amaçlanmıştır.
Hastalar ve yöntem:Kliniğimizde
2004-2014 yılları arasında yutma güçlüğü ve buna bağlı beslenme bozukluğu
yakınması ile başvuran 55 nörolojik hasarlı olgunun kayıtları geriye dönük
incelendi. Olgular uygulanmış olan operasyona göre sadece laparoskopik
gastrostomi (GrupG,n=34) ve laparoskopik Nissen fundoplikasyonu ve gastrostomi
(GrupN+G,n=21) olarak iki gruba ayrıldı. Gruplar; postoperatif GÖR varlığı,
klinik bulgular, operatif sonuçlar, komplikasyonlar ve ebeveyn memnuniyeti açısından
karşılaştırıldı.
Bulgular:Ortalama yaşı 61 ay (6-204 ay), ortalama vücut ağırlığı 17 kg olan 25’i erkek,
30’u kız toplam 55 olgunun ortalam izlem süresi 2,2 yıldı (1-5 yıl). Her iki
grupta da ameliyat öncesi ve sonrası arasında anlamlı kilo - boy artışı ve
akciğer enfeksiyonlarında azalma saptandı. Kusmaların azalması sadece Grup N+G’da
anlamlı idi. Grup G’de işlem öncesi kusma şikayeti olmayan 27 hastanın 26’sında
(%96,3) gastrostomi sonrasında da kusma gelişmedi. Grup G’de nadir kusma
yakınması olan ve yapılan tetkikler sonucu GÖR saptanmayan 7 olgunun 4’ünde
işlem sonrasında kusma yakınması kaybolurken 3 olguda ise şikayetlerinde artma
olması nedeniyle sekonder olarak antireflü operasyon eklendi. Grup N+G’de nüks
saptanmadı. Gruplar arasında komplikasyon açısından fark saptanmadı. Her iki
grupta da ebeveyn memnuniyeti yüksek oranda saptandı (Grup G: %79, Grup N+G:
%90).
Sonuç:Yutma
bozukluğu olan nörolojik hasarlı çocuklarda tek başına ya da antireflü
cerrahisi ile birlikte gastrostomi klinik parametrelerde düzelme sağlamakta,
yaşam kalitesini yükseltmekte ve aile memnuniyetini arttırmaktadır. İşlem öncesi
kusma yakınması olmayan olgularda gastrostomi kusmaya neden olmamaktadır. Gastrostomi
işlemi öncesi GÖR açısından klinik değerlendirmede kusmanın varlığı, hasta
yönetimi ve tedavisinin planlanmasında yeterli ve yol göstericidir.