TÇCD 2016 34th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Oral Presentation - 82

Management of gastrointestinal perforation from blunt and penetrating abdominal trauma in children: Analysis of 96 patients

S Arslan*, MH Okur*, MŞ Arslan*, B Aydoğdu*, E Basuguy*, H Zeytun*, M İçer**, C Goya***
*Dicle University Medical Faculty Department of Pediatric Surgery
**Dicle University, Faculties of Medicine, Department of Emergency Medicine
***Dicle University, Faculties of Medicine, Department of Radiology

Aim: In this study, we want to present follow-up and treatment outcomes of the patients who developed gastroinestinal perforation (GIS) following blunt and penetrating trauma.

Material and Method:

Ninety six pateints who were treated due to diagnosis of GIS perforation between January 2000 and October 2015 were reviewed retrospectively. The patients were divided into two groups as blunt and penetrating traumas. Injury Severity Score (ISS) of all patients was performed. Patients with suspected GIS perforation were evaluated by standing plain abdominal radiograph and ultrasonography (USG). Patients who had normal standing plain abdominal radiograph and free or viscous fluid in the abdomen by USG were scanned by Computed Tomography (CT). Patients whom subdiaphragmatic free air was detected radiologically, patients with findings of peritonitis or clinically unstable patients were performed surgical procedure. Primary repair was applied to eligible patients who referred early. Resection anastomosis was performed on the patients with wide perforation which could not be repaired primarily. Ostomy was performed on the patients delayed with jejunum or ileum perforation. Colorectal trauma cases were not included into the study.

Results:

Totally 96 patients with average age of 10.3±4 (1-17) and GIS perforation were reviewed retrospectively. The patients included 88 (91%) males and 8 (9%) females. Subdiaphragmatic free air was detected in 52% of the patients by standing plain abdominal radiograph. Nonspecifically significant findings were detected in 76 % of the patients by USG and in 78 % of the patients by CT. The most common perforation was detected in ileum by 39 %. Primary repair, resection anastomosis and ostomy were performed in 74 %, 23% and 3% of the patients, respectively. Complication developed in 10 (10 %) of the patients. Five (5%) patients died.

GIS perforations dependent of blunt trauma were detected in 51% of the patients. The most common cause for perforation was falling from high in 39 % patients whereas the most affected organ was ileum detected in 51% patients. Primary repair was performed in 71% and resection anostomosis was applied to 27 % of the patients with blunt trauma who had surgery. Complication developed in 3 (30 %) patients. Two patients died due to shock within two hours following referral and 2 patients died because of head, lung and liver trauma.

GIS perforations dependent of penetrating trauma were detected in 49 % of the patients. The most common cause for penetrating trauma was due to gunshot injury by 40%. Ileum was the most perforated organ in penetrating trauma cases by 49 %. Primary repair was performed in 77% and resection anostomosis was performed to 19 % of the patients with blunt trauma who had surgery. Complication developed in 7 (%70) patients. One patient (20 %) died due to penetrating trauma.

Conclusion

We detected ileum perforation as most common cause in patients of GIS trauma. Although complication rate for the patients with penetrating trauma is higher than those with blunt trauma, mortality increases in the patients with blunt trauma. Since diagnostic challenges may increase mortality and morbidity in GIS perforation, we believe that a combination of radiological imaging and a serial abdominal examination is important for the patients without free air detected by standing plain abdominal radiograph.

Çocuklarda künt ve penetran abdominal travmalara bağlı gastrointestinal perforasyonların yönetimi: 96 hastanın analizi

S Arslan*, MH Okur*, MŞ Arslan*, B Aydoğdu*, E Basuguy*, H Zeytun*, M İçer**, C Goya***
*Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD
**Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı
***Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji A.D

Amaç: Künt ve penetran travma sonrası gastrointestinal perforasyon (GİS) gelişen hastaların takip ve tedavi sonuçlarını paylaşmayı amaçladık.

Materyal ve Metod

Ocak 2000-Ekim 2015 tarihleri arasında GİS perforasyonu tanısıyla tedavi edilen 96 hasta geriye dönük olarak değerlendirildi. Travmalar künt ve penetran travmalar olmak üzere iki gruba ayrıldı. Tüm hastaların Injury Severity Score (ISS) skorları yapıldı. GİS perforasyonu şüphesi olan hastalar öncelikle ayakta direk batın grafisi (ADBG) ve Ultrasonografi (USG) ile değerlendirildi. ADBG’si normal olup USG de ek organ yaralanması olmaksızın batında serbest veya yoğun içerikli sıvısı olan hastalara Bilgisayarlı Tomografi (BT) incelemesi yapıldı. Radyolojik olarak serbest hava saptanan hastalar, peritonit bulgusu olan veya klinik olarak unstabil olan hastalara cerrahi işlem yapıldı. Erken dönemde başvuran uygun hastalara primer onarım yapıldı. Primer onarım mümkün olmayan geniş perforasyonu olan hastalara rezeksiyon anastomoz yapıldı. Gecikmiş jejunum veya ileal perforasyonlu hastalara ise ostomi yapıldı. Kolorektal travmalar çalışmaya dahil edilmedi.

Bulgular

Yaşları 10.3±4 (1-17) yaş olan GİS perforasyonu olan toplam 96 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların 88 (% 91)’i erkek, 8 (% 9)’i kız idi. ADBG’de hastaların % 52 sinde diafragma altı serbest hava tespit edildi. USG’de hastaların % 76’ sında, BT incelemesinde % 78’inde GİS perforasyonu açısından nonspesifik anlamlı bulgular tespit edildi. En sık perforasyon % 39 ile ileum da saptandı. Cerrahi yapılan hastaların % 74’üne primer onarım, %23’üne rezeksiyon anastomoz, % 3’ünede ostomi yapıldı. Hastaların 10 (%10)’unda komplikasyon gelişti. Hastaların 5’i (5%) kaybedildi.

GİS perforasyonlarının % 51’i künt travmalara bağlı idi. En sık yüksekten düşmeye % 39 bağlı perforasyon görülürken, en sık etkilenen organ ileum % 51 idi. Künt travmalarda cerrahi yapılan hastaların % 71’ine primer onarım, % 27’sine rezeksiyon anastomoz yapılmıştır. 3(%30) hastada komplikasyon görülmüştür. 2 hasta hipovolemik şoka bağlı başvuru sonrası ilk iki saat içinde, 2 hasta ise kafa, akciğer ve karaciğer travmasına bağlı olarak kaybedilmiştir.

GİS perforasyonlarının % 49’u ise penetran travmalara bağlı idi. En sık ateşli silah yaralanmasına % 40 bağlı oluşmuştur. Penetran travmalarda en sık perforasyon ileum % 49 idi. Cerrahi yapılan hastaların % 77’inde primer onarım, % 19’inde rezeksiyon anastomoz yapılmıştır. 7 (%70) hastada komplikasyon görülmüştür. Penetran travmalara bağlı bir (%20) hasta kaybedilmiştir.

Sonuç

GİS travmalarda en sık ileal perforasyon saptadık. Penetran travmalı hastalarda komplikasyon oranı künt travmalara göre daha yüksek olmakla birlikte künt travmalı hastalarda mortalite artmaktadır. GİS perforasyonlarında tanı zorlukları mortalite ve morbiditeyi artırabileceğinden ADBG’de serbest hava saptanmayan hastalarda kombine radyolojik inceleme ve seri karın muayenesinin önemli olduğunu düşünüyoruz.

Close