TÇCD 2016 34th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Oral Presentation - 39

Major Bile Duct Injury Secondary to Blunt Abdominal Trauma

A Temiz*, M Gedikoğlu**, MO Canan***, SS Ezer*, E İnce*, HÖ Gezer*, A Hiçsönmez*
*Baskent University Faculty of Medicine Department of Pediatric Surgery
**Başkent University Departmont of Invasive Radiology
***Başkent University, Faculty of Medicine, Department of Pediatric Gastroeneterology

Aim: Major bile duct injury (MBDI) secondary to the blunt abdominal trauma is very rare. MBDI is reported between 1% and 6% of liver injury in adult series. This report reviews the treatment of patients with MBDI. Materials and Methods: This study retrospectively evaluates the files of patients between July 2011 and May 2016. Results: There were four patients with ages vary between 3 and 15 years(mean:9,75±4,9 years). The trauma mechanisms were traffic accident(n:2), falling from height(n:1), crush injury(n:1). Abdominal distention is the most evident finding. Grade-5 and grade-2 liver injury were detected in 3 and 1 patients respectively. Laceration routes covered the portal hilus and divided the liver as two parts in 3 patients with grade-5 injury. Excessive peritoneal fluid and contracted gallbladder were detected in all. Increased abdominal distention and ascites were detected in all patients who were hemodynamically stable. MBDI diagnosed on 13±6,73 days by percutaneous trans hepatic cholangiography and ERCP in 3 and 1 patients respectively.  Percutaneous peritoneal drainage was performed in all. ERCP was attempted in all. Cannulation of ampulla and choledochus could not be performed two patients. Internal stenting was performed in remaining two patients. Peritoneal drainage stopped after 3 days of stenting in one of them. The remaining three patients underwent laparotomy. Left hepatic duct avulsion, cystic duct avulsion and laceration of bifurcation with right hepatic duct were detected. Portoenterostomy, cystic duct ligation and primary repair of laceration with t-tube drainage were performed. The average time of hospital stay were 20,75±5,85 days. Conclusion: MBDI should be kept in mind in patients with laceration routes covered the portal hilus and contracted gall bladder. Multidisciplinary approach included peritoneal drainage, ERCP and internal stenting should be considered first step of treatment. Surgery should be decided according to condition of patients and liver in failed conservative approaches.

Künt Karın Travmalarına Bağlı Ana Safra Yolu Yaralanmaları

A Temiz*, M Gedikoğlu**, MO Canan***, SS Ezer*, E İnce*, HÖ Gezer*, A Hiçsönmez*
*Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
**Başkent Üniversitesi Girişimsel Radyoloji Bölümü
***Başkent Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Gastroeneterolojisi

   Giriş: Künt karın travmasına bağlı safra yolu yaralanmaları oldukça nadirdir ve geç tanı alırlar. Erişkin serilerde karaciğer yaralanmalarının %1 ile 6’sında ciddi safra yolu yaralanması bildirilmektedir. Kliniğimizde künt karın travmasına bağlı ana safra yolu yaralanması tanısı ile tedavi edilen hastalar değerlendirilmiştir.

Gereç ve Yöntem: Temmuz 2011 ile Mayıs 2016 tarihleri arasında kliniğimizde ana safra yolu yaralanması tanısı ile tedavi edilen hastaların kayıtları geriye dönük olarak incelendi.

Bulgular: 4 erkek hastanın yaşları 3 yıl ile 15 yıl (mean:9,75±4,9 yıl) arasındaydı. Travma şekli trafik kazası (n:2), yüksekten düşme (n:1) ve ezilme (n:1) idi. Hastalarda batın distansiyonu en belirgin bulguydu. Bilgisayarlı tomografide 3 hastada grade-5, 1 hastada grade-2 karaciğer yaralanması tespit edildi. Grade-5 yaralanması olan hastalarda, laserasyon hattı karaciğeri ikiye bölecek şekilde portal hilustan geçiyordu. Hastaların tamamında karın içi yaygın sıvı ve kontrakte safra kesesi izlendi. Hastaların tamamında hemodinami stabil seyretmesine rağmen batın distansiyonunda artış ve asit gelişti. 3 hastada perkütan transhepatik kolanjiografi, 1 hastada ERCP ile safra yolu yaralanması tanısı ortalama 13±6,73 günde kondu. Hastaların tamamına perkütan peritoneal drenaj katateri yerleştirildi. ERCP ve internal stent yerleştirilmesi denendi. 2 hastada papilla ve safra yolları kanule edilemedi. 2 hastada internal stent yerleştirildi. Stent yerleştirilen 1 hastada periton dreninden gelen 3. gün kesildi. Diğer 3 hastada safra drenajının devam etmesi üzerine laparatomi yapıldı. 1 hastada sol hepatik, 1 hastada sistik kanal avülsiyonu, 1 hastada bifurkasyon ve sağ hepatik kanalda laserasyon tespit edildi. Sırasıyla portoenterostomi, sistik kanal ligasyonu, t-tüp ve laserasyon onarımı yapıldı. Ameliyattan ortalama 20,75±5,85 gün sonra taburcu edildiler.  Tartışma: Ciddi karaciğer yaralanmalarında, özellikle laserasyon hattının portal hilus düzleminde seyrettiği ve safra kesesinin kontrakte olduğu hastalarda ana safra yolu yaralanmaları akılda tutulmalıdır. Tedavide ERCP, internal stent ve peritoneal drenaj katater uygulamalarını içeren multidispliner yaklaşım ilk seçenek olarak değerlendirilmelidir. Konservatif yaklaşımın sonuç vermediği olgularda açık cerrahi seçenekler hastanın ve karaciğerin durumuna göre kararlaştırılmalıdır.

Close