An unusual cause of recurrent intussusceptions: Peutz-Jeghers Syndrome
S Kılıç, A Atıcı, Ö Soyköse
Aksaray State Hospital
Introduction: Peutz-Jeghers syndrome (PJS) is an
autosomal dominant inherited disorder characterized by intestinal hamartomatous
polyps in association with mucocutaneous pigmentations. Although,
intussusception has been reported as a well-known complication of PJS,
recurrent intussusception as an alarming finding in a patient with normal
gastrointestinal endoscopy is uncommon. A 7-year-old boy who had recurrent
intussusception episodes and diagnosed as PJS with histopathologically after
surgical excision of involved bowel segments is presented to discuss the
clinical features and treatment options of recurrent intussusception as a
presenting finding of PJS. We aimed to present this case to emphasize that
patients with PJS may present with intussusception and hamartomatous polyps might
be precancerous, in this syndrome.Case Report: A 7-year-old boy was admitted to
emergency with complaints of abdominal pain and vomiting lasting three days. He
had a history of recurrent colicky abdominal pain for approximately six months.
There was no history of hematemesis or melena. He had underwent upper
gastrointestinal endoscopy and colonoscopy because of multiple hyperpigmented
macules over only the lips and it is revealed normal endoscopic findings.
His physical examination showed slight
distension with generalized tenderness. According to physical examination
findings and bowel obstruction, he underwent explorative laparotomy. A
jejuno-jejunal intussusception was found 5 cm distal of the ligament of Treitz
during surgical exploration. Intussusception could not reduced manually and a
polypoid mass in the jejunal lumen was the leading point. The intussuscepting
segment including the polyp was excised by small bowel resection, and
end-to-end anastomosis was performed. Histopathological examination of the
specimen revealed hamartamatous polyp and Peutz-Jeghers syndrome was confirmed
histologically with low-grade dysplasia.
Conclusion: Peutz-Jeghers syndrome is a hereditary
disease characterized with gastrointestinal polyposis and skin or mucosal
pigmentation. Polypoid lesions are almost hamartomatous and are not usually
precancerous. Our patient underwent upper and lower endoscopy with presumptive
diagnosis of PJS before the clinical findings of intussusception. Endoscopic
evaluation revealed normal findings without any polypoid lesion. Although the
association of PJS and intussusception is a well-known, this complication is
rarely presenting finding for PJS. Patients with hyperpigmentous lip lesions
with recurrent intussusception episodes may require surgical explorations not
only relieving small bowel obstruction but also diagnose the underlying polypoid lesions. In conclusion, patients with
PJS should be regularly and closely monitored in order to reduce the number of
laparotomies and due to the increased risk of cancer.
Tekrarlayan invajinasyonun nadir bir nedeni: Peutz-Jeghers Sendromu
S Kılıç, A Atıcı, Ö Soyköse
Aksaray Devlet Hastanesi
Giriş: Peutz-Jeghers Sendromu (PJS), mukokutanöz pigmentasyonlar ve
intestinal hamartomatöz poliplerle karakterize, otozomal dominant geçişli bir
hastalıktır. İnvajinasyon PJS’nun iyi bilinen komplikasyonlarından olmasına
rağmen, görülme sıklığı oldukça azdır. Ağız etrafında lekeleri ve karın
ağrıları olan hastamızın daha önce yapımış olan alt ve üst gastrointestinal
sistem endoskopisinde polipe rastlanmamış. Hastanın tekrarlayan
invajinasyonları sonrasında gelişen ileus nedeni ile yapılan laparotomisinde
polipler görülerek tanısı konulmuştur. PJS’lu hastaların invajinasyonla prezente olabileceği
ve bu sendromdaki hamartomatöz poliplerin prekanseröz olabileceğine vurgu
yapmak için olgumuzu sunmayı amaçladık.
Olgu: 7 yaşında
erkek hasta, üç gündür devam eden karın ağrısı ve kusma şikayeti ile acil
servise başvurdu. Öyküsünde, yaklaşık 6 aydır devam eden karın ağrılarının
olduğu, ancak hematemez ve melanasının olmadığı öğrenildi. Ağız etrafındaki
hiperpigmente lezyonları ve kronik karın ağrısı olması nedeni ile daha önce yapılan
üst ve alt gastrointestinal sistem endoskopisi normal bulunmuş. Fizik
incelemesinde, batında hafif distansiyon ve yaygın hassasiyet mevcuttu. Ultrasonografide;
sol üst kadranda, tipik “hefef tahtası”
görünümünde, invajine barsak segmentini düşündüren görünüm izlendi. Tanısal
laparotomi yapıldı. Trietz ligamanının 5cm distalinde jejuno-jejunal
invajinasyon saptandı. İnvajine segment manuel olarak redükte edilemedi, lümen
içinde invajinasyon için leeding point olan çok sayıda polip palpe edildi.
Barsak rezeksiyonu ve uç-uca anastomoz yapılarak işleme son verildi.
Histopatolojik incelemede; low grade displazik, hamartömatoz polip görülmüş
olup, tanısal olarak PJS ile uyumlu olduğu rapor edildi.
Sonuç:
PJS
hamartomatöz polipler ve hiperpigmente lezyonlarla karakterize herediter
geçişli bir hastalıktır. Polipler hamartomatöz özellikte olup nadiren prekanseröz
davranış gösterirler. Hamartömatöz poliplerin histopatolojik olarak
gösterilmesi, aile öyküsünün olması ve hiperpigmente lezyonların bulunması ile
hastalığın tanısı konur. Hastamızın ağız etrafında lekeleri ve aralıklı karın
ağrısı olması nedeniyle yapılan endoskopide jejunal yerleşimden dolayı polipler
gösterilememiş. Hastaların büyük kısmında polipe bağlı semptomlar klinik
takiple düzelebilir ancak nadiren polipe bağlı komplikasyonlara cerrahi
müdahale gerekebilmektedir. Sonuç olarak, laparotomi sıklığını azaltmak ve
kanser riskinden dolayı PJS’lu hastaların yakından takip edilmeleri
gerekmektedir.