Oral Presentation - 53
Twenty four neonatal congenital diaphragmatic hernia (CDH) patients: Analysis of improved survival rate
K Karadeniz Cerit*, N Veliyev*, A Memişoğlu**, H Özdemir**, T Dağlı*, G Kıyan*
*Marmara University School of Medicine, Department of Pediatric Surgery
**Marmara University School Of Medicine, Department of Pediatrics, Division of Neonatology
Aim: Due to recent advances in prenatal diagnosis and neonatal intensive care, the mortality of congenital diaphragmatic hernia (CDH) patients began to decrease in our country. The aim of the study is to analyze our neonatal CDH patients retrospectively.
Material and method: A retrospective review of neonatal CDH patients from March 2011 to March 2016 was performed. The medical records of patients were examined for prenatal diagnosis, gender, side, gestational age, birth weight, Apgar scores, usage of high-frequency oscillatory ventilation (HFO), usage of nitric oxide (NO), pulmonary hypertension, associated anomalies, usage of prosthetic patch, surgical approach, length of hospital stay, postoperative complications, mortality, recurrence.
Results: 24 neonates with CDH were enrolled in the study. In 14 patients there was prenatal diagnosis. There were 7 girls and 17 boys in the study. 22 of the cases were left sided and 2 were right sided. The mean gestationel age was 37,5 weeks (32-41), birth weight 2900 gr (2000-3800), Apgar score 7,5 (2-9). In 9 patients HFO, in 6 patients NO were used. 15 patients had pulmonary artery pressure recorded, the mean pressure was 52,5 (36-65mmHg). 4 patients had associated anomalies (Down syndrome(1), ASD(1), meningomyelocele(1), hydronephrosis(1)). Thoracoscopic approach was used in 12 patients and in 8 patients laparotomy was performed. There was conversion to open surgery in 2 patients (laparotomy (1), thoracotomy (1)) due to instability in saturation during anesthesia. Prosthetic patch was used in 8 patients (laparotomy(6), thoracoscopy(2)) and pledgets were used in all patients. The median length of hospital stay were 20 days (9-180). Pleural effusion (4), chylothorax (3), pneumothorax (2), hiatal hernia (2), central venous line infection (2) were seen as complications during the postoperative period. 1 patient died in the postoperative period and 4 patients died before any corrective operation. The mortality rate is 20.8% and recurrence was seen in 1 patient.
Discussion: Although extensive use of prenatal diagnosis included the CDH patients with worse prognosis in CDH series, aggressive neonatal care has improved survival rate of these patients.
Yirmidört yenidoğan konjenital diyafragma herni (KDH) Hastası: İyileştirilmiş sağ kalım oranının analizi
K Karadeniz Cerit*, N Veliyev*, A Memişoğlu**, H Özdemir**, T Dağlı*, G Kıyan*
*Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
**Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Neonatoloji Bilim Dalı
Amaç: Son dekadlardaki yenidoğan yoğun bakımı, prenatal tanıdaki gelişmelerle birlikte ülkemizde konjenital diafragma herni (KDH) hastalarında mortalite düşmeye başlamıştır. Bu çalışmanın amacı yenidoğan dönemindeki KDH hastalarımızı retrospektif olarak analiz etmektir.
Gereç ve yöntem: 01.03.2011 ve 30.03.2016 tarihleri arasında kliniğimizde takip edilen yenidoğan KDH hastaları retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Hastalarin dosyaları prenatal tanı varlığı, cinsiyet, taraf, gestasyonel hafta, doğum kilosu, Apgar skoru, yüksek frekanslı osilatuar ventilasyon kullanımı (YFOV), nitrik oksit (NO) kullanımı, pulmoner hipertansiyon, eşlik eden anomaliler, prostetik yama kullanımı, cerrahi teknik, hastanede kalış süresi, ameliyat sonrası komplikasyonlar, mortalite ve rekurrens açısından incelenmiştir.
Bulgular: Çalışmaya 24 yenidoğan KDH hastası dahil edilmiştir. 14 hastanın prenatal tanısı vardı. Hastaların 7’si kız ve 17’si ise erkekti. Vakaların 22’sinde herni sol tarafta, ikisinde ise sağ tarafta izlenmiştir. Hastaların ortalama gestasyonel yaşları 37,5 hafta (32-41), doğum ağrırlığı 2900 gr (2000-3800), Apgar skoru 7,5 (2-9) olarak bulunmuştur. YFOV 9 hastada, NO ise 6 hastada kullanılmıştır. 15 hastanın ameliyat öncesi pulmoner arter basınçları ölçülebilmiştir, ortalama basınç 52,5 (36-65mmHg) olarak bulunmuştur. 4 hastada eşlik eden anomali mevcuttu (Down sendromu(1), ASD(1), meningomyelosel(1), hidronefroz(1)). 12 hastada torakoskopik yaklaşım , 8 hastada laparotomi yapılmıştır. Anestezi sırasında saturasyonların sabit tutulamaması nedeniyle torakoskopi ile başlanan 2 hastada açık cerrahiye dönülmüştür (1 hastada laparotomi, 1 hastada torakotomi). Prostetik yama 8 hastada (6 laparotomi, 2 torakoskopi yapılan hasta), kullanılmıştır. Ortalama hastanede kalış süreleri 20 gün (9-180) olarak bulunmuştur. Ameliyat sonrası dönemde komplikasyon olarak plevral efüzyon(4), şilotoraks(3), pnömotoraks(2), hiyatal herni (2), santral katater enfeksiyonu (2) hastada izlenmiştir. 1 hastada ise rekurrens izlenmiştir. 1 hasta ameliyat sonrası dönemde, 4 hasta ise ameliyat edilemeden kaybedilmiştir (%20.8 mortalite).
Sonuç: Ülkemizde prenatal tanının yaygınlaşmasıyla daha kötü prognozla seyreden KDH hastalar da serilere katılsa bile, bu hastalardaki agresif yenidoğan takip ve tedavisiyle sağ kalım oranınının iyileştiği düşünülmektedir.