TÇCD 2016 34th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Oral Presentation - 6

Our 10 Years Experience in Nuss Procedure for Children with Pectus Excavatum

F Çelik, A Parlak, A Gürpınar, H Doğruyol
Uludag University, Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery, BURSA

Aim:Pectus excavatum (PE) is the most common chest wall deformity in children. Various surgical techniques have been described for correction of PE deformity.  This study aimed to investigate the results of PE repair using Nuss procedure.

Patients and methods:From 2006 to 2016, 36 children were treated with Nuss procedure for PE. The mean age of surgery 11,5 years (range 4-17 years). Patients data were evaluated retrospectively.

Results: There were 27 male and 9 female patients. The most common indication for surgery was aesthetic concern only . 5 patients (% 13) had exertional dyspnea and exercise limitation due to PE. Recurrent lower respiratory tract infection in 2 (5%) patients, peripheral cyanosis with exercise in 2 patients  and  chest pain in 1 patients were found. Echocardiography was performed in 33 patients. Mitral valve prolapse was found in 17 patients. The degree of the deformity was graded according to Haller Index (HI). The average HI 3,9 (2.35 to 15). All patients used a single bar. Mean surgical time was 89 min (45-150 min). Peri-postoperative bleeding from chest wall  was observed in 1 patient. Postoperative pneumothorax detected in 2 patients and tube thoracostomy was performed. The most common complaint was pain in the early postoperative period. The average length of hospital stay was 7.2 days (4-19). In 3 patients with asymmetric pectus excavatum, chest wall asymmetry persisted in spite of the rise after the administration of bar. In 2 patients, postoperative chest pain was continued until the 2. month. Analgesic treatment was given only for these patients. Mean follow-up duration was 3,1 years  (1-8 years). In 1 patient (Hİ:15) required reoperation due to the bar not to function. The patient was operated with tripod method, 1 month after surgery. 23 patient's bar was removed. Chest wall was minimal deflection in 2 patients at bar was removed.  Other patients had no the aesthetic and functional problems. None of the patients had no bar shift. In 3 patients the leg of the bar dislocated, revision applied for this patients. Surgical site infection was observed in any patient.

Conclusion: Nuss procedure to be safe, easy to implant and to remove, and the comfortable for the patients with the excellent cosmetic results. However, satisfactory results not be provided exactly in cases where the deformity is very severe and asymmetric

hastalar için kolay tolere edilebilir ve estetik sonuçları iyi olan bir operasyon yöntemi olarak değerlendirilmiştir. Deformitenin çok ağır ve asimetrik olduğu durumlarda istenilen netice tam olarak sağlanamayabilir.

Çocuklarda Pektus Ekskavatum Düzeltilmesinde 10 Yıllık Nuss Prosedürü Deneyimlerimiz

F Çelik, A Parlak, A Gürpınar, H Doğruyol
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, BURSA

Amaç: Pektus ekskavatum (PE) en sık rastlanılan göğüs duvarı deformitesidir. PE düzeltilmesinde çok sayıda cerrahi metod tarif edilmiştir. Son yıllarda Nuss prosedürü, minimal invaziv bir yöntem olması, sonuçlarının yüz güldürücü olması nedeniyle PE tedavisinde öne çıkmıştır. Bu çalışmada kliniğimizde PE tanısıyla Nuss prosedürü uygulanan hastalarımızın sonuçları irdelendi.

Hastalar ve yöntem: 2006-2016 yılları arasında, yaş ortalaması 11,5 yıl (4-17 yıl) olan 36 PE'li çocuğa Nuss prosedürü uygulandı. Hastaların verileri geriye dönük olarak incelendi.

Bulgular: Hastaların 27’si erkek, 9’u kızdı. En sık cerrahi endikasyon estetik kaygı idi. PE ye bağlı egsersiz sınırlanması ve efor dispnesi 5 (%13) hastada vardı. Tekrarlayan alt solunum yolu enfeksiyonu 2 (%5) hastada, efor ile periferik siyanoz 2 (%13) hastada ve göğüs ağrısı 1 (%2,7) hastada saptandı. 33 hastaya ekokardiyografi yapıldı. 17 hastada mitral kapak prolapsusu, 7 hastada mitral yetmezlik saptandı. Deformitenin derecesi Haller İndeksi'ne (HI) göre belirlendi. HI ortalama 3,9 (2,3-15) idi. Tüm hastalarda tek bar kullanıldı. Ameliyat süresi ortalama 89 dk (45-150 dk) idi. Perioperatif 1 hastada toraks duvarından kanama oldu. Postpoeratif kontrolde pnomotoraks tespit edilen 2 hastaya tüp torokostomi uygulandı. Postoperatif erken dönemde en sık karşılaşılan şikayet ağrı idi. Hastanede kalış süresi ortalama 7,2 gündü. Asimetrik pektus ekskavatum olan 3 hastanın göğüs duvarı bar uygulamasını takiben yükselmesine rağmen asimetri sebat etti. 2 hastada postoperatif 2. aya kadar devam eden ağrı oldu. Bu hastalara analjezik tedavisi dışında tedavi verilmedi. Hastalar ortalama 3,1 yıl (1–8 yıl) takip edildi. Deformitenin ağır olduğu (Hİ=15) 1 hastada fonksiyon görmemesi nedeniyle bar 1. ayında çıkarıldı. Bu hastaya aynı seansta tripod yöntemiyle onarım yapıldı. Hastaların 23’ünün barı çıkarıldı, ortalama bar çıkarılma zamanı 26,4 ay (17-35 ay) idi.  Barı çıkarılan hastaların 2’sinde göğüs duvarında minimal çökme oldu, diğer hastaların estetik ve fonksiyonel açıdan sorunu yoktu. Hiçbir hastada bar kayması görülmezken 3 hastada barın tespit edildiği kaz ayağında kayma oluştuğu görüldü, revizyon uygulandı. Hiçbir hastada cerrahi alan enfeksiyonuna rastlanmadı.

Sonuç: Nuss prosedürü minimal invaziv olması, güvenilir, yerleştirilmesi ve çıkartılması kolay, hastalar için kolay tolere edilebilir ve estetik sonuçları iyi olan bir operasyon yöntemi olarak değerlendirilmiştir. Deformitenin çok ağır ve asimetrik olduğu durumlarda istenilen netice tam olarak sağlanamayabilir.

Close