Poster - 16
Intermamary pinodial sinus
Ü Çeltik, E Divarcı, Z Dökümcü, O Ergün, A Çelik
Ege University Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery
Aim: Intermamary
pilonidal sinus is a rare condition in children and it can be easily
misdiagnosed. This study aimed to
present two cases who were operated because of intermamary pilonidal sinus.
Methods:
Clinical findings, pathological results and treatment strategy were
evaluated in two patients who were operated with intermamarian pilonidal sinus.
Results: Two
female patients in adolescents age admitted to hospital because of painfull
catarrhal swelling for one year.
Body mass index is 25.4 for first patients, 23.8 for second one. Both of them
were operated in another center but painfull swelling was seen again on
intermamarian area. Re-excision was performed both of them. Pathological results were reported that;
granulation and fibrosis. There is no recurrence in one year follow up.
Conclusions: Pilonidal sinus usually found in
sacrocccygeal region but they can also occur in the axilla, intermamarian
areas,
umbilicus, feet, suprapubic area. Especially in adolescents,
pilonidal sinus should be keep in mind for painfull sweeling in this area.
İntermamarian pilonoidal sinüs
Ü Çeltik, E Divarcı, Z Dökümcü, O Ergün, A Çelik
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
Amaç: İntermamarian pilonidal sinüs çocuklarda
seyrek görülmesi nedeni ile kolaylıkla atlanabilen bir durumdur. Çalışmamızda
intermamarian pilonidal sinüs nedeni ile opere edilen iki olgunun sunulması
amaçlandı.
Yöntem:
Kliniğimizde intermamarian yerleşimli pilonidal sinüs nedeni ile cerrahi
uygulanan iki olgunun klinik ve patolojik özellikleri, tedavi planlaması
değerlendirildi.
Bulgular: Adölesan yaşta
iki kız olgu intermamarian bölgede 6 ay ile 1 yıl süre ile devam eden akıntılı
ağrılı şişlik nedeni ile başvurdu. Vücut kitle indeksi ilk olguda 25,4 , ikinci
olguda 23,8 olarak hesaplandı.
Radyolojik tetkiklerinde herhangi bir özellik saptanmadı. İki
olgu da dış merkezde opere edilmiş fakat kısa süre sonra bu bölgede akıntılı
lezyon tekrar gözlenmişti. Her iki
olguya tekrar cerrahi eksizyon uygulandı.
Patolojik değerlendirme bol damarlı yangısal granülasyon, fibrozis
şeklinde yorumlandı. Olguların ameliyat sonrası bir yıllık izlemlerinde henüz
nüks saptanmadı.
Sonuç: Pilonidal
sinüs sıklıkla sakrokoksigeal bölgede görülmekle birlikte, nadiren aksilla,
intermamarian bölge, umbilikus, suprapubik bölge, ayak gibi bölgelerde de
görülebilmektedir. Ön tanının pilonidal sinüs olmaması başlıca nüks sebebi gibi
gözükmektedir. Özellikle adölesan yaş döneminde bu bölgelerde ağrılı akıntılı
görülen lezyonlarda pilonidal sinüs akılda tutulmalıdır.