Poster - 106
MINIMAL INVASIVE APPROACH IN pedıatrıc and Adolescent OVARIAN cystic masses
BH Güvenç, R Alim, S Fettahoğlu Üstel, A Alptekin
Bakirkoy Dr. Sadi Konuk Training and Research Hospital, Dept. of Pediatric Surgery
Aim: Ovarian cystic masses pose a wide range of clinical presentation and pathology. Even though most of the lesions in this age group are benign, the clinical picture may present as huge abdominal mass or acute abdomen. Minimal invasive approach is recommended for diagnosis and treatment. The technique is feasible with favorable outcomes even in the management of extremely large ovarian cystic masses.
Method: We have treated 17 units in 16 patients aged 1 month to 16 years. Nine cases were older than 10 and 3 were younger than 1 year of age of which presented with a prenatal diagnosis of a cystic adnexal lesion. A preoperative US and/or MRI study was performed in all cases. Either a supraumbilical or umbilical camera port was used considering the size of the mass. Two additional 3.5-5.0 mm working ports were inserted along the midclavicular lines at umbilical level. Cystic mases were enucleated following creation of a cleavage plane between the cyst and stroma of ovary in four cases. Specimen were removed via endobag. The mass was removed through a very short Pfannenstiel incision in one case.
Results: Fourcases were diagnosed as mature cystic teratomas, one of which presenting six liters of fluid material, one with torsion and one bilateral presentation. Five were simple ovarian cysts. Two were diagnosed as giant paraovarian cysts. Serum tumor markers including β-HCG and alpha-fetoprotein were within normal range. An auto amputated cyst was present in five infants. Radiology however, failed to detect torsion and auto amputation in these patients. There were no operative complications and the mean operative time was 76 minutes.
Conclusion: Laparoscopic removal is feasible when dealing with benign ovarian cystic masses. The size of the ovarian cystic mass is not necessarily a contraindication, keeping in mind that leaving viable ovarian tissue is the most pertinent issue in preserving the young patient’s childbearing potential. The possibility of an otherwise silent ovarian auto amputation in a neonate, presenting with persistent complex ovarian cyst, necessitates laparoscopic intervention for correct diagnosis
Pediatrik ve adolesan yaş over kistik kitlelerinin tedavisinde minimal invaziv girişim
BH Güvenç, R Alim, S Fettahoğlu Üstel, A Alptekin
Bakırköy Dr. Sadi Konuk EAH, Çocuk Cerrahisi Kliniği
Amaç: Çocuklarda over kaynaklı kistik kitleler çoğunlukla selim olmakla birlikte, akut karın veya dev abdominal kitle gibi klinik bir tablo ile karşımıza çıkabilirler. İleri derecede büyük kitlelerde bile minimal invaziv girişimle tanı ve sağaltım uygulanabilir.
Metod: Yaş aralığı 16 yaş ile bir ay arasında olan 16 olguda, 17 adet kistik over ünitesi tedavi edildi. 9 hastamız 10 yaş üzerinde, üçü ise bir yaşın altındaydı. Bütün olgularda tanı amaçlı abdominal ultrasonografi (USG) ve/veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) çalışması yapıldı. Kistik kitlenin boyutunun gerektirdiği koşulda kamera portu, supraumbilikal olarak yerleştirildi. Altta yatan patolojiye göre, iki ya da üç 3.5 - 5.0 mm lik çalışma portu kullanıldı. Dört olguda kitle sağlam over dokusundan enükle edilerek çıkartıldı. Küçük bir Pfannenstiel insizyonundan çıkartılan dev teratom olgusu dışında, bütün numuneler mutlaka endobag içerisine alındı.
Bulgular: Biri 6 litre sıvı içeren, biri torsiyone olmuş ve bir diğeri bilateral yerleşimli toplam 4 olguda matür kistik teratom saptandı. Beş olguda basit over kisti, iki olguda dev paraovaryan kist mevcuttu. Olguların beşinde, radyolojik incelemede tanı almayan otoampute over kisti saptandı. Bütün olgularda serum tümör belirteçleri normal sınırlarda idi. Ortalama ameliyat süresi 76 dakika olan olgularda, girişime bağlı bir komplikasyonla karşılaşılmadı.
Sonuç: Çocuk ve adolesan yaş gurubunda selim kistik over kitlelerinin tedavisinde, minimal invasiv yaklaşım güncel tedavide güvenilir bir metod olmakla birlikte, ilerde çocuk sahibi olma potansiyeli taşıyan hastalarımızda, sağlam over dokusunun korunmasına özen gösterilmelidir. Antenatal komplike over kisti tanısı almış takip altındaki bebeklerde, otoamputasyon ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır.