EN
TÜRKÇE
Oral Presentation - 17
Is Early Endoscopy Always Necessary In Children Ingested Caustic Substances
Ş Kurtuluş*, N Ertürk**, A Süzen***, M Hoşgör****
*Mugla Sitki Kocman University Faculty of Medicine Department of Pediatric Surgery
**Department of Pediatric Surgery, Faculty of Medicine, Mugla Sıtkı Kocman University, Mugla, Turkey
***Department of Pediatric Surgery,Training and Research Hospital of Mugla Sitki Kocman University, Mugla, Turkey
****Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği, İzmir/ Türkiye
Introduction: Caustic substances ingestion (CSI) remains a common problem causing severe morbidity and mortality in children and is an important public health problem in many countries. Whether or not an urgent early oesophagoscopy should be performed is still a matter of debate, particularly in asymptomatic patients. In this study, we purposed to evaluate the children who were admitted our clinic because of caustic substance ingestion.
Methods: From January 2001 to December 2003, the records of 103 children hospitalized because of caustic substance ingestion were evaluated retrospectively.
Results: The patients included 68(66%) boys and 35(34%) girls with a median age 41 months (range: 4-144 months). Sixty-four children (62%) underwent early oesophagoscopy (within 12–24 h following ingestion). To evaluate the treatment outcome and prognosis of patients with caustic injuries, mucosal lesions were scored as grade I (erythema or petechiae), grade II (noncircumferential IIa, circumferential IIb ulcerations), or grade III (mucosal necrosis). In twenty-five children (39%) normal endoscopic findings, in ten children (15%) grade I, in twenty-two children (34%) grade IIa, and in seven children (10%) grade IIb endoscopic findings were identified. Children with no lesions were supposed to be normal, and discharged home with normal elimentation. Others were allowed to start oral intake in 72 hours. Requiring repeated dilatation, esophageal stricture developed in two cases (3.1%). In these cases with esophageal stricture, endoscopic findings were identified grade IIa and IIb, and they were given caustic substances ingestion treatment protocole (no oral intake before 72 hours, broad-spectrum antibiotics, steroid)
Conclusıon: There was no patological findings found in the most of the children included in this study and underwent early oesophagoscopy. Despite corrosive injury identified in the eosophagus esophageal stricture developed in only two patients (%3.1). We observed that early oesophagoscopy is not helpful for children who are asemptomatic after CSI. We also decided that early oesophagoscopy is needless because of its probability effect in increasing mortality and morbidity in adition to CSI. As a result it is not important whatever endoscopic findings are. But early oesophagoscopy should be considered for children who had severe disfagia and general status imbalance.
Yakıcı Madde İçen Çocuklara Her Zaman Özefagoskopi Yapılmalı mı?
Ş Kurtuluş*, N Ertürk**, A Süzen***, M Hoşgör****
*Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği
**Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi ABD, Muğla Türkiye
***Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği, Muğla Türkiye
****Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği, İzmir/ Türkiye
Giriş ve Amaç:
Yakıcı madde içilmesi (YMİ), günümüzde çocuklarda şiddetli morbidite ve mortaliteye neden olan en yaygın problem olarak kalmaktadır. Halen bir çok ülkede önemli bir halk sağlığı problemidir. Erken ya da acil özefagoskopi yapılıp yapılmaması, özellikle semptomsuz hastalarda hala tartışma konusudur. Bu çalışmada YMİ nedeniyle başvuran çocukların değerlendirilmesi amaçlandı.
Hastalar ve Yöntem:
Ocak 2001'den Aralık 2003'e kadar, YKM nedeniyle hastaneye yatırılan 103 hastanın bilgileri retrospektif olarak değerlendirildi.
Bulgular:
Hastaların 68'i (%66) erkek, 35'i (%34) kız idi. Ortalama yaşları 41 (4-144) ay olarak bulunmuştur. Altmış dört (%62) hastaya YMİ'ni izleyen 12-24 saat içinde özofagoskopi yapıldı. Bu hastalarda tedavi sonuçlarını ve hastaların prognozunu önceden belirleyebilmek için mukozal lezyonlar şu şekilde skorlandı: grade I (eritem ya da peteşi), grade II (ülserasyonlar sirkumferansiyel değilse IIa, sirkumferansiyel ise IIb), ya da grade III (mukozada nekroz). Erken özofagoskopi yapılan hastaların 25'inde (39%) normal bulgular, 10'unda (15,6%) grade I, 22'sinde (34,3%) grade IIa ve 7 hastada (10,9%) grade IIb endoskopik bulgular saptandı.
Özefagoskopide lezyon saptanmayan hastalar normal olarak değerlendirildi, beslenerek taburcu edildiler. Diğer hastaların oral alımına 72 saat sonra izin verildi. Tekrarlayan dilatasyonlar gerektiren özefagus striktürü 2 (%3,1) hastada gelişmiştir. Bu hastaların özefagoskopide grade IIa ve IIb bulguları saptanmış ve hastalara YMİ tedavi protokolü tam uygulanmıştır.
Sonuç: Çalışmaya dahil edilen ve erken özofagoskopi yapılan çocukların büyük çoğunluğunda patoloji saptanmamıştır. Ayrıca yanık saptanmış olsa bile sadece iki çocukta (%3,1) striktür geliştiği görülmüştür. Bu gözlemlerimize dayanarak YMİ sonrası asemptomatik olan çocuklara özefagoskopi yapılmasının bir yararı olmadığı, ilave morbiditeyi ve mortaliteyi artıracak bu işlemin gereksiz olduğu kanısına varılmıştır. Sonuç olarak endoskopik bulguların ne olduğunun bir önemi olmadığı görülmüştür. Ancak ciddi disfaji ve genel durumu kötü olan çocuklarda erken endoskopi düşünülmelidir.