TÇCD 2017 35th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Poster - 10

A RARE PILONIDAL SINUS CASE LOCALISED INTERMAMMARIAN AREA

Ş Çaman*, TM Orbay**, A Celayir***, N Koç****
*Zeynep Kamil Maternity and Children’s Training and Research Hospital, Department of Pediatric Surgery
**University of Health Sciences, Zeynep Kamil Maternity and Children’s Diseases Health Training and Research Center, Department of Pediatric Surgery, Istanbul, Turkey
***University of Health Sciences, Zeynep Kamil Maternity and Children’s Diseases Health Training and Research Center, Department of the Pediatric Surgery
****Zeynep Kamil Maternity and Children's Training and Research Hospital, Department of Patology

Introduction/Aim: Pilonidal sinus disease generally seen at girls and boys at adolescent period and it can be treatable as surgically. Symptoms are hyperemia, oedema, discharge and pain. Generally located at intergluteal  region but it also can be seen at intermammarian, axillary and perineal region. In this study, to emphasize of the surgical treatment progress in a case with intermammarian pilonidal sinus diseases which operated a tour department was aimed.

 

Case report: 16 age girl, who had sternal pain and discharge with bad smell at intermammarian region above the sternum aproximatelly one year. Patşent admitted to different centers with these complaints but any symptoms did regrese despite of many different medical therapies. At physical examination, a sinus orifices and tract as 10cm‘s length and 2cm’s  width at intermammarian region was seen. The treatment of  Metronidazol and amoxicilin clavulanic acid as orally and daily medical dressing with povidine iodine to the lesion area were used during the 15th day; but any signs of regresion of infection. Pilonidal sinus tract was excised totally untill presternal fascia  by non-touch prşnciple and incision area was closed with Karydakis method. After medical dressing two breast tissues were closed each other with flaster. Early postoperative followings was no wound infection, and postoperative 15.day suture were taken. Histopathologicaly, ceratinise squamous epithelial was regular and in subepithelial area; and t here was cell infiltration contains fistul tract floored with ceratinise epithelium,lymphocytes, polymorphic nucleus leukocytes and hair shafts. The patient  is still well in follow-ups.

 

Conclusion: Possibility of the pilonidal sinus diseases which had lesions with discharge from sinus orifices is kept in mind always. Attention of various localisations in the body for pilonidal sinus, it could be considered which located intermamarian area; total excision of the pilonidal sinus after the treatment of infectious period was resulted good cosmesis in postoperative period. 

 

İNTERMAMARİAN BÖLGEDE GÖRÜLEN NADİR BİR PİLONİDAL SİNÜS OLGUSU

Ş Çaman*, TM Orbay**, A Celayir***, N Koç****
*Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Kliniği
**Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye
***Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
****Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği

Giriş/Amaç: Pilonidal sinus hastalığı, genellikle kız ve erkeklerde adölesan dönemde semptomatik olan bir hastalıktır. Bulunduğu bölgede şişlik, kızarıklık, akıntı ve ağrı ile bulgu verir. En sıklıkla intergluteal sulkusda, çok nadiren meme arası sulkus, axilla, prepubik ve genital bölgelerde görülebilir. Bu çalışmada, meme arası pilonidal sinüs hastalığı olan olguya yaklaşım ve tedavisinin vurgulanması amaçlandı.

 

Olgu sunumu: 16 yaşında kız hasta, bir  yıldır memeleri arasında ağrı, kötü kokulu akıntı sebebi ile polikliniğimize müracaat etti. Değişik hastane ve branşlarda antibioterapi uygulandığı dönemlerde azalmaktaymış. Her iki meme arasında yaklaşık 10X2 cm uzunluk ve genişliğinde skatris dokusu ve  sinus ağızları mevcuttu, kann tahlillerinde bir özellik yoktu. 15 günlük oral metronidazol tablet ve amoksisislin-klavulanik asit tablet tedavisi, lezyona povidone-iyotlu günlük pansuman yapılması sonrası enfeksiyon bulguları ve akıntının gerilemesi üzerine hasta operasyona alındı. Presternal  fasyaya kadar derinleşen lezyon, non-touch prensiplerine dikkat edilerek total olarak eksize edildi, insizyon hattı vertilkal olarak Karydakis yöntemi ile sütüre edildi. Memeler, insizyonda ayrışmaya sebebiyet vermemesi için önce allerji yapmayan bantlarla birbirine yakın tutuldu.  Ameliyat sonrası takiplerinde yara yeri enfeksiyonu gelişmedi. Ameliyat sonrası 15 günde sütürleri alındı. Halen poliklinik takibindeki hastanın, eksizyon materyali histopatolojik değerlendirmesi pilonidal sinüs ile uyumlu bulundu. 

 

Sonuç: Akıntılı ve sinus ağızları bulunan lezyonlar için pilonidal sinus/kist  hastalığı olasılığı  daima akılda turtulmalıdır. Pilonidal sinüs hastalığının bulunabileceği yerler dikkate alınarak memeler arasında da bu hastalığın olabileceğini düşünerek sinüsün total olarak cerrahi eksizyon yapılması, nüksleri engelleyecek ve gerek kozmetik açıdan iyi sonuç verecektir.

 

 

Close