Poster - 58
POSTERİOR SAGİTTAL APPROACH FOR RETRORECTAL MASSES
A Parlak, F Çelik, İ Kırıştıoğlu, H Doğruyol
Uludag University, Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery, BURSA
Tumors that arise in the retrorectal space are uncommon lesions that present with nonspecific signs and symtomps, thereby leading to a difficulty in diagnosis. Radiological imaging is necessary for benign and malignant differantiation and the determination of surgical approach. Tumor above the level of s3 requires an anterior or combine approach and lesions below the level of s3 may be removed the posterior approach. We report 3 patients which were performed posterior sagittal approach for retrorectal masses.
Patient -1: A 3 month-old-boy who has anal skaled polyp(2x1cm) presenting from birth was evaluated. in examination we detected anal stenosis and removed the polyp and made anal dilatation. The histopatology was mature teratoma. MRI showed a retrorectal cystic mass (19x10x10mm). We removed the mass and coccyx with posterior sagittal approach. The patient had also a sacral bone with Currarino syndrome.
Patient -2: A 17 year-old-girl was admitted due to constipation. A retrorectal mass was noticed with rectal digital examination and semi-solid cystic mass (36x21 mm ) was found in MRI. We removed lesion and coccyx with posterior sagittal approach. The histopatology was dermoid cyst.
Patient -3: A 15 year-old-boy had meningocele operation in neonatal period. He had recurrent pilonidal fistulas in postoperative period. An abscess or infected mass in retrorectal region was seen in MRI. Rhomboid incision that includes scar and fistulas was made. The mass (7x5 cm) that includes cartilage and bone tissue and coccyx was removed by posterior sagittal approach. Histopathology was sacrococcigeal teratom.
Conclusion:
Radiological imaging is important in retrorectal masses with different presentation for discrimination of masses anatomic localization and surgical approach. Anorectal malformations associated with presacral masses, rectal digital examination in constipations and histopathology of anal polyps keep on mind that will be associated retrorectal masses. Retrorectal tumors must be ruled out in case of recurrent pilonidal fistulas.
RETROREKTAL KİTLELERDE POSTEROSAGİTTAL YAKLAŞIM
A Parlak, F Çelik, İ Kırıştıoğlu, H Doğruyol
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, BURSA
Retrorektal bölgeden kaynaklanan kitleler nadir olmakla birlikte tanı ve tedavisinde zorluklarla karşılaşılır. Spesifik olmayan semptom ve bulgularla prezente olurlar. Radyolojik görüntüleme bening-malign ayrımında, cerrahi yaklaşımın belirlenmesinde gereklidir. Genelde S3 seviyesinin yukarısındaki kitleler anterior yada kombine yaklaşımla, S3 seviyesinin altındaki lezyonlar posterior yaklaşımla çıkarılabilir. Biz posterosagittal yaklaşımla retrorektal kitle eksizyonu yaptığımız 3 olguyu sunuyoruz.
Olgu-1: 3 aylık erkek olgu, doğduğundan beri var olan 2*1 cm boyutlarında anal saplı papillom nedeni ile değerlendirildi. Genel anestezi altında yapılan muayenede anal stenoz saptanan ve papillom eksizyonu yapılan olgunun histopatolojisi matur teratom gelmesi üzerine görüntüleme tetkikleri yapıldı. MRG’ de retrorektal kistik kitle(19x10x10 mm) saptandı.Posterosagittal yaklaşımla kitle ve koksiks eksizyon yapıldı. Sakral kemik anomalisi de olan olguda Currarino sendromu olarak değerlendirildi.
Olgu-2: Kabızlık nedeniyle değerledirilen 17 yaşında kız olguya yapılan rektal tuşede kitle farkedilmesi üzerine çekilen MRG de semisolid kistik kitle (36x21mm) saptandı. Posterosagittal yaklaşımla kitle ve koksiks eksizyonu yapıldı.Patolojisi dermoid kist ile uyumluydu.
Olgu-3: Yenidoğan döneminde meningosel öntanısıyla opere edilen ancak pilonidal bölgede fistül ve kronik akıntısı devam eden 15 yaşında erkek olgu bu şikayetle başvurdu. MRG de retrorektal bölgede abse? enfekte kitle formasyonu? saptanan olguya posterosagittal yaklaşımla skar ve fistül ağızlarını içerecek şekilde rhomboid insizyon yapıldı. Kıkırdak ve kemik dokusu içeren 7*5 cm kitle ve koksik eksizyonu yapıldı, defekt cilt flebi ile onarıldı. Patolojisi sakrokoksigeal teratom’du.
Sonuç:
Klinik olarak farklı şekillerde prezente olabilen retrorektal kitlelerde görüntüleme yöntemlerinin kitlenin anatomisi hakkında bilgi vermesi, cerrahi yöntemin belirlenmesinde önemi büyüktür. Anorektal malformasyonlarla presakral kitle birlikteliği, konstipasyonda rektal digital muayenenin önemi, anal polip eksizyonu sonrası spesmenin patalojik yönden incelenmesi unutulmamalıdır. Perianal ve pilonidal bölgedeki kronik fistüller de presakral kitle varlığı dışlanmalıdır.