TÇCD 2017 35th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association

View Abstract

Poster - 9

WIDE TISSUE NECROSIS AFTER PHENOL APPLICATION IN A CASE WITH PILONIDAL SINUS

TM Orbay*, A Celayir*, O Bosnalı*, B Arı**
*University of Health Sciences, Zeynep Kamil Maternity and Children’s Diseases Health Training and Research Center, Department of Pediatric Surgery, Istanbul, Turkey
**University of Health Sciences, Zeynep Kamil Maternity and Children’s Diseases Health Training and Research Center, Department of the Pediatric Surgery

WIDE TISSUE NECROSIS AFTER PHENOL APPLICATION IN A CASE WITH PILONIDAL SINUS

 

Introduction/Aim: Phenol application for pilonidal sinus (PS) disease is an alternative method to surgery due to high success rate and low costs. We evaluated the treatment of a case with large tissue defect developed after phenol solution application.

Case Report: Phenol solution, prescribed as 80%, was applied from each sinus openings in a 16-year-old male case under the spinal anesthesia. Although gluteal, perianal and scrotal regions were coated with vaseline and protective barrier preoperatively, superficial skin burns developed in both sides. Local wound care was performed. The patient was admitted with pain at postoperative 12th-day, and a demarcation-line with purple-black color change was found in the midline over the PS. The lowermost sinus orifice was enlarged to 1,5cm-diameter. All necrotic tissues over the PS were debrided. A midline skin defect (10cm long) and a 6x8x10cm cavity under the defect were found. Patient was hospitalized, intravenous cefazolin/amikacin/metronidazole was started. First week, silver pads were applied as daily dressings. At second and third weeks necrotic tissues were evacuated with wetted sponge-gauze dressing in sterile-saline solution applied three times daily. Cultures of the wound discharge were negative. On the 9th-day of admission wound discharge diminished. Over the three weeks, cavity size was decreased gradually with developing granulation tissue. Then he discharged and followed as outpatient with daily dressings. At the end of the second month, the defect was completely filled with granulation tissue and healed without the need for suture closure. Detailed research revealed that solution was prepared with 88gr crystalize-phenol in 12ml distillated water. The estimated concentration was 733%.  

Conclusion: Previously, wide tissue necrosis after phenol treatment for PS has not been reported. Determining the concentration of solution was useful for explaining the etiology. Widespread tissue necrosis was successfully treated with leaving the tissue for secondary healing with daily dressings.

FENOL UYGULAMASI SONRASI GENİŞ DOKU NEKROZU GELİŞEN BİR PİLONİDAL SİNÜS OLGUSU

TM Orbay*, A Celayir*, O Bosnalı*, B Arı**
*Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye
**Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

FENOL UYGULAMASI SONRASI GENİŞ DOKU NEKROZU GELİŞEN BİR PİLONİDAL SİNÜS OLGUSU

 

Giriş/Amaç: Pilonidal sinüs tedavisinde fenol uygulaması; yüksek başarı oranı ve düşük maliyetli olması nedeniyle cerrahiye alternatif olarak görülmektedir. Bu çalışmada, fenol solüsyonu uygulaması sonrası geniş doku defekti gelişen olgunun tedavisi değerlendirildi.

Olgu Sunumu: 16 yaşındaki erkek hastaya, spinal anestezi altında intergluteal alandaki her bir sinüs girişinden %80’lik reçete edilmiş fenol solüsyonu uygulandı. Ameliyat öncesi gluteal, perianal ve skrotal bölgenin vazelin ve koruyucu bariyerle kaplanmasına rağmen, sinüslerden sızan solüsyona bağlı olarak uyluk iç yüzeyde ve skrotumda lineer tarzda yüzeyel cilt yanığı geliştiği saptandı. Lokal yara bakımı yapıldı. Postoperatif 12.günde ağrı şikayeti ile polikliniğe başvuran olgunun orta hatta mor-siyah renkte demarkasyon hattı geliştiği, en alttaki sinüs girişinde 1,5 cm çapında cilt defekti olduğu görüldü. Nekrotik dokular debride edildiğinde orta hatta 10 cm uzunluğundaki cilt defektinin altından fasya’ya kadar uzanan 6x8x10cm boyutlarında geniş bir kavite oluştuğu görüldü. Yeniden interne edilen hastaya intravenöz sefazolin/amikasin/metronidazol başlandı. Günlük pansumanlarda, ilk hafta kavite içine gümüşlü ped uygulandı. İkinci ve üçüncü haftada günde üç kez serum fizyolojikle ıslatılmış gaz bez pansumanıyla nekrotik dokular tamamen temizlendi. Akıntıdan alınan kültürlerde üreme olmadı. Yatışının 9. gününde akıntının azaldığı,  ve 3 hafta içerisinde granülasyon dokusunun gelişmesiyle birlikte kavitenin küçüldüğü ve cilt yanıklarının iyileştiği görüldü. Ayaktan takibe alınan olgunun günlük serum fizyolojikli pansumanlarına devam edildi. İkinci ayın sonunda defekt tamamen granülasyon dokusu ile doldu ve sekonder sütüre gerek kalmaksızın kapandı. Detaylı araştırma yapıldığında solüsyonun, 88 gr kristalize fenolün 12 ml distile su ile çözelti haline getirilerek hazırlandığı ve solüsyonun tahmini yoğunluğunun %733 olduğu öğrenildi.

Sonuç: Literatürde fenol solüsyonu ile yapılan pilonidal sinüs tedavisi sonrasında gelişen yaygın doku nekrozu bildirilmemiştir. Fenol solüsyon konsantrasyonun belirlenmesi, nekrozun etyolojisini açıklamasında faydalı olmuştur. Pilonidal sinüs tedavisinde yüksek yoğunluklu fenola bağlı gelişen yaygın doku nekrozu, günde üç kez uygulanan serum fizyolojikli pansumanlar ile sekonder iyileşmeye bırakılarak tedavi edilmiştir.

 

Close