Oral Presentation - 78
CHOICE OF CENTRAL VEIN FOR INTRAVENOUS PORT CATHETERIZATION IN CHILDREN: SUBCLAVIAN AND INTERNAL JUGULAR VEINS
E Divarcı*, Z Dökümcü*, Ö Kılıç*, B Erözkan**, C Bor**, T Balcıoğlu**, O Ergün*, A Çelik*
*Ege University Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery
**Ege University Faculty of Medicine, Department Of Anesthesiology
Aim of the study: In this study, we aimed to compare the results of two different veins used for intravenous port catheterization which are subclavian and internal jugular.
Methods: We retrospectively analyzed the medical records of children who underwent intravenous port catheterization in our clinic since 2009. Between years 2009 and 2015 percutaneous subclavian vein punction, between years 2015-2017 internal jugular vein punction was preferred. Complications due to surgical intervention and the reasons required port revision during use were addressed.
Results: 436 patients (249 M, 187F) underwent port catheterization with a mean age of 6.4± 5.3 years (2 months - 20 years). The indications listed as malignancies (372 patients), chronic diseases (52 patients) and hematological diseases (12 patients). Subclavian vein (SCV) was preferred for 308 patients, whereas for 128 patients internal jugular vein (IJV) punction with ultrasound guidance was chosen. Seven patients had complications associated with surgical intervention in SCV group (2.2%). (Three patients had pneumothorax, two patients’ catheters were disconnected from the port reservoir, two patients had wound dehiscence). In IJV group, 2 patients had complications related with surgical intervention (1.5%). (One patient had a kink of catheter, one patient’s catheter was disconnected from the port reservoir). In total, 31 patients (7.1%) required port revision during the time of use. Major causes of revision were resistant catheter infection (16 patients) and obstruction due to thrombosis (15 patients).
Discussion: Permanent vascular access can be mandatory, especially for the patients with malignancies, chronic and hematological diseases. Subclavian vein, due to its anatomical location may not always be suitable for ultrasonographic guidance. Internal jugular vein seems as a safer option for intravenous catheterization under ultrasonographic guidance as it doesn’t carry the risk of penetrating the pleura. For intravenous port catheterization, internal jugular vein should be preferred in children requiring permanent vascular access.
ÇOCUKLARDA İNTRAVENÖZ PORT KATETERİZASYONUNDA SANTRAL VEN SEÇİMİ: SUBKLAVİEN & İNTERNAL JUGULER VEN
E Divarcı*, Z Dökümcü*, Ö Kılıç*, B Erözkan**, C Bor**, T Balcıoğlu**, O Ergün*, A Çelik*
*Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
**Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD
Amaç: Bu çalışmada kliniğimizde uygulanan intravenöz port kateterizasyonunda tercih edilmiş olan subklavien ve internal jugüler ven kateterizasyonu sonuçlarının karşılaştırılması amaçlandı.
Yöntem: Kliniğimizde 2009-2017 yılları arasında intravenöz port kateterizasyonu uygulanan hastaların kayıtları geriye dönük olarak incelendi. Santral ven kateterizasyonu amacıyla 2009-2015 yılları arası subklavien ven, 2015-2017 yılları arası internal juguler ven perkütan ponksiyonu uygulandı. Cerrahi işleme bağlı komplikasyonlar ve işlem sonrası kullanım sırasında oluşan revizyon nedenleri irdelendi.
Bulgular: İntravenöz port kateterizasyonu uygulanan 436 hastanın (249E, 187K) ortalama yaşı 6,4±5,3 yaştı (2 ay - 20 yaş). Hastaların tanıları onkolojik hastalıklar (372 hasta), kronik hastalıklar (52 hasta) ve hematolojik hastalıklar (12 hasta) olarak gruplanmaktaydı. Santral ven ponksiyonunda 308 hastada subklavien ven (SKV), 128 hastada ise ultrasonografi kılavuzluğunda internal juguler ven (İJV) ponksiyonu tercih edildi. SKV kateterizasyonunda toplam yedi hastada cerrahi işlem ile ilgili komplikasyon gelişti (%2,2) (3 hastada pnömotoraks, 2 hastada kateterin port haznesinden ayrılması, 2 hastada ciltte yara yerinde açılma). İJV kateterizasyonunda ise iki hastada cerrahi ile ilgili komplikasyon gelişti (%1,5) (1 hastada kateterde katlanma, 1 hastada kateterin port haznesinden ayrılması). Toplam 31 hastada kateterizasyon sonrası port kateterin klinik kullanım sürecinde, kateter revizyonu gerektiren sorunla karşılaşıldı (%7,1). Revizyon gerektiren sorunlar 16 hastada dirençli kateter enfeksiyonu, 15 hastada ise kateterde tromboza bağlı tıkanıklıktı.
Sonuç: Özellikle malign hastalıklar, kronik hastalıklar ve hematolojik hastalıkların tedavisi sırasında uzun süreli, kalıcı damar yolu ihtiyacı gerekmektedir. Subklavien ven anatomik lokalizasyonu nedeniyle ultrasonografik görüşe her zaman imkan vermemektedir. İnternal juguler ven ultrasonografik görüş altında daha güvenle perkütan kateterize edilebilmektedir. Aynı zamanda toraksa girilmediği için pnömotoraks riski de içermemektedir. Bu nedenlerle çocuklarda intravenöz port yerleştirilmesinde ultrasonografik görüş altında internal juguler ven kateterizasyonu öncelikle tercih edilmelidir.