TÇCD 2018 36th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association and 3rd Annual Congress of IPEG-MEC

AB Öztürk, C Turan, HB Gürleyen

Erciyes University School of Medicine Department of Pediatric Surgery, Kayseri/Turkey

Necrotizing enterocolitis (NEC) is the most common acquired gastrointestinal disease in neonates and occurs 1-3% in neonatal intensive care units. As babies under 1000g have a higher chance of survival, the incidence of NEC is increasing.

Diagnosis and immediate intensive care is the most important factor affecting the chances of survival.

D-lactate is produced by colonic bacteria. D-lactate may also accumulate in the ileum. D-lactate cannot be metabolized by mammals and excretion is from the kidneys. D-lactate is indicative for bacterial proliferation.

The diagnosis of NEC may be challenging. In this study, we aimed to show the importance of D-lactate level in a rat model of NEC.

We used the H/R method to construct the NEC model. Rats exposed to 100% carbondioxide for 5 minutes in a closed environment were then exposed to a +4 ° C cold for 5 minutes in a refrigerator. Finally, rats were given 100% oxygen for 5 minutes in a closed environment and were then placed next to their mothers. This procedure was done twice a day for the next three days after birth. After hypoxia, it was seen that all rats were cyanotic, gasping and excreted. All rats in the study group were decapitated by cervical dislocation on the fourth day of life. Within 30 minutes after decapitation, all newborn rats (study and control group) were resected at least 2 cm from terminal ileum. Histopathologically, all rats in the study group were shown to develop NEC of different grades. It was seen that the D-lactate levels measured from the tissue samples taken from the study group were higher than the control group.

Elevated D-lactate levels detected in a rat model of NEC, and can be used in diagnosis of NEC.

AB Öztürk, C Turan, HB Gürleyen

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Kayseri

Nekrotizan enterokolit (NEK) yenidoğan bebeklerde en sık karşılaşılan önemli akkiz gastrointestinal hastalık olup yenidoğan yoğun bakım ünitelerindeki hastaların %1-3’ ünde görülmektedir. NEK insidansı ağırlığı 1000 g’ ın altındaki bebeklerin yaşaması ile artmaktadır.

Tanının erken konulması ve hemen yoğun bir tedaviye başlanması yaşam şansını etkileyen en önemli faktördür. İdeali gangren oluşup perforasyon meydana gelmeden ameliyata alınmasıdır.

D-laktat kolonik bakteriler tarafından absorbe olmayan karbonhidratlardan üretilmektedir. D-laktat ileumda da birikebilmektedir. D-laktat memeliler tarafından metabolize edilemez ve vücuttan atılması renal ekskresyon ile olur. Kanda D-laktat tespit edilmesi, gastrointestinal sistemde bakteriyel proliferasyon olduğunun göstergesidir.

Erken dönemde NEK tanısı oldukça zor olmaktadır. Hastaların erken tanı alması için D-Laktat’ın biomarker olarak kullanılabileceği düşünülerek bu çalışmada H/R yöntemi ile NEK modeli oluşturulan ratlarda D-laktat seviyesinin öneminin gösterilmesi amaçlandı.

Doğumdan sonra çalışma grubundaki ratlar aynı gün başlanarak hipoksi/reoksijenizasyona maruz bırakıldı. Kapalı bir ortamda 5 dakika süreyle %100 karbondioksite maruz bırakılan ratlar sonra 5 dakika buzdolabında +4 °C soğuğa maruz bırakıldı, son olarak kapalı ortamda 5 dakika %100 oksijen verilen ratlar işlem tamamlandıktan sonra annelerinin yanına bırakıldı. Bu işlem doğumdan sonraki üç gün boyunca günde iki kere yapıldı. Hipoksi sonrası tüm ratların siyanotik oldukları, gasping yaptıkları ve dışkıladıkları görüldü. Çalışma grubundaki ratların tamamı hayatlarının dördüncü günü servikal dislokasyon yöntemi ile dekapite edildi. Dekapitasyon sonrası 30 dakika içinde tüm yenidoğan ratların (çalışma ve kontrol grubu) terminal ileumlarından en az 2cm olacak şekilde rezeksiyon yapıldı.

Histopatolojik olarak çalışma grubundaki bütün ratlarda değişik derecelerde NEK geliştiği gösterildi. NEK modeli oluşturulan gruptan alınan doku örneklerinden ölçülen D-laktat seviyelerinin kontrol grubuna göre yüksek olduğu görüldü.

Deneysel NEK modelinde D-laktat seviyesinin yükseldiği ve tanısal değeri olabileceği gösterildi.