Case Report - 2
A RARE INTRAVENOUS PORT CATHETER COMPLICATION: VENOBRONCHIAL FISTULA
C İsbir*, H Taşkınlar*, GB Bahadır**, S Ünal***, A Naycı*
*Department of Pediatric Surgery Medical School of Mersin University
**Gulhane Training and Research Hospital, Department of Pediatric Surgery
***Department of Pediatric Hematology School of Medicine, Mersin University,
Introduction and Purpose: Long term complications such as malposition and thrombosis of catheters and port site infections are commonly reported with port catheter placement. A rare late complication due to the erosion of venous wall and fistula between bronchial, pericardial, and pleura has rarely been reported. A case with venobronchial fistula due to port catheter vascular erosion is aimed to be presented.
Case: A four-year-old female patient with the diagnosis of acute lymphoblastic leukemia in remission for two years was hospitalized for persistence fever. The port catheter had been placed via the left internal jugular vein two years ago and were left unused for the last year. Persistent coughing was encountered after attempting to use the port. Thorax computed tomography (CT) revealed the end point of the catheter was buried in the right lung parenchyma. No history of hemoptysis or lobar pneumonia was obtained. A fluoroscopic investigation revealed extravasation of contrast medium in the right upper lobe parenchyma through the left brachiocephalic vein. The port catheter was removed in the operating room under general anesthesia. Complications such as hemoptysis or hemothorax were not encountered in the postoperative period.
Discussion: Malposition of the port catheters are rarely seen complication after intravenous port catheter placement. Migration of catheter fragments to the heart, pulmonary veins and venobronchial fistulas are rarely seen after disruption of catheters or erosion of the vascular walls. Removal of the catheters should be with a multidisciplinary team in an operating room under general anesthesia to avoid from the mortal complications after diagnosing the venobronchial fistula of the catheters.
NADİR GÖRÜLEN İNTRAVENÖZ PORT KATETER KOMPLİKASYONU : VENOBRONŞİAL FİSTÜL
C İsbir*, H Taşkınlar*, GB Bahadır**, S Ünal***, A Naycı*
*Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
**Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Kliniği
***MERSİN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK HEMATOLOJİ ANABİLİM DALI
Giriş ve Amaç: Küçük bir cerrahi girişim ile ana venöz yapılara yerleştirilen port kateterlerde malpozisyon, tromboz, enfeksiyon gibi geç dönem komplikasyonları bildirilmiştir. Geç dönem komplikasyonları arasında vasküler erozyon ile gelişen, kateterin bulunduğu venin bronşlara, plevral ve perikardiyal alana açılması da bulunmaktadır. Bu çalışmada port kateter yerleştirilen ve venobronşial fistül gelişen bir olgunun sunulması amaçlanmıştır.
Olgu: Remisyonda akut lenfoblastik lösemi tanısı ile iki yıldır izlenen, dört yaşında kız hasta, dirençli ateş yükseklikleri olması üzerine tedavisi için yatırıldı. Port kateterin iki yıl önce, sol internal juguler ven aracılığı ile yerleştirildiği ve son bir yıldır kullanılmadığı öğrenildi. Hastanın port kateteri kullanıldıktan sonra öksürük şikayetlerinin ortaya çıktığı görüldü. Hastanın toraks bilgisayarlı tomografisinde port kateterin sağ akciğer üst lob parankimi içerisinde sonlandığı tespit edildi. Port kateter takıldıktan sonra geçen sürede hemoptizi şikayeti olmayan hastanın lober pnomöni öyküsünün olmadığı öğrenildi. Hastanın girişimsel radyoloji ünitesinde floroskopi eşliğinde yapılan görüntülemesinde, port kateter aracılığı ile verilen kontrast maddenin sağ akciğer üst lob distal bronşlarına ekstravaze olduğu, port kateterin sol brakiosefalik venden akciğer parankimi içerisine girdiği görüldü. Hastanın port kateteri ameliyathane şartları hazırlanarak, genel anestezi altında, entübe edildikten sonra çekildi. İşlem sırasında ve sonrasında yapılan takibinde hemoptizi veya hemotoraks ile karşılaşılmadı.
Tartışma: Port kateter malpozisyonu, intravenöz port kateterlerin nadir görülen bir komplikasyonudur. Kateterin paraçalanarak kalp, pulmoner damar migrasyonu, vasküler erozyon sonucunda oluşan venobronşial fistüller ile ortaya çıktığı görülmektedir. Vasküler erezyon sonucunda erken dönemde hemotoraks, kardiyak tamponad ve hemoptizi görülebilir. Ayrıca tekrarlayan alt solumun yolu enfeksiyonları, akciğer apsesi gibi daha geç bulgular verebileceği gibi olgumuzda olduğu gibi kateter kullanılmadığı sürece asemptomatik de seyredebilir. Venobronşial fistül tespit edilen port kateteri olan hastalarda kateterin çekilme işlemi, oluşabilecek mortal komplikasyonları önlemek için multidisipliner olarak planlanmalı ve genel anestezi altında ameliyathane koşullarında yapılmalıdır.