Oral Presentation - 35
Factors Affecting Bladder Wall Thickening in Patients with Spina Bifida
ŞK Özel*, İ Alataş**, H Canaz**, R Caymaz**
*Istanbul Medeniyet University Göztepe Training and Research Hospital, Department of Pediatric Surgery
**İstanbul Bilim University Spina Bifida Research Center Department of Pediatric Neurosurgery
Aim
Bladder wall thickening is an ultrasonographic sign detected in some neurogenic bladder patients. The aim of this study was to identify the factors which cause increased bladder wal lthickness in patients with spina bifida.
Materials and Methods
Those patients who were treated in our Spina Bifida Center were enrolled. Patients were studied in terms of age, gender, maximal detrusor pressure, bladder compliance, detrusor activity type which might affect bladder wall. Comparisons were done with Pearson correlation and student’s t test.
Results
754 patients who had the diagnosis of spina bifida were studied. 320 patients who had bladder Wall measurement were included in thestudy. There was a correlation with patien tage, maximal detrusor pressure and detrusor overactivity and bladder wall thickening. Increase in bladder wall was observed with increased bladder pressures and patient age (p˂0,05). Bladder wall was thicker in patients with detrusor overactivity and detrusor underactivity when compared with normal activity (p˂0,05). There was no difference with overactive and underactive detrusorpatients. Bladder wall was also thicker in patients with low bladder compliance when compared with normal compliance (3,5±1,6 mm vs 2,9±1 mm) (p˂0,05).
Discussion
Bladder wall thickness is an indicator of the effects of the disease on bladder structure in patients with neurogenic bladder dysfunction. Thickening of the bladder wall happens when th ebladder is exposed to high pressures with time. As thickening is both observed in overactivity and underactivity, these two clinica lconditions may be consecutive in manner and decreased compliance may imply a more severe clinical condition in terms of bladder function.
Spina Bifidalı Hastalarda Mesane Duvar Kalınlaşmasını Etkileyen Faktörler
ŞK Özel*, İ Alataş**, H Canaz**, R Caymaz**
*İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
**İstanbul Bilim Üniversitesi Spina Bifida Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Beyin Cerrahisi Kliniği
Amaç
Mesane duvar kalınlaşması bazı nörojen mesaneli hastalarda tespit edilen ultrasonografik bir bulgudur. Bu çalışmanın amacı spina bifidalı hastalarda mesane duvar kalınlaşmasını etkileyen faktörlerin ortaya konulmasıdır.
Materyel ve Metod
Spina Bifida Uygulama ve Araştırma Merkezinde takip ve tedavi edilen hastalar çalışmaya alındı. Mesane duvar kalınlığını etkileyebilecek yaş, cinsiyet, maksimal detrusor basıncı, mesane kompliansı, detrusor aktivite tipi gibi özellikler açısından hastalar değerlendirildi. Karşılaştırmalar Pearson korelasyon testi ve student t testi ile yapıldı.
Sonuç
Spina bifida tanısı ile takip ve tedavi edilen 754 hasta değerlendirildi. Ultrasonografik olarak mesane duvar kalınlığı ölçülebilen 320 hasta çalışmaya dahil edildi. Mesane duvar kalınlığı ile maksimal detrusor basıncı, yaş ve ürodinamide aşırı detrusor aktivitesi tanısı arasında korelasyon bulunmakta idi. Mesanede basınç artışı, hasta yaşının artışı ile mesane duvar kalınlığında da artış olduğu gözlendi (p˂0,05). Detrusor aktivitesi aşırı aktif veya az etkin tanımlanan hastalarda, detrusor normal olarak tanımlananlara göre duvar kalınlığı daha fazla idi (p˂0,05). Az etkin ve aşırı aktif mesanelerde fark bulunmamaktaydı. Yine mesane kompliansı azalmış hastalarda normal olan hastalara göre duvar kalınlığında artış dikkati çekmekteydi (3,5±1,6 mm vs 2,9±1 mm) (p˂0,05).
Tartışma
Mesane duvar kalınlığı nörojen mesaneli hastalarda hastalığın mesane üzerindeki etkilerini gösteren bir belirteçtir. Zamanla ve yaşla beraber uzun süreli yüksek basınca maruz kalan kas tabakasında kalınlaşma olduğu görülmektedir. Az etkin detrusor ile aşırı aktivitede duvar kalınlaşmasının gözlenmesi bu durumların birbirinin devamı süreçler olabileceğini ve komplians azalmasının daha ağır bir klinik durumu yansıtabileceğini düşündürmektedir.