TÇCD 2018 36th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association and 3rd Annual Congress of IPEG-MEC

View Abstract

Poster - 9

Which method in pilonidal sinus treatment?

Cİ Öztorun*, G Demirtaş**, H Doruk**, S Demir**, A Ertürk**, MN Azılı**, E Şenel**
*Ankara Yıldırım Beyazıt Unıversıty Medical Faculty Department of Pediatric Surgery
**University of Health Sciences, Ankara Child Health and Diseases Hematology Oncology Training and Research Hospital Pediatric Surgery Clinic

Aim: Numerous methods have been defined in pilonidal sinus treatment. In this study, we aim to investigate the methods applied for pilonidal sinus treatment in our clinic.

Material and Method: Between 2010-2018, we investigated the age, gender, body weight, pre-op antibiotics usage, surgical technique, post-op infection, post-op hemorrhage, recurrence, recurrence treatment, time between to surgeries and second relapse parameters for cases with pilonidal sinus and treated.

Results: 138 cases are treated for pilonidal sinus diagnosis. Methods used for treatment are; primer excision, Limberg flap procedure and sclerotherapy with Lauromacrogol 400(%3 aethoxysklerol). The number of male/female cases were 77/61. Mean age of the patients was15,4 (2-18). Mean body weight of the patients was 74,38 kg (11-114 kg). 94,2% of the patients were given antibiotherapy during pre-ops stage. 62 patients were treated with primer repair (44,9%), 49 patients were treated with sclerotherapy (35,5%) and 27 patients were treated with Limberg flap procedure (19,5%). The mean of the hospitalization duration was s 1,49 days (0-4 days). Post-op wound site infection was observed in 25 cases (18,1%) while hemorrhage was not observed in any cases. Recurrence was observed in 25 cases (18,1%). Recurrence rate observed for female patients is 1,4%, for male patients is 20,7%. The highest rate of recurrence observed was 68% (17 cases) for sclerotherapy cases. 32% recurrence rate is observed for primer excision cases and no recurrence was observed in Limberg flap procedure cases. In recurrence treatment, 12 cases (48%) were treated primer repair, 10 cases (40%) were treated with sclerotherapy and 3 cases (12%) were treated with Limberg flap procedure. Mean time between first and second surgical was 8,48 months (2-26 months). Three cases were intervened thrice. Two of them were treated with primer repair and one was treated with flap method. The surgical background of cases that recurred second time can be given as: two patients were treated with sclerotherapy twice, then primer repair; the other patient was treated with primer repair twice and then flap method.

Conclusion: Although various methods are applied for the treatment of pilonidal sinus, Limberg flap surgery is superior to other methods in accordance with the recurrence rate results in our results.

Pilonidal sinüs tedavisinde hangi yöntem?

Cİ Öztorun*, G Demirtaş**, H Doruk**, S Demir**, A Ertürk**, MN Azılı**, E Şenel**
*Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
**Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği

Amaç: Pilonidal sinüs tedavisinde, birçok yöntem tanımlanmıştır. Bu çalışmamızda kliniğimizde pilonidal sinüs tedavisinde kullanılan yöntemleri incelemeyi amaçladık.

Gereç ve Yöntem: 2010-2018 yılları arasında pilonidal sinüs tanısıyla tedavi ettiğimiz olguların dosyaları yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı, pre-op antibiyotik kullanımı, uygulanan cerrahi teknik, post op enfeksiyon, post op kanama, nüks, nüks sonrası tedavi, iki cerrahi arasındaki süre ve ikinci nüks olgular açısından inceledik.

Bulgular: pilonidal sinüs nedeni ile 138 olgu tedavi edildi. Tedavide kullanılan yöntemler; primer eksizyon, Limberg flep çevrilmesi ve
Lauromacrogol 400
(%3 aethoxysklerol) ile skleroterapidir. Olguların erkek/kız sayıları: 77/61 idi. Yaş ortalamaları 15,4(2-18 yaş) idi. Olguların vücut ağırlıkları ortalaması 74,38 kg (11-114 kg) idi. Olguların %94,2’sine (130) operasyon öncesi antibiyoterapi verildi. 62 hastaya primer onarım (%44,9), 49 hastaya skleroterapi (%35,5) ve 27 olguya ise limberg flep yöntemi (%19,5) ile cerrahi tedavi yapıldı. Olguların post operatif dönemde yatış sürelerine bakıldığında ortalama 1,49 gün (0-4 gün) olduğu görüldü. 25 olguda (%18,1) post operatif dönemde yara yeri enfeksiyonu saptanırken hiçbir olguda kanama görülmedi. Operasyon sonrası 25(%18,1) hastada nüks görüldü. Kızlarda %1,4, erkeklerde %20,7 oranında nüks görüldü. En fazla nüksün %68(17 olgu) oranı ile skleroterapi grubunda olduğu görüldü. Primer eksizyon yapılan olgularda %32(8 hasta) oranında, flep çevrilen hastalarda ise nüks olmadı. Nüks tedavisi olarak 12 olguya (%48) primer onarım, 10 olguya (%40) skleroterapi, 3 olguya (%12) ise flep yöntemi uygulandı. İlk cerrahi girişim ve ikinci cerrahi girişim arasındaki süre ortalama 8,48 ay (2-26 ay) idi. Üç olguya, üçüncü kez müdahale edildi. Bunların ikisine primer onarım yapılırken, birinde flep yöntemi tercih edildi. İki kez nüks izlenenlerin cerrahi öyküsünde, iki hastaya iki kez skleroterapi ardından primer onarım, diğer hastaya ise iki kez primer onarımı takiben flep yöntemi uygulandı.

Sonuç: Pilonidal sinüs tedavisinde farklı yöntemler tanımlanmış olmasına rağmen bizim sonuçlarımıza göre nüks açısından karşılaştırıldığında Limberg flep cerrahisi diğer yöntemlere göre daha üstündür.

Close